22.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Babacan, Birleşik Arap Emirliklerinin Dubai kentinde yapılan IMFDünya Bankası yıllık toplantılarındaki ilk gününü değerlendirdi. Gün boyu süren görüşme maratonunun ardından gece geç saatlerde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan, Türkiye ekonomisini finanse edecek kaynağın özel finans piyasalarında fazlasıyla bulunduğunu söyledi. Geçen hafta içinde uluslararası piyasalarda yapılan 10 yıl 4 ay vadeli 1 milyar dolarlık borçlanmayı örnek gösteren Babacan, önemli olanın Türkiye ekonomisinin kendini kanıtlaması olduğunu söyledi. Devlet Bakanı Ali Babacan, "Bundan sonra Türkiyenin ne IMF parasının ne Dünya Bankası parasının ne de başka ülkelerin kredisinin peşinde olmaması lazım" dedi. Babacanın bu sözleri ABDden alınması öngörülen 8.5 milyar dolarlık kredi öncesinde dikkat çekti. Babacan, Amerikan kredisiyle ilgili sözleşmenin kongredeki askı süresinin tamamlandığını dile getirdi. "Sorun çıkmazsa, itiraz gelmezse Amerikan hazinesiyle bir takvim belirleyeceğiz" diyen Babacan, anlaşmanın zaman alabileceğini ifade etti. Babacanın ana hatlarıyla sorulara verdiği yanıtlar şöyle: Para akacak: Güven ortamı oluşturuldukça kalkınma için gerekli olan finansman Türkiyeye akacak.ABye hızlı uyum: Avrupa Komisyonu üyesi Solbes, uyum sürecine giren ülkelerde doğrudan yatırımın arttığını söyledi. ABye uyumda hızlanmamız gerekiyor. Aradaki fark böyle kapanır. Türkiye sınıf atladı: Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın Uluslararası Finans Enstitüsünün yemeğine katılacağı ilan edilince enstitü yetkilileri ilginin arttığını ifade etti. Yemekten sonra bir yatırım kuruluşunun baş ekonomisti bana gelip artık Türkiye ile Arjantin ayrı ligdeki ülkelerdir. Toplantı Türkiyeye yeni bir bakışın başlangıcıdır. Yeni bir hükümet ve yeni bir bakış açısından ilk izlenimler çok olumlu. Önümüzdeki dönemde Türkiyeye özel gelir ortaklığı senetleri ihraç edilecek.Dervişe yanıt: Sıcak paranın vergilendirilmesi kesinlikle gündemimizde yok. Dalgalı kur uygulamasında gerek de yok.Programın uygulanması: Ekonomik programın en büyük riski uygulanmaması ya da gevşekliktir. Önemli olan programın tavizsiz şekilde uygulanmasıdır. Bundan sonraki dalga doğrudan yatırım dalgası olacak. Bu konuda genel dengeleri bozmadan halledilecek. ABD ile takvim pazarlığı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yoğun Dubai temasları arasında Galatasaray - Fenerbahçe maçına zaman ayırdı. Çok sayıda Türk yatırımcının yer aldığı Al Amzar alışveriş merkezini gezen Erdoğan, maçı da burada izledi. Karşılaşmanın ilk devresi tamamlanmadan üç dakika önce ayrılmaya karar veren Erdoğan, salondan çıkar çıkmaz ilk gol atıldı. Gol sevinci seslerini duyan Erdoğan, yeniden salona döndü. İlk yarının tamamlanması ile alışveriş merkezinden ayrılan Erdoğan randevularına gitti.Erdoğan, öğle yemeğini Mustafa Kemal Atatürkün kullandığı Savarona yatında yedi. 9 aydır Jebel Ali serbest bölgesinde demirli bulunan gemiye Dubai belediye başkanı ve yetkilileri yerel kıyafetleriyle katıldı. Ekonomi bürokratları ve bakanlar Erdoğanı yalnız bırakmadı. Başbakan çıktı, gol atıldı Tayyip Erdoğan, Al Amzar alışveriş merkezinde gezerken rastladığı Berkay Şükrü Çelik adındaki küçük bir çocuğu kucağına aldı. Çelikin babası Bak bu da Türkiyenin kralı deyince Erdoğan, elini kaldırarak Ben kralım değilim dedi. Erdoğan, alışveriş merkezinden ayrılırken kullandığı asansörde yaklaşık iki dakika mahsur kaldı. Erdoğan, Asansörler böyle ise çarşının işi zor yorumunda bulundu. Al Azmar alışveriş merkezi Arap sermayeli olmakla birlikte Türk müteahhitlerce inşaa edilmiş. Kral Erdoğan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dubaide ABD eski Başkanı Bill Clintonla görüştü. Irak halkının gönlünün alınması gerektiğini söyleyen Clinton, Erdoğana "Bush yönetimi üzerinde en fazla etkisi olabilecek sizsiniz" dedi. Başbakan Erdoğan, Clintonla, Dubaide kaldığı Burj al Arab Otelinde görüştü. Süresi 15 dakika planlanan görüşme 45 dakikada tamamlandı. Başbakanlık yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Clinton, Irakın hızla yeniden yapılandırılması gerektiğine işaret ederek Erdoğana, Irak meselesine nasıl baktığını sordu. Erdoğan, Iraka Türk askerinin gönderilmesiyle ilgili olarak "Hükümet olarak asker göndermeye sıcak bakıyoruz" yanıtını verdi. Erdoğan, Clintona, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afganistandan çekilmesinin ardından silahlı çatışmaların yaşandığına işaret ederek, "Türk ordusu barışı seven bir ordudur. Türk askeri gittiği yere hizmet götürür. Bize spesifik bir bölge verin. Orada sağlık, eğitim, altyapı gibi konularda hizmet verelim. Türk komutan yönetiminde görev yapalım" dedi. Clinton, bu sözlere şöyle yanıt verdi: "Bush yönetimi üzerinde en fazla etkisi olabilecek ülke ve lider sizsiniz. Fikirlerinizin paylaşılması dünya huzuru açısından çok önemli."Erdoğan, Clinton görüşmesinde Filistin sorunu da gündeme geldi. Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafata sürgün ve suikast tehditinde bulunulmasının kabul edilemeyeceğini bildiren Erdoğan, "İsrail Devlet Başkanı Ariel Şaron yanlış adrese gidiyor" dedi. Clinton da, Arafatın dışlanarak bir çözüm yolu bulunmasının mümkün olamayacağı yanıtını verdi. Iraka askere sıcak bakıyoruz, özel bölge istiyoruz Başbakan Erdoğan, Iraka asker gönderilmesinin meclis açıldıktan sonra gündeme geleceğini söyledi. Erdoğan, asker gönderme tezkeresi için "öyle çok uzun bir vakit yok" dedi. Irakta elektrik, su ve eğitim imkânının bütünüyle ortadan kalktığını belirten Erdoğan, Clintona, "Acil çözüm gerekiyor. Aksi halde Saddam aranır hale gelir" dedi. Vakit yok