27.10.2020 - 07:34 | Son Güncellenme:
Bugün, Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES), 17’inci yılı. Yani, bundan 17 yıl önce, ülke tasarruflarına katkı sağlamak, bireyleri tasarrufa teşvik etmek için sistem başladı ve 17 yıl önce tam da bugün ilk BES sözleşmesi yapıldı.
Hürriyet'ten Noyan Doğan'ın yazısı:
Çok iyi hatırlıyorum, o dönem, başta sendikalar olmak üzere birçok kesim sisteme hem şüpheyle bakıyor hem de ciddi eleştiriyordu. Eleştirilin de birkaç nedeni vardı. Birincisi, geçmiş yıllarda hayat sigortalarında yaşanan kötü tecrübeler ve vaat edilen sözlerin yerine getirilmemesi. İkinci neden, 2000’li yıllardan önce konut edindirme yardımı gibi fonlardan dolayı yine vatandaşların yaşadığı kötü deneyimler. Kimi kesimler de yine o dönemde, tasarrufa ihtiyaç olduğunu kabul etse de BES’e ilgi olmayacağını savunuyordu. Anlayacağız, BES, başladığında hemen hemen tüm kesimler sisteme kuşkuyla bakıyordu. Bu nedenle de toplum nezdinde çok da itibar görmedi.
BES’TE KIRILMA NOKTASI
İtibar görsün diye de 2003’te uygulama vergi teşviki ile başlatıldı ve sisteme giren kişilere aylık yatırdıkları katkı paylarını vergiden düşebilme imkanı tanındı. Ancak bu imkandan da sadece çalışan kesim yararlandığı için teşvik de pek ilgi görmedi. Uygulama başladıktan bir yıl sonra, 2004’ün sonunda, 300 bin kişi sisteme giriş yaptı. Sistemin ilk yılında, 2003 sonunda fon büyüklüğü 43 milyon lira, 2004 sonunda ise 300 milyon lira oldu.
2013 yılına kadar da sistem yavaş da olsa gelişimini sürdürdü ve 2012 sonunda 3 milyon kişi BES’lenirken; fon büyüklüğü de 20 milyar liranın biraz üzerine çıktı. Bu 10 yıllık süreçte yıllık 300 bin kişi sisteme girerken, sistemdekilerin büyük bir kısmı da aradığını bulamayıp, ayrıldı. On yıl bu böyle sürdü.
Ta ki, 2013 yılına kadar. 2013’de sistemde köklü değişikliğe gidilerek, yüzde 25 devlet katkısı uygulamasına geçildi. Böylece çalışan çalışmayan, emekli, ev hanımı BES’e giren herkese devlet yüzde 25 katkı yapmaya başladı. İşte, bu durum BES’te kırılma noktasıydı. Bundan sonra sisteme girenlerin sayısı bir anda yüzde 40’lar seviyesinde arttı; sonrasında da her yıl sisteme yıllık bir milyondan fazla kişi giriş yaptı.
BES’le ilgili kinci kırılma ise 2017’in başında oldu. Yeni bir reforma gidilerek, 45 yaş altı tüm çalışanların, işverenleri tarafından BES’e alınmasını sağlayan otomatik katılım uygulaması başladı. Böylece BES çatısı altında iki ayrı sistem oluştu; biri 2003’ten beri süren ‘gönüllü BES’, diğeri 2017’den başlayan ‘otomatik BES’.
ÇALIŞANLARIN YÜZDE 22’Sİ SİSTEMDE
17 yıl sonra geldiğimiz noktada ise artık BES, çalışanı çalışmayanı ile neredeyse tek tasarruf aracı. Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM), verilerine göre bugün, 12 milyon 564 binden fazla kişi BES aracılığı ile tasarruf ediyor. Emeklilik fonlarının büyüklüğü ise 164 milyar liraya dayandı. Kişilerin 6.8 milyon gönüllü BES’te, 5.6 milyonu ise otomatik BES’te. Fon büyüklüğünün 152.6 milyar lirası gönüllü BES’ten, 11 milyar lirası da otomatik BES’ten geliyor. Daha açık bir anlatımla nüfusun yüzde 15’i, tüm çalışanların da yüzde 22’si bireysel emeklilik sisteminde ve tasarruf ediyor.
Peki, bu, 164 milyar liralık fon büyüklüğü neyi ifade ediyor? Büyüklüğün anlaşılması için sadece iki kriter paylaşacağım. İşsizlik Sigortası Fonu’nun, 2019 sonu itibariyle toplam varlığı 131 milyar liranın biraz üzerinde. Yani, BES’teki fon büyüklüğü, İşsizlik Fonu’ndan daha büyük. İkincisi ise, bugün mevduattan sonra en çok birimin bulunduğu yer BES ve daha da önemlisi emeklilik fonlarının büyüklüğü bugün GSYH’nin yüzde 3’ü seviyesinde.
Hani derler ya, nereden nereye. 2003 yılında 15 bin kişiden, bugün 12.5 milyon kişiye; 43 milyon lira fondan, bugün 160 milyar liralık fon büyüklüğüne.
Konu BES olunca, en çok merak edilen de getiriler. Sistemin uygulanmaya başladığı ilk yıllardan itibaren BES’e yönelik eleştirilerin başında getirilerin azlığı geliyordu. Hatta aradan geçen zaman için sistemden ayrılanların büyük çoğunluğu ayrılma nedeni olarak getirileri ortaya koydu. Kimileri eleştiriyi biraz daha ileri götürüp, ‘yatırdığımızı bile alamadık’ diyerek, sistemden ayrıldı. Türkiye Sigorta Birliği, Emeklilik Gözetim Merkezi verilerine göre BES’in getirilerini paylaştı. Ben de sizlerle paylaşayım. 2003 yılından bu yana emeklilik yatırım fonlarının ortalama reel getirisi, yani enflasyondan arındırılmış getirisi, yüzde 65.3 olmuş.
Sistemin başında itibaren de TL cinsinden borçlanma araçları fonu yüzde 57.16, yabancı para cinsinden borçlanma araçları fonu yüzde 83.33, likit fonlar yüzde 45.63, değişken fonlar yüzde 63.67, karma fonlar yüzde 174.13, hisse senedi fonları yüzde 145.23 getiri sağlamış. Aynı dönemde, yani 17 yılda, döviz sepeti yatırımcısına yüzde 9.38 kaybettirirken, BİST-100 ise yüzde 82.59 kazandırmış.
BES sistemi içinde faizsiz fonların payı da artıyor. 2019 yılında otomatik katılım sisteminde sunulan emeklilik yatırım fonlarının ortalama getirisi yüzde 22.8, bireysel emeklilik sisteminde sunulan katılım fonlarının ortalama getirisi yüzde 30 seviyesine ulaştı. Katılım ve altın fonlarının tüm fonlar içindeki ağırlığı ise bu yılın eylül sonu itibarıyla yüzde 31’e ulaşırken, bu fonların toplam değeri yaklaşık 49 milyar TL’yi buldu.