30.04.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Fatma Gülçin Kabasakallı -Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla başlayan savaş, tüm dünyada enerji dengelerini yeniden şekillendirecek bir domino etkisini başlattı. 24 Şubat’ta başlayan savaşın ilk haftalarında Rusya’nın enerjiyi konusunu da silah olarak kullanacağına şüpheyle yaklaşılırken, ABD ve Avrupa Birliği (AB) öncülüğünde getirilen 6 yaptırım paketinin ardından Kremlin’in tavrı değişti. Nitekim Kremlin, “dost olmayan” ülkelere doğalgaz ödemelerini “ruble ile yapma zorunluluğu” getirdi, bu da, büyük oranda Rus gazına bağımlı olan Avrupa için riski artırdı.
“Rusya mı gazı keser yoksa AB mi Rusya’dan alımı durdurur?” soruları sorulurken, Moskova, yanıt gibi bir adım attı ve ruble ile ödeme yapmadıkları gerekçesiyle Bulgaristan ve Polonya’ya doğalgaz gönderimini durdurdu. Yani resti çeken Moskova oldu... Rusya’nın “şantaj” olarak nitelendirilen bu adımının ilk etkisi, petrol fiyatlarının ani şekilde artması ve Avrupa’daki doğalgaz fiyatlarının yüzde 28 yükselmesiyle kendini gösterdi. Rusya’nın restinin ardından bu kez daha büyük bir enerji krizi riskiyle karşı karşıya kaldı. Avrupa Komisyonu raporlarına göre, AB, sadece 2021’de doğalgaz ithalatının yüzde 40’tan fazlasını, petrol ithalatının yüzde 27’sini ve kömür ihtiyacının yüzde 46’sını Rusya’dan yaparak Rusya’ya günde 1 milyar dolara yakın gelir sağladı. AB’nin Rusya’dan toplam ithalatının yüzde 62’sini ise enerji oluşturdu.
AB’DE ÇATLAK SESLER
Polonya, yılın başlarından bu yana alternatif arayışındayken, Bulgaristan, Rus gazının kesilmesiyle yüzünü Yunanistan ve Türkiye’ye dönerek, Ankara ve Atina’yla LNG ithalatı için ilk görüşmeleri yaptı bile. Şu an, AB içinde açıkça Ruble ile ödeme yapacağını açıklayan tek ülke, gazının tamamını Rusya’dan karşılayan Macaristan oldu. Ancak Bloomberg’in haberine göre, 4 Avrupa ülkesi Rusya’ya ruble ile ödeme yaptı, 10 Avrupalı enerji şirketi de yeni ödeme mekanizması doğrultusunda Gazprombank’ta ruble hesabı açtı. Rus gazına yüzde 60’tan fazla bağımlı olan Almanya ile yüzde 80’e yakın bağımlı olan Avusturya’dan da rubleye geçiş sinyali geldi. Ancak Bloomberg’in haberine göre, Rusya, bu iki ülkenin ruble ile ödeme teklifini kabul etmedi. Rusya’nın bu adımının arkasında, Almanya’nın, ülkesindeki doğalgaz stoklarından da sorumlu olan Gazprom iştiraki Gazprom Germania’ya el koyması olduğu belirtiliyor. Kremlin’in ise söz konusu şirketi kapatma niyetinde olduğu haberleri geliyor. Rusya’nın iki AB ülkesine doğalgazı kesmesi, AB ülkelerini alarma geçirirken, Kremlin’in AB üyeleri arasında Ukrayna ve Rusya yaptırımları etrafında kurulan birliği bozabileceği ihtimali konuşuluyor.
EN BÜYÜK KAZANAN ABD!
Avrupa Komisyonu, Rusya’ya olan enerji bağımlılığını 2023 itibariyle 3’te iki azaltmayı hedeflediğini açıkladı. Sistemden çıkardığı Rus gazının alternatiflerini LNG, biometan, temiz hidrojen ve yenilenebilir enerji olarak sıraladı. Avrupa Komisyonu’nun planı ise, bu yıl 100 milyar metreküplük Rus gazınının 50 milyar metreküpünü LNG, 10 milyar metreküpünü Rusya dışından boru hatlarıyla, 20 milyar m3’lük bölümünü yenilenebilir enerjiyle, 14 milyar metreküpünü de enerji tasarrufuyla ikame etmek. Bu gelişmeler, nükleeri de tekrar Avrupa’nın enerji planları içine sokarken, kömür de, kısa vade çözümü olarak AB’nin gündemine tekrar girdi.
Öte yandan AB’nin “enerjisini özgürleştirme” alternatifleri arasında ABD LNG’si ve Ortadoğu petrolü ön plana çıkıyor. Nitekim ABD ile AB arasında imzalanan LNG anlaşması, AB-Rusya enerji krizinin en büyük kazananının Washington olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte yüksek enflasyon baskısı altındayken Avrupa’nın alternatif kaynakların maliyetlerini karşılayıp karşılayamayacağı belirsiz.
