19.08.2019 - 07:56 | Son Güncellenme:
Tüm dünyada üreticiler, elektrikli araç seferberliği içine girerken, tamamen elektrikli araçların satışları konusunda henüz istenilen hıza ulaşılabilmiş değil. Nitekim JATO’nun araştırmasına göre bu yılın ilk 6 ayında tüm dünyada elektrikli otomobil satışları yüzde 92 artarken, 780 bin adede ulaşabilmiş. Türkiye’de ise 2019 yılının 7 aylık döneminde satılan “tam elektrikli” otomobil sayısı sadece 96 adet.
Söz konusu istatistik bilgilere göre bu yılın ilk yarısında tamamen elektrikli otomobillerin yüzde 56’sı Çin pazarında satılırken, yüzde 23’ü Avrupa’da, yüzde 17’si de ABD ve Kanada pazarlarında yola çıkmış. Yine aynı verilere göre Çin’de bu yılın ilk yarısında satılan tamamen elektrikli otomobil satışları yüzde 111 artışla 430 bin 700 adede ulaşmış. Aynı dönemde ABD pazarındaki satışlar yüzde 87 artışla 116 bin 200 adedi bulurken, Norveç, 36 bin 200 adetle dünyada en çok elektrikli otomobil satılan üçüncü pazar olmuş. Bu üç pazarı sırasıyla Almanya, Fransa, Hollanda, Güney Kore, Kanada, İngiltere ve Japonya izliyor.
Türkiye’de bu yılın ilk 7 ayında satılan tamamen elektrikli otomobil sayısı 96 adet olurken, ülkemiz, bu rakamla Avrupa’da sadece Slovakya ve Hırvatistan’ın önünde yer alıyor. Ki onların rakamları, ilk 6 aya ait.
Tesla faktörü
Norveç’te tüm otomobil satışlarının yüzde 37.1’i tamamen elektrikli otomobillerden oluşurken, bu, satılan her üç otomobilden birinin elektrikli olduğu anlamına geliyor.
Özellikle ABD ve Norveç pazarında yaşanan tamamen elektrikli otomobil “sevgisi”nde en büyük pay ise, Tesla 3 ve Renault Zoe’nin oldu. Tesla’nın Avrupa satışları yılın ilk yarısında 37 bin 500 adet olurken, tüm dünyada da 134 bin 300 adedi buldu.
Tamamen elektrikli otomobil satışlarında Tesla, bu sonuçlarla dünya toplamında ilk sırada yer alırken, onu, Çinli markalar BYD ve BAIC izliyor. Nissan, Hyundai ve Renault, ilk 10’da yer alan ve “Çinli olmayan” markalar olarak sıralanıyor.
Türkiye’de iki kişi alabilecek
Lüks otomobil üreticisi Lexus, “LC” modelini Ekim ayından itibaren İstanbul ve Ankara showroomlarında satışa sunmaya başlayacak. Hibrit teknolojiye sahip LC 500h, sınırlı sayıda getirilecek ve 2019’da sadece 2 kullanıcıya satılacak.
Lexus LC 500h’de, elektrik motoruyla kombine edilen 3.5 lt V6 benzinli motor bulunuyor. Böylelikle aracın toplam gücü 354 HP’ye ulaşıyor. 0-100 km/s hızlanmasını 5 saniyenin altında tamamlayan LC 500h, yeni jenerasyon “Multi Stage Hybrid Sistemi” ile daha sportif ve keyif verici bir sürüş deneyimi sunuyor. Düşük motor kaputu çizgisi ve atletik profiliyle dikkat çeken 4 kişilik “LC”, en az 25 yıllık deneyime sahip “Takumi” ustalarının el işçiliğiyle üretilmiş. Nitekim iç tasarımda kullanılan malzeme, maharet gerektiren el yapımı işçilikler ve işçilik kalitesi, Lexus’un detaylara verdiği önemi gösteriyor. Aracın fiyatı hakkında şimdilik bilgi yok.
8.8 milyon dolarlık güzel!
Volkswagen Grubu çatısı altında yeniden ihtişamlı günlerine dönen Bugatti markası, 110. kuruluş yıldönümü nedeniyle yine özel bir otomobil geliştirerek satışa sundu. Aslında satışa sundu demek biraz yanlış olur, çünkü üretilecek 10 aracın tamamının satıldığı belirtiliyor.
İtalyanca “110” anlamına gelen “Centodieci”, geçtiğimiz günlerde “Monterey Otomobil Haftası” etkinliğinde tanıtılırken, tasarımında, 1990’larda geliştirilen modellerine gönderme yapılmış.
Chiron modelinin DNA’sına sahip olan “Centodieci”, 1.600 HP güç üretebilen 8.0 lt W16 motorla donatılmış. Aracın 100 km/s hıza 2.4 saniyede ulaştığı belirtiliyor. Sadece 10 adet üretilecek olan aracın fiyatının, “vergiler hariç” 8.8 milyon dolar olduğu, otomobillerin tamamının sahiplerine tesliminin 2020 yılında başlayarak 2 yılda tamamlanacağı belirtildi.
‘Otomobilciler ne alemde?’
Merhum Güngör Uras’ı anıyoruz bugün... Onu özlememek kesinlikle mümkün değil... Otomotiv sektörüne özel bir ilgi duyar, Türkiye ekonomisinin çok önemli bir temel taşı olduğunu bilerek zaman zaman bu konuyla ilgili yazılar kaleme alırdı. “Levent Bey kardeşim, otomobilciler ne alemde bakalım?” diye telefon açmalarını özledim özellikle... Çünkü yanlış bir şeyler yazmak istemez, aklındakileri aktarıp, teyit almak ve sonrasında yazısına başlamak isterdi... Bu yüzden benim kadar, otomotiv sektöründeki yöneticilerin de onu özlemle andıklarını düşünüyorum... Nurlar içinde yatın Hocam...