27.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
LEVENT KÖPRÜLÜ - OTOKOLİK
İsveçli üreticinin, marka tarihinde farklı bir yere sahip olduğunu belirttiği yeni nesil XC90, mart ayından bu yana ön siparişle Türkiye’de satılırken, yollara çıkmak için temmuz ayını bekliyor. Piyasaya çıktığı ülkelerde de büyük ilgi gören ve kısa sürede 26 bin sipariş alan XC90, Türkiye’de de beklenen ilgiyi yakalamış görünüyor.
Volvo Car Türkiye Genel Müdürü Greg Maruszewski, ön satışlara mart ayında başladıklarını, haftada 7-8 adet XC90 satışı gerçekleştirdiklerini anlatırken, “Şimdiye kadar 75 adedi bulduk. Yaklaşık 40 adet de bayilerimize gidecek. Şayet bu hız devam ederse, bir yıllık kotamızı, 6 ay gibi kısa sürede tüketmiş olacağız” dedi. Bu yıl için 200 adetlik bir kotaları olduğunu, tam yılda ise 250 adet ve üzeri bir satış beklediklerini söyleyen Maruszewski, “İlgi, tam da beklediğimiz gibi oldu. İlk araçlar temmuz gibi teslim edilmeye başlanacak. O tarihten sonra muhtemelen aralık veya ocak üretimlerini satmaya başlayacağız” ifadesini kullandı.
305 bin TL civarında bir fiyatla ön satışına başlanan XC90’da 2.0 lt dizel motor ve 8 ileri otomatik şanzıman bulunuyor.
‘İşim zor olacak’
Göreve geleli henüz iki yılı bile doldurmadan, Volvo Güney Afrika’nın başına atanan ve temmuz ayında Türkiye’den ayrılmaya hazırlanan Maruszewski, “Güney Afrikalı olmama rağmen, beni orada zor bir görevin beklediğini biliyorum. İşim hiç de kolay olmayacak” diye konuştu. Maruszewski, “10 yıl öncesinde ülkedeki otomotiv satışları bugünkü düzeyin yarısındaydı. Buna rağmen Volvo, şimdikinin iki katı satıyordu. Çok ciddi bir efor harcamak gerekecek” dedi.
Rakiplerinin yarısının Güney Afrika’da üretim yaptıklarını hatırlatan Maruszewski, “Bu gerçekten bizim için zorlu olacak. Çünkü orada ithal araçlara yüzde 45 dolayında vergi uygulanıyor. Bu da rekabette bizim aleyhimize bir durum” ifadesini kullandı.
Peugeot’dan bu kez iştah açıcı bir ticari!
Otomobilden önce mutfaklarda kullanılan karabiber değirmenleriyle işe başlayan Fransız üretici Peugeot, gastronomiye olan ilgisini ve deneyimlerini, yeni hafif ticari araç konseptiyle ortaya koydu.
Milano Tasarım Haftası’nda sergilenen ve “Aslan’ın Bistrosu” adı verilen konsept, adeta yürüyen kapsamlı bir mutfak ve restoran olarak düşünülmüş. Nitekim aracın arka bölümü, usta şeflerin hünerlerini sergileyebileceği bir mutfak haline getirilirken, bunun dışarıdan da izlenebilmesine olanak tanıyor.
Peugeot Tasarım Laboravutarı tarafından hayata geçirilen konsept, markanın ürün gamında yer almayan tamamen farklı bir hafif ticari olarak tasarlanmış. Elbette bu tasarım, ileride Peugeot tarafından gerçeğe de dönebilir. Kompakt tasarımıyla şehiriçi kullanımına mükemmel uyum gösteren araç, varış yerine geldiğinde “kanatlarını” açıyor ve büyüklüğü iki katına çıkıyor.
Mutfağıyla birlikte 30 kişinin yemek yiyebileceği restoran haline gelen araç, bar taburesi ve şemsiyeler gibi gerekli malzemeleri de barındırıyor.
Bu kadar lüksünü üretmemişlerdi!
Volvo, Çin’de iki yılda bir düzenlenen Şanghay Fuarı’nda XC90’ın “Excellence” versiyonunu tanıttı. Markanın 88 yıllık tarihinde ürettiği en lüks araç olan XC90 Excellence, Volvo’nun İskandinav usulü konforunu yansıtmak açısından da ilginç özelliklere sahip.