IRAK VE İRAN SEÇENEKLERİ
Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan gibi zengin hidrokarbon kaynaklarına sahip ülkeler, Avrupa’nın radarına girmiş durumda. Azerbaycan’dan gelen TANAP boru hattındaki kullanılmayan kapasitenin Avrupa için kullanılması çalışmalarının başlatıldığı haberleri gelirken, son dönemde Türkiye ile de tekrar yakınlaşmaya başlayan İsrail’in Leviathan sahasından gaz tedariki bir başka seçenek olarak dikkat çekiyor. İsrail’in özellikle Mısır’daki LNG terminallerinden gönderdiği doğalgazı, Türkiye üzerinden boru hattıyla götürme fikri, hem maliyetler hem de henüz tam anlamıyla siyasi irade oluşmadığından pek olası görünmüyor. Irak gazı ise neredeyse son 10 yıldır Batı ülkeleri için unutulmuş bir kaynak. Irak gazının, Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması önemli bir alternatif olmanın yanı sıra Türkiye’yi de anahtar ülke durumuna getirecek bir proje.
OLASI ENERJİ İŞ BİRLİĞİ
İran da Rus gazına alternatif olma umudu taşıyor. Ancak İran’ın günde 800 milyon metreküplük gazının ikame olamayacağı, yaptırımlar nedeniyle enerji altyapısının da ihracat için yeterli olmadığı belirtiliyor. ABD’den ret yiyen Doğu Akdeniz boru hattı projesi ise, AB’nin enerji arayışına girmesinden bu yana Atina tarafından canlandırılmaya çalışılıyor. İsrail ve Güney Kıbrıs gazını, Yunanistan ve İtalya ile buluşturmayı amaçlayan proje, ticari olarak uygulanabilir bulunmuyor. Ancak uzmanlar, Doğu Akdeniz’deki zengin hidrokarbon kaynaklarının Türkiye ile Yunanistan arasında enerji iş birliğini tetikleyebileceğini belirtiyor.
‘ANKARA İÇİN ALTIN FIRSAT’
Leslie Palti-Guzman (Gas Vista Küresel Doğalgaz Danışmanlık Şirketi Başkanı)
“Bugünkü durum, Ankara’nın boru hattının LNG ithalatına oranını, kontrat şartlarını, kaynakların lokasyonunu ve taahhütlerin süresini yeniden değerlendirmesi için altın fırsat değerinde. Ankara uzun ve kısa vadeli yeni arz kaynakları, boru hattı ve LNG ekleyerek bir hub olma hedefini daha da ilerletebilir. Kontrat sürelerinin bitmesiyle tüm kaynaklardan Türkiye’ye LNG ithalatı artacaktır.”
‘TÜRKİYE İRAN’DA YATIRIMCI OLABİLİR’
Ali Arif Aktürk
(Enerji Uzmanı)
“Türkiye alternatif yaratmaya çalışacaksa, Azerbaycan’ın daha doğusundaki kaynaklardan ve kolay olmasa da İran’dan yaratabilir. İran’ın zengin rezervleri var ama o rezervleri pazara ulaştırabilmesi için, upstream’de ve iletimde de yatırım ihtiyacı var. Nükleer görüşmelerde İran bir yol alırsa, Türkiye orada yatırımcı da olabilir.”
ASYA ÜLKELERİ RUSYA’YI KURTARIR MI?
2027’de Rusya’ya bağımlılıktan kurtulmayı hedeflerken AB’nin, Kremlin’in, Ukrayna savaşını finanse eden enerji gelirlerinden olmamak için yeni pazar arayışında.Rus Finans Bakanı Anton Silyanov, dünyanın üçüncü en büyük petrol ihracatçısı olan Rusya’nın petrol üretiminin, Ukrayna’daki savaşın ardından yüzde 17 düşebileceğini açıkladı. Rusya’nın ürettiği enerjiyi satmak için ilk akla gelen seçenek Asya. Ancak buradaki zorluk, Rusya’dan çıkan boru hatlarının büyük oranda Avrupa pazarlarını besleyecek şekilde inşa edilmiş olması. Rusya’nın en büyük iki Asyalı ithalatçısı Güney Kore ve Japonya, yaptırımlar konusunda Batı ittifakının yanında yer aldı. Geriye Rusya ile temkinli bir ittifak içinde olan Çin kalıyor ki, Pekin yönetimi, Rus petrolünün en büyük alıcısı durumunda. Ancak Çin’de de Kovid-19 vakalarının tekrar artması nedeniyle ekonomik daralma ihtimali mevcut.