02.07.2022 - 10:48 | Son Güncellenme:
İHA
En güvenli yatırım aracı olarak bilinen altının değeri her geçen gün artarken, kuyumcu esnafı da dolandırıcılık ve hırsızlık olaylarına karşı kendi tedbirlerini alıyor. Kocaeli'de daha önce dolandırıcıların ve hırsızların kurbanı olan bazı kuyumcular, şimdilerde daha bilinçli davranıyor.
Hırsızların en bilindik yönteminin 'dikkat dağıtma' olduğunu söyleyen kuyumcu esnafı Nuriye Altaş, hırsızların birkaç kişi olarak dükkana geldiklerini, bir kişinin ürünle ilgilenirken, diğerinin de hırsızlık eylemini gerçekleştirdiğini ifade etti.
"Gramajının tutup tutmadığını kontrol ederiz"
Bazı şahısların sahte altın satmaya çalıştığını da ifade eden Altaş, "Sabit gramları olan ürünler vardır. Örneğin çeyrek, cumhuriyet, Reşat altın gibi. İlk önce elimize aldığımız zaman ağırlıklarını kontrol ederiz. Sonrasında tartıya koyarak gramajının tutup tutmadığını kontrol ederiz. Gerektiği zaman tezgaha alarak altının çıkardığı sesi almaya çalışırız. Bileziklerin içinde patentleri var, garantisine bakarız. Bu gibi yöntemler ile altının sahte olup olmadığını anlamaya çalışırız. Elimizle yaptığımız kontrolden emin olmadığımız durumlarda, taşa sürterek, ayar suyuyla altın olup olmadığını anlamaya çalışırız. Şüphelendiğimiz durumlarda ise atölyelere gönderip, ateşle erittiriyoruz. Bu sayede içindeki maddenin altın olup olmadığını anlıyoruz" dedi.
"Ürünü peçeteye saklayıp çalmaya çalıştılar"
Daha önce birçok hırsızlık olayı ile karşılaştıklarını kaydeden Altaş, "Dikkatimin dağılmasını fırsat bilen hırsızlar, cüzdanın arkasına bilezik saklayarak almaya çalıştırlar. Bunun dışında, tezgaha çanta koyup arkadaşlarımızın görüşünü keserek önündeki ürünlerden almaya çalıştılar. Elindeki peçeteye saklayıp veya gömleğinin içine atarak ürün çalmaya çalıştılar" diye konuştu.
"Ürün yakıldığı zaman kaplama olduğu ortaya çıkıyor"
Bir diğer kuyumcu esnafı Sergen Kavartkurt ise son zamanlarda hırsızların altın kaplama yöntemini kullandığını ifade etti. Kavartkurt, "Kaplamanın anlaşılmaması için genelde ürünler ayar testine girerken kilit kısmındaki ayara bakılır. Personelimiz yanılabiliyor ama devamında ürün yakıldığı zaman kaplama olduğu ortaya çıkıyor. Ama kilide bakıp yanılan çok personel arkadaşımız var. Bu sektörde eski olanlar ilk bakışta altının sahte olup olmadığını eline aldıklarını anlayabiliyor. Çok iyi kaplamalar var, bunların anlaşılması için ayar testine girmesi, atölyede yakılması lazım" şeklinde konuştu. Hırsızların artık grup halinde gezdiğini ifade eden Kavartkurt, "Hırsızlar son zamanlarda tek başına değil de grup halinde gelip, müşteri gibi davranarak personelin kafasını karıştırmaya çalışıyor" dedi.
"Dükkanın yoğun olduğu zamanlardan yararlanıyorlar"
Mağazaya gelen her kişiye müşteri gözüyle baktıklarını ancak artan dolandırıcılık ve hırsızlık olayları sebebiyle şimdilerde daha dikkatli davrandıklarını kaydeden Osman Öztürk ise "Mağazaya müşteri kılığında gelen hırsızlar biraz da olsa kendilerini belli ediyor. Genelde dükkanın çok yoğun olduğu zamanlardan veya sırtımızı döndüğümüzde o fırsattan yararlanıyorlar" ifadelerini kullandı.
"Son zamanlarda çok güzel kaplama yapıyorlar, sahte olduğu sadece kimya laboratuvarlarında anlaşılır"
Çok uzun yıllardır kuyumculuk yaptığını belirten Öztürk, "Ben bu mesleği çocukluğumdan beri yapıyorum. Herkes aldanır, ben kolay kolay aldanmam ama son zamanlarda genelde kaplamasını çok iyi yapıyorlar. Kuyumcu ne kadar sarraf da olsa ilk baktığı zaman anlamakta zorlanır ağırlığından, renginden, sesinden. Mihenk taşlarımız var, altını üzerine sürerek en azından dışının altın olup olmadığını anlıyoruz. Fakat son zamanlarda çok güzel kaplama yapıyorlar. İçi sahte oluyor. Anadolu’nun hiçbir tarafında kolay kolay anlaşılmaz sadece kimya laboratuvarlarında anlaşılır" sözlerine ekledi.