EkonomiErdoğan’dan dikkat çeken evlilik mesajı: Gençlerin çoğu evde kalıyor

Erdoğan’dan dikkat çeken evlilik mesajı: Gençlerin çoğu evde kalıyor

10.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:

Gençlerin evlilik yaşının giderek yukarı doğru çıktığını belirten Erdoğan, “Kızlarımız da erkeklerimiz de çoğu 30’u aşkın evleniyor veyahut da çoğu evde kalıyor. Böyle şey olur mu? Bu büyük tehlikeye hep birlikte karşı koymalıyız” dedi ve evlilik tavsiyesinde bulundu

Erdoğan’dan dikkat çeken evlilik mesajı: Gençlerin  çoğu  evde kalıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aile kurumunu kökünden kurutmayı amaçlayan sembollerin önünün bilinçli bir şekilde

Haberin Devamı
Erdoğan’dan dikkat çeken evlilik mesajı: Gençlerin  çoğu  evde kalıyor

açılırken, aile kurumuna sahip çıkan davranışların küçümsendiğini belirterek “Bu büyük tehlikeye hep birlikte karşı koymalıyız” dedi. Gençlerin evlilik yaşının giderek yukarı doğru çıktığını belirten Erdoğan, “Kızlarımız da erkeklerimiz de çoğu 30’u aşkın evleniyor veyahut da çoğu evde kalıyor” uyarısında bulundu
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde engelli vatandaşlar ile devlet korumasındaki gençlerin kamu personeli atanma programına katıldı. Erdoğan, şu mesajları verdi:

YERYÜZÜNDEN SİLİNME RİSKİ: Büyük ve güçlü Türkiye hedefimize ulaşabilmenin en önemli şartlarından biri, aile kurumunu sağlam bir şekilde ayakta tutmaktır. Aksi takdirde tıpkı omurgası çökmüş bedenin felç olması gibi aile kurumu dağılmış bir toplumun da yerle yeksan olması kaçınılmazdır. Batı çöküyor. Niye? Aile diye bir kavram buralarda kalmamış. Yıllarca maalesef doğum noktasında kısırlaştırma politikası güttüler. Niye? Türkiye’nin nüfusu azalsın diye. Ben de tam aksini iddia ediyorum. Aile kurumu dağıldığında nüfus da azalmaya başlıyor. Niye ben en az 3 çocuk diyorum? Bunu dememin sebebi; güçlü milletler güçlü ailelerden oluşur. Güçlü aileler kuracağız ki güçlü millet olalım. Sadece bireylerin ve onların hayat biçimlerinin hakim olduğu yerde çocuğa yer bulunamıyor. Bu yüzden birçok batı toplumu bir süre sonra yeryüzünden silinme riskiyle karşı karşıya kalacaktır. Türkiye’de henüz bu derecede değilse bile aynı tehditle yüzleşmeye başlamıştır.

30’U AŞKIN EVLENİYOR: Gençlerimizin evlilik yaşı giderek yukarı doğru çıkıyor. Genç yaşta maalesef evlenmiyorlar, kızlar da erkekler de. Çoğu 30’u aşkın evleniyor ya da çoğu evde kalıyor. Böyle bir şey olur mu ya! Devlet Baba’dan bahsediyor muyuz? Devletin başında da Erdoğan var mı? Var. Tavsiye ediyorum. Hiç evlenmeyenlerin sayısı da artıyor. Evlilik dışı hayat biçimi medya aracılığı ile meşrulaştırılmaya daha da vahimi özendirilmeye çalışılıyor. Aman bunlara dikkat edin.

BÜYÜK TEHLİKEYE KARŞI KOYALIM: Aile kurumunu kökünden kurutmaya çalışan sembollerin önü bilinçli şekilde açılırken; sahip çıkan davranışlar küçümseniyor. Bu büyük tehlikeye hep birlikte karşı koyalım. Ailemizin içinde yer aldığı değerlere sahip çıkmanın bizi küçülten değil yücelten bir tercih olduğunu gençlere göstermeliyiz... Rabbimiz ne buyuruyor? ‘Nikahlanınız, çoğalınız’ buyuruyor. Nikah dışı evlilik bizim değerlerimizde yok. Buna bir defa hep birlikte tavır koymamız lazım.



Hukuk eşittir kanun değildir’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İskenderun’da Berfin Özek adlı genç kıza asit atarak yüzünün yanmasına neden olan eski erkek arkadaşının 13 yıl ceza almasına ilişkin tepkisini şöyle dile getirdi:

KANUN DEĞİL HUKUK:
Bir namussuz, alçak, meşru olmayan yaşamla maalesef, bir kıza; onunla beraber yaşıyor, neyse, ona asit veya kezzap atıyor. Tabii bir göz gidiyor. Mahkemenin verdiği ceza 13 yıl. Ben soruşturuyorum, bana verilen cevap şu; Kanunun en yüksek oranı bu. Bizim getirdiğimizi söylüyorlar. Ben de diyorum ki; arkadaşlar siz niye kanun diyerek bize cevap yolunu buluyorsunuz. Kanundan bahsetmiyorum, ben haktan hukuktan, adaletten bahsediyorum. Siz burada hakkı, hukuku, adaleti arayacaksınız. Böyle bir olay kendi kızının başına gelmiş olsa, orada bu olayı nasıl değerlendirirsin? Kanunlara mı bakacaksın? Yoksa hak olur mu adalet olur mu ona bakacaksın. Yargı dünyasına da sesleniyorum; Kanun sayfaları arasındaki maddelere değil, vicdanınızın sesine lütfen kulak verin. Adaletin tecellisini hakta, hukukta arayın. Benim yolum kanun yolu değil hukuk yoludur. Hukuk eşittir kanun değildir.

