03.02.2013 - 16:44 | Son Güncellenme:
AA muhabirine açıklama yapan Su Ürünleri Tanıtım Grubu Başkanı Melih İşliel, 2012 yılını 467 milyon dolar ihracatla kapatan sektörün dünya pazarında en fazla levrek ile iddialı olduğunu belirtti.
Levrek, çipura gibi deniz ürünlerinin yanında son yıllarda alabalıkta da ciddi ihracat artışları görüldüğüne işaret eden İşliel, genelde iç tüketim için kurulan çiftliklerden fırın yatırımlarını tamamlayan firmaların yüksek oranda ihracat yapmaya başladığına dikkat çekti.
Tütsülenmiş alabalık ihracatının geçen yıl 45 milyon dolara yaklaştığını, Türk markalarının özellikle Kuzey Avrupa’daki market raflarında yerini aldığını kaydeden İşliel, ”Tütsülenmiş alabalık en gözde ihraç ürünlerimiz arasına girdi. Bu ürünün, işlenmiş olması nedeniyle katma değeri de yüksek. Türk markaları, Kuzey Avrupa’daki marketlerde kaliteli ürünleri nedeniyle tercih edilir konumdadır” dedi.
-İç pazara da tanıtacaklar-
Denizli ve Muğla’daki çiftliklerinde alabalık üreterek Avrupa ülkelerine ihracat yapan Yasin Özpek, 30 yıldır su ürünleri sektöründe olduğunu belirterek, 2005 yılında Avrupa pazarında yaptığı incelemeler sırasında tütsülenmiş balığın çok talep edildiğini gördüğünü anlattı.
Deneme üretimini gönderdikleri pazarlardan olumlu yanıt gelmesi üzerine yatırım yaparak üretimlerinin büyük bölümünü tütsülemeye başladıklarını ifade eden Özpek, ”İhracatımız geçen yıl 12 milyon avroya ulaştı. Kapasitemiz yetseydi 20 milyon avroluk ihracat yapabilirdik. Avrupa’daki alıcılar Türk markalarının yüksek kalitede olması nedeniyle tercih edildiğini belirtiyor. Avrupa’da tütsülenmiş balıkla bir numara olduk ama Türkiye’de bu ürünü sevdiremedik. İsli rayihası nedeniyle damağımız için yeni bir tat. Fakat tadanlar çok lezzetli olduğunu söylüyor. Avrupalılar yüzyıllardan beri bu lezzete alışmış. Geniş bir kullanım alanı bulunan bu ürünü iç pazarda tanıtmak istiyoruz” dedi.
-Tütsülenince fiyatı 3’e katlanıyor-
Özpek, halk arasında isli balık olarak da bilinen tütsülenmiş alabalığın, işlenme aşamalarını ise şöyle anlattı: ”Soğuk zincir kırılmadan fabrikaya getirilen balıklar, temizlendikten sonra 6 saat tuzlu suda bekletiliyor. Şişlere dizilerek meşe talaşlarının yandığı, dumanın dolaştırıldığı, özel bir fırında 1 saate yakın pişiriliyor. Pişen balıklar bir gün 5 derecede dinlendiriliyor. Dinlendirilen balıklar vakumlu paketlere alınarak ihraç pazarlarına gönderiliyor. İşlenmemiş balıklar 3 avro civarında ihraç edilirken, işlenmiş isli balıklar paketlemeye göre 9 ile 10 avro arasında değişen fiyatlarla satılıyor. Danimarka, Hollanda, Almanya ve Fransa başta olmak üzere tüm Avrupa ülkeleri ve Rusya’ya gönderiyoruz.”