01.03.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
DUYGU ERDOĞAN - Türkiye genelinde deprem endişesi sürüyor. Türkiye’deki nüfusun yüzde 71’i deprem riski altındaki bölgelerde yaşıyor. Ülke genelinde Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından duyulan endişe arttı. Bu kapsamda şehirlerde yapıların risklerinin belirlenmesi ve hızlı bir dönüşüme geçilmesi talep ediliyor. Ancak başta İstanbul olmak üzere özellikle kentsel dönüşüm sürecinin önünde pek çok engel görünüyor. Türkiye ve İstanbul özelinde yeni ve yerinde bir yapılaşma için uzmanlar risklerin yönetimi ve planlama konusunda önerilerini sundu.
Şehir Plancısı Ali Faruk Göksu, kentlerin dönüşümünün sadece bir gayrimenkul geliştirme süreci olmaması gerektiğine özellikle dikkat çekerken, şehirlerin değerleri, yoğunlukları, risk ve siluet haritaları hazırlanarak yeni bir ‘öncelikli dönüşüm senaryosu’ yazılması gerektiğini ifade etti.
Gayrimenkul Hukuku Uzmanı Avukat Ali Güvenç Kiraz ise, uygulamada dönüşüm sürecini uzatan sıkıntılar olduğuna vurgu yaparken, daha sert kurallar uygulanarak, ‘balkonların odalara katıldığı, imar afları ile evlerin büyütüldüğü, kat çıkıldığı’ örneklerin geride kalması gerektiğini dile getirdi.
‘Alt bölgelere ayrılmalı’
İstanbul özelinde yeni yapılanmanın 39 ilçe kapsamında alt bölgeler oluşturularak kurgulanması gerektiğini anlatan Ali Faruk Göksu, bölgeleme stratejisinin mekânsal, ekonomik ve toplumsal bileşenleri ile değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. İstanbul’un en temel sorunlarından birini açık alan yetersizliği ve kişi başına düşen yeşil alan miktarı olarak gösteren Göksu, şunları söyledi: “Açık alan sistemlerinin kurgulanmasında ‘kentsel mavi ve yeşil örtü’ yeni bir planlama stratejisi olmalıdır. Bu stratejinin de uygulanmasında ‘yeşil yol’ ve ’yeşil kuşak’ projeleri kamu yönetimi tarafından öncelikle gündeme alınmalı. Yeşil yol projesi, İstanbul’un iki önemli yolu olan E5 ve E6 karayolu arasında paralel bir açık alan yani yeşil alan yaratmayı amaçlamaktadır. Yeşil yol, nefes almanın yanı sıra deprem esnasında toplanma alanı işlevini görecektir... Riskli yapısını yeşil kullanımına terk edenlere imar bonusu verilmeli. Toplu Konut Fonu’na benzer bir ‘Kentsel Dönüşüm Fon’u ise dönüşüm projelerinin gerçekleştirilmesi açısından önem kazanacaktır.”
RİSK DERECESİNE GÖRE YAPILAŞMA İZNİ
Kentsel dönüşüm sürecinde yasada ve yönetmelikte yer alan bazı temel konuların süreci uzattığına vurgu yapan Ali Güvenç Kiraz, riskli yapı tespiti ardından dava süreçlerinin birbiri ardına geldiğini, çözümü hızlandırmak adına uygulamaların yeniden ele alınması gerektiğini kaydetti. İstanbul özelinde kentsel dönüşüm sürecinde en büyük sıkıntıyı uzlaşma süreci olarak gösteren Kiraz, farkındalığın ülke geneline yayılması için şu önerileri sundu:
- “Türkiye’nin artık ortak yaşam kuralları ile ilgili disiplinli ve sert cezalar uygulayan bir ülke olması gerekli.
- Balkonların odalara katıldığı, imar afları ile evlerin büyütüldüğü, kat çıkıldığı, odaların birbirine katıldığı örnekler tarih olmalıdır; çocuklarımız böyle uygulamalar yapılırsa yapanın ağır para cezaları ve hasar hallerinde ise hapis cezalarının olduğu bir sistemde büyümeli.
- Deprem ve afet alanları artık derecelendirilmeli; 1. derece afet alanlarında hiçbir şekilde yapılaşma izni verilmemeli, 2. dereceye sert kurallar getirilmeli, zemin yapısı iyileştirilmeden uygulama asla yapılmamalı, 3. derecede ise tüm imar mevzuatı, jeolojik çalışmalar ve uygulama esasları belirtilerek inşaat yapımı sağlanmalıdır.”
1.5 MİLYON KONUT TAŞINACAK
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da riskli olduğu tespit edilen 1 milyon 500 bin konutun taşınacağını açıkladı. Konutlar, şehrin iki yakasında belirlenen rezerv alanlara taşınacak. Kurum, 1.5 milyon konutun acilen dönüşmesi gereken 300 bininin bir an önce dönüştürülmesine ilişkin şu anda İstanbul’da sadece bakanlığın devam ettiği 94 bin bağımsız bölümden oluşan projeler olduğunu söyledi.