Standart modelin aksine 7 değil, sadece 4 koltuklu olan XC90 Excellence versiyonunda, bunun yanı sıra geriye yatırılabilen ve masaj havalandırma gibi fonksiyonlara sahip arka koltuklar dikkat çekiyor. Lüks donanım bununla da bitmiyor. Genişletilmiş diz mesafesi, katlanabilir dokunmatik kontrol ekranı, katlanabilir masa, şişe ve bardak tutucusu olan buzdolabı, sıcak/soğuk bardak tutucu ve elde yapılmış kristal bardaklar da mevcut.
Ön yolcu koltuğu, istenirse tamamen katlanıyor ve arkadaki yolcu için ayak uzatılabilecek bir “puf” görevi görüyor. Özel kaplamalar ve deri döşeme, farklı iç aydınlatma, 19 hoparlörlü müzik sistemi ise cabası...
Makyajlı BMW 1 Serisi satışta
BMW’nin kompakt sınıftaki modeli olan 1-Serisi, makyajlanan versiyonuyla Türkiye’de de satışa sunuldu. Cenevre Fuarı’nda tanıtıldıktan kısa süre sonra satışa sunulan yeni 1-Serisi’nin ön farları farklılaşıp, LED teknolojili gündüz farlarıyla da desteklenirken, arka stop lambaları tamamen değiştirilmiş. Arka stoplar, artık eskisinden daha iri ve otomobile farklı bir hava katması amaçlanmış.
Yeni döşeme seçenekleri ve renklerin de kullanıldığı 1-Serisi’nde benzinli motor seçenekleri 1.6 litre hacimli, 136 ve 177 HP güçlerinde. Her iki motor da otomatik vitesle sunuluyor. Dizel motor seçeneği ise 3 silindirli ve 116 HP’lik. Bu motorun da otomatik ve manuel vitesli seçenekleri mevcut. Başlangıç fiyatıysa yaklaşık 93 bin TL.
CX-3 İstanbul Autoshow’u bekliyor
Mazda’nın kompakt SUV sınıfındaki yeniliği olan CX-3, 22-31 Mayıs arasında düzenlenecek İstanbul AutoShow 2015’de tanıtılacak. Daha önce Los Angeles Otomobil Fuarı’nda dünya tanıtımı yapılan CX-3, Mazda’nın yeni tasarım felsefesinin bir ürünü ve markanın ilk küçük SUV modeli.
Önden çekişli ve 4x4 versiyonları olacak CX-3’ün, Türkiye’de 1.5 lt dizel ve otomatik seçeneğinin de satılacağı belirtiliyor. Özellikle 1.5 lt dizel-otomatik ve 4x4 versiyonların, ilgi görmesi bekleniyor. Mazda CX-3’te 1.5 lt hacimli, 6 ileri otomatik şanzıman seçeneğine de sahip dizel motor, 105 HP gücünde.
2015 Koluman’ın atılım yılı olacak
Türkiye’de Mercedes otomobil satışlarının yaklaşık yüzde 25’ini gerçekleştiren Koluman, 2015’te hedeflerini büyüttü. Bu yılı yatırımlara ayıran Koluman, bir yandan bayilerinin kapasitesini artırmayı planlarken, diğer yandan da holding bünyesindeki üretim faaliyetlerini genişleterek Rusya pazarına açılacak.
Koluman Motorlu Araçlar Otomobil Satış ve Pazarlama Direktörü Altuğ Erciş, lüks sınıfta satışların iki kat arttığını, bunun da küçük hacimli Türk pazarına uygun motor seçenekleri sayesinde geliştiğine dikkat çekti. Erciş lüks sınıfın satışlardaki payının yüzde 10 olduğunu, bunun yakın gelecekte yüzde 15’in üzerine çıkacağını da söyledi. İstanbul, Ankara, Mersin ve Gaziantep’te otomotiv perakendeciliğini sürdüren Koluman Motorlu Araçlar, artan talebe göre mevcut bayiliklerini fiziksel anlamda genişletmeyi planlıyor. Koluman, aynı zamanda müşteri memnuniyetine yönelik çalışmalarını da hızlandıracak.
