04.03.2020 - 14:32 | Son Güncellenme:
AA
Elektrik faturalarında tüketiciye yansıtılan kayıp-kaçak bedellerini ödemek istemeyen vatandaşlar, yaklaşık 5 yıl önce çeşitli davalar açmaya başladı.
Mahkemelerden farklı kararlar çıkması üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014'te son noktayı koyarak, elektrik faturalarına yansıtılan, kayıp kaçak bedelinin hukuka aykırı olduğuna karar verdi.
Kurul, kayıp-kaçak bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleriyle bağdaşmadığı kararına vardı. Ancak 17 Haziran 2016'da çıkarılan yeni yasa ile elektrik dağıtım ve görevli şirketlerin kayıp kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelini tüketiciden alması hukuki altyapıya kavuşturuldu.
Böylece mahkemelerde görülen davalar, ilgili yasa gerekçe gösterilerek reddedilmeye başlandı.
Yargıtayın konuya ilişkin son kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.
Karara göre, Marmaris'te bir vatandaş, adına kayıtlı elektrik tesisatlarına ait faturalarda tahakkuk ettirilen kayıp-kaçak bedelinin iadesi istemiyle 2014'te Marmaris Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyetine başvurdu.
Hakem heyeti, başvurucunun şikayetini kabul ederek 2016'da kayıp-kaçak bedeli olarak alınan 298 liranın vatandaşa iadesine karar verdi.
Elektrik Perakende Şirketi ise dava konusu uygulamanın Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun idari düzenlemesine dayalı olarak yapıldığını ve mevzuata aykırı olmadığını ileri sürerek, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline karar verilmesi istemiyle dava açtı.
Davaya bakan yerel mahkeme, davacı şirket tarafından davalıdan tahsil edildiği belirtilen kayıp-kaçak bedelinin hukuka aykırı alındığı değerlendirilerek, hakem heyeti kararının iptal istemini reddetti. Karar, temyiz edilmeksizin kesinleşti.
Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma istedi, Yargıtay bozdu
Adalet Bakanlığı ise yerel mahkemece kesin olarak verilen hükmün kanun yararına bozulmasını istedi.
Bu nedenle dosya Yargıtay 3'üncü Hukuk Dairesine geldi. Daire, kanun yararına temyiz istemini kabul ederek, hükmün sonuca etkili olmamak üzere bozulmasına karar verdi.
Yargıtay 3'üncü Hukuk Dairesinin gerekçesinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21 Mayıs 2014 tarihli kararıyla bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığını kabul ettiği hatırlatıldı. Hukuk Genel Kurulunun bu kararı doğrultusunda, 3'üncü Hukuk Dairesinin de kayıp-kaçak bedelinin, tüketicilerden tahsil edilemeyeceğini kabul ettiği aktarıldı.
2016'de yeni yasal düzenleme geçmişe de etkili
Ancak konuyla ilgili yargılama sırasında 17 Haziran 2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve geçmişe de etkili olan 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21'inci maddesi uyarınca 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun ilgili hükümlerinin değiştirildiği vurgulandı.
Bu yeni düzenleme ile Tüketici Hakem Heyetlerinin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandığı, yerindelik denetimi yapılamayacağının kabul edildiği vurgulandı.
Söz konusu düzenlemelerin, kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanmasının öngörüldüğü hatırlatılan kararda, şunlar kaydedildi:
"Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili 6719 sayılı Kanun'la yapılan değişikliklerin, Kanun'un 17 Haziran 2016 tarihli yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş bedelleri hukuka uygun hale getirdiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişikliği nedeniyle, hukuka uygun hale gelen kayıp-kaçak bedellerine ilişkin tahsilatın davalı tüketiciye iadesine karar verilemeyeceği gözetilerek, davacı tarafın açtığı Tüketici Hakem Heyeti kararının iptaline yönelik davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir."