07.06.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
MİTHAT YURDAKUL / AYŞEGÜL KAHVECİOĞLU
Gıda israfını önleme konusunda Türkiye’nin önde gelen isimlerinden Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül, gıda israfında çözümün, üretim fazlası olan ve sağlığa uygun gıdaları tedarik ederek depolayan ve bunların yoksullara dağıtılmasına aracı olan “gıda bankacılığı” sistemi olduğunu söyledi. Akgül, gıda üreticisi, toptancısı ve perakendecilerinin, raf ömrünün bitmesine az zaman kalan ve sağlığa uygun gıda ürünlerini, gıda bankacılığı yapma yetkisi olan sivil toplum kuruluşlarına bağışlamasının zorunlu hâle getirilmesini istedi.
Milliyet’e konuşan Akgül, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre her 3 yemek tabağından birinin israf edildiğini söyleyerek, “Üretilen ürünlerin bir kısmı hasat öncesinde, bir kısmı hasat esnasında, bir kısmı hasat sonrasında muhafaza, taşıma ve paketleme hatası gibi nedenlerle kaybedilmekte, pazara ulaşan ürünlerin de üçte biri insanların dengesiz, plansız ve gereğinden fazla tüketiminden dolayı israf edilmektedir” dedi.
Ekmek israfı
Her yıl 1 trilyon dolar değerinde 1.3 milyar ton gıdanın çöpe atıldığını; bu gıdaların israf edilmemesi halinde ise dünyada 2 milyar insanın yeterli gıdaya ulaşabileceğini belirten Akgül, şunları kaydetti:
“Veriler, Türkiye’de bir yıl içinde 214 milyar liralık gıda israfı yapıldığını ortaya koyuyor. Ülkemizde 300 gram üzerinden günde yaklaşık 85 milyon ekmek üretilirken, tüketim 79 milyon civarında gerçekleşiyor. Geriye kalan 6 milyon ekmek ise her gün çöpe gidiyor. Bu oran üretilen ekmeğin yüzde 7’sine denk geliyor. Rakamlara göre, yerküre insan beslenme endeksinin en az 1 olması gerekirken, üretilen 5 milyar ton gıda maddesinin 1.5 milyar tonu çöpe gidiyor ve bu nedenle yerküre beslenme endeksi, yüzde 1’in altında kalıyor. Bu durum dünyanın açlığa doğru yol aldığını gösteriyor. Türkiye’de gıdaya harcanan para yılda 400 milyar TL. Kayıplar ise vahim boyutlarda.”
100 ‘banka’ faaliyette
Çözümün gıda bankacılığı olduğunu söyleyen Akgül, şunları anlattı:
“Gıda Bankası, açlığın ve israfın önlenmesi maksadıyla, bağışlanan veya üretim fazlası olan, sağlığa uygun her çeşit gıdayı tedarik eden, uygun şartlarda depolayan ve bu ürünleri doğrudan veya değişik yardım kuruluşları vasıtasıyla yoksullara ve doğal afetlerden etkilenen kişilere ulaştıran ve kâr amacı gütmeyen kuruluşların oluşturduğu organizasyonlardır. Gıda bankacılığının Türkiye’de 20 yıla yakın geçmişi var. Benim milletvekilliğim sırasında ilk defa Mütevelli Heyeti Başkanı olduğum Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın girişimleri sonucu 20 Ocak 2004 tarihinde başlatıldı. Halen 100 civarında gıda bankası bulunan ülkemizde, birçok ilde Gıda Bankası çalışmaları da devam ediyor.”
Çözüm önerileri hazır
Akgül, gıda israfının önlenmesiyle ilgili diğer önerilerini ise şöyle sıraladı:
TMO’dan aktarım yapılmalı
“Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO); zaman zaman fındık ve kuru üzüm gibi farklı tarımsal ürünlerin müdahale alımını yapmaktadır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın gerektiği durumlarda müdahale alımları vasıtasıyla TMO’ya gelen söz konusu ürünlerden uygun görülenlerin gıda bankaları vasıtasıyla yoksul kişilere ulaştırılmasını sağlayacak hukuki düzenlemeye ihtiyaç var.”
Zorunlu bağış sistemi
“Gıda üreticisi, toptancısı ve perakendecilerinin, raf ömrünün bitmesine az zaman kalan ve sağlığa uygun gıda ürünlerini, gıda bankacılığı yapma yetkisi olan sivil toplum kuruluşlarına bağışlaması zorunlu hâle getirilmelidir.”
Gıda Bankaları Birliği...
“Gıda bankalarının, sağlığa uygun gıda ürünlerini toplayıp dağıtmalarına yönelik denetimlerin yapılması, toptancı veya perakendecilerin toplu gıda bağışlarını teslim alarak gıda bankalarına dağıtması ve bir gıda bankasında ihtiyaç fazlası olabilecek bir ürünün bir başka gıda bankasına takas yoluyla aktarımının sağlanması gibi planlamaları üstlenmek üzere ‘Türkiye Gıda Bankaları Birliği’ kurulmalıdır.”
Vergiden düşürülsün
“Soğuk zincir kurulamadığı ve satılamadığı için tarlada bağışlanmak istenen ancak gerekli finansal kaynaklar olmadığı için tarladan toplanamayarak israf edilen gıdalar için işletme giderlerinin karşılanması amacıyla yapılabilecek nakdi bağışların da vergi matrahından düşürülmesi imkânı getirilmelidir.”
İşletmelere Turuncu Bayrak
Gıda İsrafını Önleme ve Bilinçlendirme Platformu’nun başlattığı, ‘Afiyet olsun, israf olmasın’ projesi kapsamında, gıda israfına duyarlı turizm işletmelerine ‘Turuncu Bayrak’ veriliyor. Gıda dostu hizmet sunmak isteyen tesis (otel, restoran, kafe, market, gıda toptancısı, AVM, gıda üretim, işleme, paketleme ve depolama tesisleri vb.), kurumlar (bakanlıklar, taşra teşkilatları, belediyeler, okullar, kamuya bağlı yurtlar veya misafirhaneler, STK’lar, oda, borsa ve birlikler, üniversiteler vb.) projeye dahil olabiliyor. Program kapsamında, açık büfe ve her şey dahil sistemlerde yaşanan israfın önüne geçmek, işletme çalışanlarını ve tüketicileri bilinçlendirmek gibi hedefler bulunuyor.
YARIN: İsrafın en önemli nedeni yanlış ve lüks tüketim alışkanlıkları.