25.02.2019 - 01:30 | Son Güncellenme:
LEVENT KÖPRÜLÜ / OTOKOLİK
Yaklaşık 60 yıla yakın süredir devam eden kamyon üretim deneyimini “Ford Trucks” markasına aktaran ve ABD’li devi Avrupa’da ağır ticari araç işine geri döndüren Ford Otosan, bu kez daha büyük bir görev üstleniyor. Brezilya’daki tesisini kapatarak ağır ticari araç üretiminden çıkmaya karar veren Ford, ağır ticari araçlarının geliştirilmesi ve üretimi konusunda Türkiye’yi tek merkez haline getiriyor.
Daha önce Brezilya’da üretilen Cargo serisinin tüm tasarımlarını yapan, Uluslararası Yılın Ağır Ticari Aracı seçilen yeni F-Max’i baştan aşağı geliştiren Ford Otosan, aynı zamanda bu araçlarda kullanılan motorları da kendisi geliştirerek üretiyor. Tüm bu deneyim ve becerileri sayesinde Ford’u etkilemeyi başaran, şirket içinde önemli görevler üstlenen Ford Otosan, artık bu konuda tek merkez haline gelecek. Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, “Ford’un ağır ticari araçlar, ilgili dizel motor ve motor sistemleri için küresel mühendislik merkezi olan Ford Trucks, sadece Türkiye’de değil, Avrupa ve Kuzey Amerika dahil tüm potansiyel ihracat pazarlarında rekabet edecek ürünler sunabilmek için ileri teknolojiler üretiyor. Ar-Ge ve üretimdeki üstün başarımız sayesinde, şu anda 36 ülkeye dağılan ve hızla büyüyen yapılanmamızla yolumuza devam ediyoruz. Yeni dönemde de şirketin global düzeydeki tek ağır ticari araç geliştiricisi ve üreticisi olarak uluslararası pazarlardaki etkili büyümemizi rahatlıkla sürdürecek altyapı, yetkinlik ve deneyime sahibiz” diye konuştu.
Öte yandan Ford Trucks, küresel anlamda büyümesini daha ileriye taşıyacak yeni bir hamlenin eşiğine de geldi. Nitekim Ford Trucks adını alan ve model yelpazesini tamamen yenileyen Ford Otosan, bu çerçevede Orta Doğu, Afrika, Rusya ve Türk Cumhuriyetleri’ne açılmıştı. Ford Trucks, şimdi de ağır ticari dünyasının en prestijli pazarlarından Batı Avrupa’ya açılmanın hazırlıklarını yapıyor. Şirket, büyüme hedefi kapsamında başta İspanya, İtalya ve Portekiz olmak üzere 7 yeni ülkede bayilik görüşmelerine başlandığını bildirdi. Bu konuda da değerlendirmelerde bulunan Ford Otosan Genel Müdürü Yenigün, şunları kaydetti:
“2010 yılından bu yana Ford Trucks işine yaptığımız yatırımın en önemli noktasındayız. Uluslararası pazarlarda büyümemizi Orta Doğu, Afrika, Rusya ve Türk Cumhuriyetleri’nin ardından Orta ve Doğu Avrupa’da gerçekleştirdiğimiz bayi açılışlarıyla sürdürdük. Ağır ticari pazarının Rusya ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesine kaydığı bir dönemde, bu pazarlarda oldukça güçlü duruş sergileyerek hem tecrübelerimizi zenginleştirdik hem de uluslararası bir marka olarak sektörün radarında daha da görünür hale geldik. IAA Hannover Uluslararası Ticari Araç Fuarı’nda dünya tanıtımını yaptığımız yeni çekicimiz F-MAX’in, sektörün en saygın ödüllerinden olan ‘Uluslararası Yılın Kamyonu Ödülü’nü kazanması, Ar-Ge’deki gücümüz ve yetkinliğimizin global düzeyde de takdir edilmesini sağladı. Tamamen Türk mühendislerce geliştirilen ve İnönü fabrikamızda üretilen çekicimizin kazandığı başarı sonrası Avrupa’dan 70’e yakın bayilik talebi aldık. Bunun üzerine Batı Avrupa pazarına yönelik planlarımızı öne çektik ve İspanya, İtalya, Portekiz öncelikli olmak üzere 7 yeni ülke için görüşmelere başladık.”
Babası gibi otomobilci oldu
Ünlü Alman mühendis Ferdinand Porsche’nin torunu olan ve uzun yıllar Volkswagen Grubu’nun başında kalan Ferdinand Piech, tam anlamıyla otomotive tutkun bir yönetici olarak biliniyordu. Kendisi yöneticiliği bırakıp köşeye çekilse de, oğlu, bir şekilde ondan bayrağı devralmaya niyetli gibi görünüyor. 2016 yılında bir girişimciyle birlikte İsviçre’de “Piech Automotive” şirketini kuran Anton Piech, Cenevre Otomobil Fuarı’nda babasını gururlandırmaya hazırlanıyor.