İYİ NİYETLİ DEĞİL:
Kadına şiddet olgusunu bahane ederek aile kurumuna saldıran bir zihniyet peydah oldu. Vicdan yok, acıma hissi yok. Mücadelemizi gerek İçişleri, gerek yargı vermeye devam edecek. Bu zihniyetin amacı kadını korumak değil aileyi dağıtmaktır. Toplumun önüne hakikat ile ilgisi olmayan dehşet tablosu koyuyorlar. Türkiye’deki kadın cinayetin vakaları Avrupa’nın yarısı, dünyanın 3’te 1’i kadar. Ülkenin her köşesinde kadınların katledildiği bir yer gibi gösterme çabalarına rastlıyoruz. Bu tür gayretler asla iyi niyetli değildir. Kadına fiziken ve ruhen şiddet uygulayanın, hayatına kastedendin karşısına ilk önce biz çıkarız biz.

‘Kifayetsiz muhterisler’

Türkiye’nin Irak’ta da Suriye’de de Akdeniz’de de kendi hak ve menfaatlerini sonuna kadar savunmaya devam edeceğini belirten Erdoğan, şu mesajları verdi:

KURU SIKI ATIYORLAR:
Akdeniz’de ülkemizi kendi sahiline hapsetmeye yönelik senaryoyu hayata geçirmeye çalıştılar. KKTC ve Libya ile anlaşmalarla bu oyunu bozduk. Akdeniz’deki hamlelerimizi itibarsız hale getirme gayretindeler. Türk askerinin çöllere gönderilmesinden söz edenlerin kendi zihinleri çölleşmiş, zihinleri bataklık haline dönüşmüştür. Gazi Mustafa Kemal’in Libya’da ne işi vardı dedim. Türk’ün gitmesi gerekiyordu, onun için çıktı. Şehla olan gözü yaradılıştan değil şarapnel parçası gözüne sıçramasından. Bundan bihaber olanlar, kuru sıkı atıyor. Davetsiz yere icabet etmeyiz.

İNŞALLAH ZAFERLE TAÇLANACAK:
Türkiye, Irak’ta da, Suriye’de de, Akdeniz’de de kendi hak ve menfaatleri sonuna kadar savunmaya devam edecektir. Ülkemizin güvenliğinin ve geleceğinin kendi sınırlarımızda değil, çok daha ötesinde başladığını anlayamayan kifayetsiz muhterislere en güzel cevabı milletimiz verecektir. Tüm kurumlarımızı tam bir işbirliği halinde çalıştırarak ülkemizi hedeflerine doğru adım adım yaklaştırıyoruz. Bu kutlu mücadelede elbette kayıplarımız da oluyor. İnşallah bu kutlu mücadeleyi de zaferle taçlandıracağız. Kiminle karşı karşıya gelmemiz gerekiyorsa ondan da asla çekinmeyeceğiz. Çünkü bu sadece bizim değil, aynı zamanda koskoca bir tarihin ve medeniyetin da varoluş mücadelesidir. Bunun için ne kadar çalışmamız, ter dökmemiz, fedakarlık yapmamız gerekiyorsa onu yapacağız.

56 bin 500 engelli memur istihdamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla düzenlenen, “Engelli Vatandaşların ve Devlet Korumasından Yararlanmış Gençlerin Kamu Kurumlarına Yerleştirilmesi Töreni” kapsamında bin 304 engelli ile bin 561 gencin kamu kurumlarına ataması yapıldı. Bakanlığın verilerine göre, kamuda istihdam edilen engelli memur sayısı 56 bin 500 kişiye, engelli işçi sayısı da 2019’da 123 bin 261’e yükseldi. Devlet korumasından ayrılan 50 bin 147 genç kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilirken, teşvik düzenlemesi kapsamında da 4 bin 198 genç de özel sektörde işe girdi.

Büşra duygulandırdı

İçişleri Bakanlığı’nda çalışan engelli Büşra Aydar’ın kaybettiği annesi için yazdığı “Annem” şiiri salondakilere duygusal anlar yaşattı. Erdoğan’ın da duygulandığı görüldü. Aydar’ın, şiiri okuduktan sonra TRT’de çalışmak istediğini belirtmesine üzerine Erdoğan, “Büşra TRT’ye geçeyim, şiirlerimi orada okuyayım, engellilerin de orada sesi olayım’ diyor. Talimatı vereceğim” dedi.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü mesajı: ‘Çok sesli medya olmazsa olmaz’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Erdoğan mesajında “Çok sesli, etkin, herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirebilen medyanın varlığı, demokratik ve şeffaf toplumun olmazsa olmaz koşuludur. Ülkemiz, iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeye uyum sağlayan yazılı ve görsel basın, sosyal medya ve internet gazeteciliği alanlarında dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almaktadır. Bu aşamada sağlıklı bir kamuoyunun varlığı için medya çalışanlarımızın tarafsız ve doğru bilgilendirme hususlarındaki hassasiyetleri ve meslek ahlakını gözeten çalışmaları daha da önem kazanmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Ülkemiz, demokrasimizin kesintiye uğradığı ve gelişme yolunda önüne engeller çıkarılan dönemlerden geçmiştir” diyen Erdoğan, şunları kaydetti: “Basınımızın ve tüm toplumumuzun, bu sürecin olumsuz etkilerinden kurtulması uzun zaman almıştır. Medyamızın, yaşanan olumsuzluklardan çıkardığı dersler ışığında, toplumsal hassasiyetleri dikkate alarak, karanlık odakların amaçlarına ulaşmasına engel olacaklarına, millet iradesini hiçe sayan vesayetçi anlayışlara artık itibar etmeyeceklerine ve halkımızı doğru ve tarafsız bilgilendirme görevini layıkıyla yerine getireceğine inanıyorum.”