EkonomiEşitlikte daha yolumuz var

Eşitlikte daha yolumuz var

02.01.2025 - 07:02 | Son Güncellenme:

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yetkililerinin Meclis Kadına Şiddet ve Ayrımcılık Araştırma Komisyonu’nda verdiği bilgiler Türkiye’nin kadın erkek eşitliğinde halen Avrupa ülkelerinin gerisinde olduğunu ortaya koydu.

Eşitlikte daha yolumuz var

EVRİN GÜVENDİK / Ankara - Komisyonda sunum yapan TÜİK Demografi İstatistikleri Daire Başkanı Metin Aytaç, Avrupa Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü (EIGE) tarafından AB ülkeleri için hesaplanan Kadın Erkek Eşitliği Endeksi’ni Türkiye için ilk defa resmi istatistiklerle hesapladıklarını, bu konuda 2023 yılında pilot çalışma yürüttüklerini söyledi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı işbirliğinde yürütülen çalışma kapsamında 2025 yılında, 2024’ün kadın erkek eşitliği endeksinin hesaplanacağını belirten Aytaç, “Bu çalışma ile; kadın ve erkek arasındaki eşitliğin sağlanması açısından iyileştirilmesi gereken alanlar konusunda bilgi sahibi olmak ve görünürlüğün sağlanması amaçlanmıştır. 2013, 2015, 2017, 2019 (2 yılda bir) ve 2020-2024 (yıllık) olarak hesaplanmıştır. 6 ana alan (İş, Para, Bilgi, Zaman, Güç ve Sağlık) ve 31 göstergeden oluşmaktadır. 0 ile 100 puan arasında bir değer almaktadır. 100 puan, bir ülkenin her alanda kadın ve erkek arasında tam eşitliğe ulaştığı anlamına gelmektedir” bilgisini verdi.

Haberin Devamı

Erkekler daha çok kazanıyor

AB ülkeleri ile karşılaştırmayı öngören 2023 yılı pilot çalışmasının sonuçlarını paylaşan Aytaç, “Elde ettiğimiz endeks değeri AB ortalaması 70, Türkiye için 52,3. Biz kadın erkek eşitliğinde iyi değiliz” dedi. Sunuma göre, bu oranlar iş alanında 73.8’e 57.8, parada 82.6’ya 63,5, sağlık alanında 88.5’e 74.5 şeklinde.

Aytaç, yükseköğretim mezunu bir erkeğin yükseköğretim mezunu bir kadına kıyasla yüzde 17,9 daha fazla kazanca sahip olduğunu, lise mezunlarında farkın yüzde 20’ye ulaştığını aktararak, “Her eğitim durumunda erkekler kadınlara göre daha fazla kazanç elde ediyor” dedi. 15 ve daha yukarı yaştaki kadın nüfusunun istihdam oranının son 10 yılda yüzde 26,3’ten yüzde 31,3’e çıktığını aktaran Aytaç, erkeklerde ise aynı dönemde yaklaşık 1 puanlık artış yaşandığına işaret etti. Aytaç, kadınların iş gücüne katılım oranının yükseköğretim mezunlarında yüzde 68,9’a kadar yükseldiğini kaydetti. Aytaç, kadınların gece yalnız yürürken kendilerini güvende hissetmesi konusunda ise “2021’den sonra gece yalnız yürürken kendini güvende hissetme oranında ciddi bir artış var; son iki yılda yüzde 48’den yüzde 56’ya çıkmış durumda” bilgisini verdi.

Haberin Devamı

Yüzde 35’i şiddet mağduru

Sosyal İstatistikler Daire Başkanı Turgay Altun da, Türkiye’de son olarak 2014 yılında kadın ve aile araştırması yapıldığını, 2024 araştırması için alan çalışmasının 31 Ocak 2025 itibarıyla tamamlanacağını, sonuçları mayıs sonu kamuoyu ile paylaşmayı planladıklarını söyledi. Altun, “Önceki çalışmanın sonuçlarına bakarsak; eşi ya da birlikte olduğu erkek tarafından fiziksel şiddete uğramış kadınların oranı yüzde 35 civarında. 2008’e göre 2014 yılında azalma olduğunu görebiliyoruz. Üzerinden 10 yıl geçti, 2024 sonuçlarında da inşallah bu sonuçları görmeyi arzu ediyoruz” dedi. TÜİK Başkan Yardımcısı Furkan Metin ise “Eğitimle şiddet arasında ters yönlü bir korelasyon olduğu için önümüzdeki yıllarda ülkemizi ve Anadolu coğrafyasını kadınlar açısından daha güzel, daha az şiddetin olduğu günler bekliyor olacak” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Yaşam süresi kısaldı

Demografi İstatistikleri Başkanı Aytaç, yaşam sürelerine dair bilgi vererek, “Kadınlar için 2013’te 80,7 olan doğuşta beklenen yaşam süresi 80’e düştü; erkeklerde de 75,3’ten 74,7’ye düştü. Beş yıllık bir fark var. Bunun sebebi de erkekler daha düşük işlerde çalışır, sigara, alkol kullanır. Genel anlamda sağlıklı yaşam ve maruz kaldıkları riskler daha fazla olduğu için erkekler daha az yaşıyor” diye konuştu. Aytaç, ilk evlenme yaş ortalamasının yükseldiğine işaret ederken ise, “Ortalama ilk evlenme yaşı 2001 yılında kadınlar için 22,7 iken günümüzde 25,7’ye kadar çıkmış durumda. Erkeklerde 26’ydı, 28’e çıktı” bilgisini verdi.

Ana senaryo

TÜİK Başkan Yardımcısı Metin, “Yıllarca genç nüfusumuzun avantajını hep konuşurduk ama artık o demografik fırsat penceresi çok hızlı bir şekilde kapanıyor. Bugün itibarıyla yüzde 10 civarında 65 yaş üstü nüfusumuz var. Türkiye’nin 5 yıl önce nüfus projeksiyonunda ‘kötü senaryo’ dediği senaryomuz şu an ‘ana senaryo’ oldu. Şu an ‘kötü senaryo’ dediğimiz senaryo eğer 5-10 yıl sonra ‘ana senaryoya’ dönerse şöyle bir durumla karşı karşıya kalacağız; bugün doğan bir çocuğumuz 75 yaşına geldiğinde, nüfusu 54 milyona düşmüş, yarısı 65 yaş üstü olan bir toplumun ferdi olacak” diye konuştu.

Yazarlar