Fuarda “Mark Zero” adını verdiği tamamen elektrikli spor otomobilini tanıtacak olan Piech Automotive, kendi sosyal medya hesaplarından merak uyandıran fotoğraflar paylaşmış bile. Lüks spor otomobil pazarının “elektrikli oyuncusu” olmaya kararlı olan Anton Piech, babasının otomotivdeki başarısını tekrarlar mı bilinmez. Ancak aracın tasarımının heyecan uyandırıcı olacağını söylemek yanlış olmaz. Henüz aracın performans verileri paylaşılmazken, bazı mecralarda bu otomobilin 450 km’ye kadar menzili olacağı belirtiliyor. Genç Piech’in, spor otomobilin yanı sıra SUV da üretmek istediği belirtiliyor... Yani kendi çapında bir otomobil üreticisi olmak için daha emin adımlar atacağa benziyor. Armut dibine düşmüş, kesin...
Sportif görünümlü SUV’unu hazırladı
Hyundai’nin önemli başarılara imza atan modeli Tucson, daha önce açıklanan 48 Volt’luk elektrik sistemine sahip “dizel hibrit” versiyonunun ardından yepyeni ve dinamik bir versiyona daha kavuşuyor. Hyundai’nin motorsporlarında elde ettiği deneyimlerden esinlenerek hazırlanan “N Line”, donanımda yapılan sportif dokunuşlar haricinde, gövde ve kabin içindeki aksesuar değişiklikleriyle de dikkat çekiyor. Tasarımın ilk ipuçlarını veren Hyundai, Tucson N Line ile özellikle yüksek performans tutkunlarını hedefliyor. Markanın ilk performans görünümlü SUV modeli olan Tucson N Line’ın sadece bir başlangıç olduğu, daha sonra başka modellerin de geleceği belirtiliyor. Tucson N Line, yılın ikinci çeyreğinde önce Avrupa’da, ardından da Türkiye’de satışa sunulacak.
Elektriklenmeye hazırlanıyor
Fransız üretici Peugeot, performanslı otomobillerini geliştiren Peugeot Sport aracılığıyla elektrikli ve yüksek performanslı otomobil serisi için kolları sıvadığını açıklamıştı. İşte bu serinin ilk halkası, önümüzdeki günlerde kapılarını açacak Cenevre Otomobil Fuarı’nda kendisini gösterecek. Henüz ülkemizde satışına başlanmayan yeni nesil 508’in hibrit versiyonu üzerine geliştirilen “Peugeot Sport Engineered 508” konsepti, çevreci ancak güçlü ve çabuk hızlanan bir aile otomobili profili çiziyor. Çekici tasarıma sahip araç, tam üç motora sahip. Araç, ön kısmında bir benzinli ve 110 HP’lik bir de elektrikli motora ev sahipliği yaparken, arkada da 200 HP’ye eşit güç üreten bir motor barındırıyor. Toplamda 500 Nm tork sunabilen araç, 400 HP’ye yakın bir güce erişiyor. Böylelikle de 0-100 km/s hızlanmasını 4.3 saniyede gerçekleştirebiliyor.
Yerli otoya yerli destek
Tamamen yerli otomobili üretmek için yola çıkan Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG), Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) ile işbirliği fırsatlarını değerlendirmek ve hayata geçirmek
için görüşmelere başladı.
TOGG CEO’su Gürcan Karakaş’ın, göreve başladıktan sonra ilk ziyaret ettiği kuruluşlardan biri olan TAYSAD olmuştu. Karakaş, bu ziyareti sırasında TOGG’un Türkiye’de bir mobilite ekosistemi oluşturulması sürecinde TAYSAD üyeleriyle görüşmelere başlanacağını bildirmişti. Karakaş’ın sözünü ettiği bu işbirliği, oluşturulan gruplar aracılığıyla geçtiğimiz günlerde resmen başlatıldı. Söz konusu görüşmelerin hedefiyse, Türkiye’nin otomobili ve onun ortaya çıkaracağı mobilite ekosistemindeki iş birliği fırsatlarını değerlendirmek, hayata geçirmek...
Söz konusu süreçle ilgili açıklamalarda bulunan TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca, “TAYSAD olarak Türkiye’de üretilen ve üretilecek her türlü araca sonuna kadar destek veriyoruz. Ülkemize daha çok otomotiv yatırımı gelmesini, daha çok araç üretilmesini ve ihraç edilmesini istiyoruz. Bu bağlamda bir Türk otomobil markasının doğuşuna yönelik girişimi de ilk günden desteklediğimizi tekrar vurgulamak isterim. Geçtiğimiz günlerde TOGG ile TAYSAD arasında, Türkiye’nin Otomobili
Girişim Grubu tarafından geliştirilip üretilecek araçta kullanılacak parçalar ve teknolojilerle alakalı teknik
bir toplantı gerçekleştirildi, karşılıklı fikir alışverişi yapıldı” dedi.
500 bininci Egea
Yaklaşık 1 milyar dolarlık yatırımla Tofaş tarafından hayata geçirilen Egea’nın 500 bininci üyesi Egea Hatchback, üretim bandından indi. Egea, tanıtıldığı 2015’ten bu yana iç pazarda yaklaşık 130 bin adetlik satış başarısı yakaladı. Son 3 yılda Türkiye’nin en çok tercih edilen modeli olma unvanını koruyan Egea, İtalya’da da “Tipo” adıyla kendi segmentinin lideri oldu. Avrupa’nın 7 ülkesinde ilk 10 içerisinde yer alma başarısı gösteren ve yüzde 70’i İtalya dışında satılan araç, kısa sürede Fiat markasının iki numaralı küresel oyuncusu konumuna ulaştı.