Geçen yıl toplamda 5 bin 235 yeni otomobil, 1.100 adet 2. el Mercedes satışı gerçekleştiren Koluman, bu yıl da benzer performansı hedefliyor.
VW’nin koltuğundan indi
Dünyanın en büyük otomotiv üreticisi olma konusunda durmadan çalışan Volkswagen, bu kez liderlik krizi nedeniyle karışık günler yaşıyor. VW’nin efsane ismi Ferdinand Piech’nin, ani bir kararla başkanlıktan istifa ederek ayrılması da, bu karışıklığı farklı bir boyuta getirdi.
Porsche ailesinin torunun olan, 20 yılda şirketi iflasın eşiğinden bir dev haline getirmeyi başaran Piech, son günlerde CEO Martin Winterkorn’a ciddi muhalefet etmeye başlamış, onun kendisinin yerine gelmesini istemediğini açıklamıştı. CEO’ya olan güveninin eksildiğini söyleyen Piech, bir anlamda Winterkorn’a cephe almış, farklı bir ismi getirmek için de sessizce çalışmalara başlamıştı.
Ancak bugüne kadar istemediği yöneticileri “saf dışı” bırakmayı başaran Piech, bu kez başarılı olamadı ve yönetim kurulundan destek bulamayınca da, VW’nin başkanlığından istifa edip, ayrılan kendisi oldu. Piech ile birlikte, eşinin de, denetim kurulundaki görevinden istifa ettiği belirtiliyor.
Kuzen de karşı!
Olay, Piech’nin geçtiğimiz günlerde Winterkorn ile aralarında bir güven sorunu yaşandığını ve kendisinin ona karşı güveninin azaldığını açıklamasıyla patlak verdi. Görev süresi 2017 yılının nisan ayında dolacak 78 yaşındaki Piech’nin yerine gelmesine kesin gözüyle bakılan Winterkorn’a “veto” koyan Piech, Winterkorn’un kontratının uzatılmamasına karşı bir tavır da aldı.
Winterkorn buna karşılık “Görevimin başındayım” derken, sürpriz bir şekilde hissedarlardan da destek gördü. 6 üyeli üst kurulda oy hakkına sahip sendika, Aşağı Saksonya eyalet yönetimi ve hatta Piech’nin kuzeni Wolfgang Porsche de, Winterkorn’un kalma, kontratının da uzatılması konusunda tavır koydu.
5’e karşı tek oyla “yalnız” kalan Piech de, çareyi istifada buldu ve şirketi rahatsız eden belirsizlik, “sürpriz şekilde” geçiştirildi. Kurul, “Volkswagen’i ve binlerce işimizi düşünmek zorundaydık” açıklamasını yaptı.
‘Kazanan ben olmalıyım!’
Şirketi iflasın eşiğindeyken yönetmeye başlayan, ardı ardına gerçekleştirdiği ataklarla şirketi “zirveye” yaklaştıran Piech, hırslı oluşu ve mühendislik becerilerini konuşturmasıyla dikkat çekiyordu. 1993’te VW’yi 1 milyar euro zarar ederken devralmış, ardından geçen 9 yılda 2.6 milyar euro kar eder hale getirmişti. Yine onun döneminde VW çatısı altındaki marka sayısı, son katılan Ducati ile 12’ye ulaşmıştı.
VW’nin lüks modeli Pheaton, onun fikriydi. Bununla birlikte XL-1 adı verilen ve 100 km’de yaklaşık 1 litre yakıt harcayan hibrit otomobilin geliştirilmesi de...
Ferdinand Porsche’nin kızı Louise’in oğlu olan Piech, genç bir mühendis olarak Porsche’de kariyer yapmaya başlamıştı. Bu şirkette yöneticilik kariyerinin önü kapanınca Audi’ye gitti ve 1988’de Yönetim Kurulu Başkanı oldu. 5 yıl sonra da VW’ye, yani ana şirkete geçti. Aşırı hırslı ve mücadeleci olan Piech, bu özelliğiyle bir yandan şirketi büyütürken, diğer yandan da pek çok yöneticiyi uzaklaştırdı.
Ferdinand Piech, “Konu savaşmaksa, en son noktada çok az kişi bulursunuz. Her zaman için kazanan ve kaybedenler vardır. Ve ben galip gelmek isterim” diyordu...