Bankalar camdan kale taş atanın sonu kötü

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bankacıların günlük siyasi tartışmaların içinde yer almaması gerektiğini belirterek, “Bankacılar olarak camdan bir kalede oturuyorsunuz. Camdan yapılmış bir kalede oturuyorsanız, kimseye taş atmayacaksınız. Taş attığınızda karşılığı kötü olur” dedi.
Babacan, Bloomberg HT televizyonunda soruları yanıtladı. Gezi Parkı’nda başlayan olaylarda ‘faiz lobisi’nin etkisine dair bir soru üzerine Babacan, Türkiye’de faizlerin yükselmesinden yararlanan kesimler olduğunu söyledi.

‘Ciddi bir çaba olmuş’
Türkiye’nin yıllarca faizlerin yüksek seyrettiği bir ülke olduğunu hatırlatan Babacan, son bir yılda faizlerin tarihi düşük seviyelere gerilediğini dile getirdi. Babacan, şunları kaydetti:
“Bütün bu olaylarda bakıyoruz ki özellikle dışarıdan Türkiye’ye yatırım yapanlara çok enteresan yanlış bilgiler gidiyor. Biri diyor ki ‘Türkiye’de zorunlu eğitim 4 yıla düştü. Bunlar eğitimde farklı yöne gidiyor.’ ‘Türkiye’de iç savaş çıktı ya da Türkiye’de alkol tamamen yasaklandı.’ Bunlar yatırımcıların bizzat bize söyledikleri. Ciddi bir çaba olmuş burada. Türkiye’yi yakından tanıyan bir kitle var. Bunlarda herhangi bir hareket yok.”
Şu anda uluslararası yatırımcıların Türkiye piyasasındaki hisse senedi varlığının 75 milyar dolar olduğunu ifade eden Babacan, olayların başlamasından bu yana Borsa İstanbul’dan çıkışların tutarının 1 milyar 280 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiğini dile getirdi.

Fed ile takvim çakıştı
Amerikan Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke’nin 22 Mayıs’taki konuşmasının ardından tüm gelişmekte olan ülke piyasalarında hareketlenme olmaya başladığına dikkati çeken Babacan, “Dünya piyasalarındaki hareketlenme ile Türkiye’deki olaylar takvim olarak çakıştı” dedi.
Olaylar sırasında bankaların tutumuna ilişkin soru üzerine Babacan, bankacıların günlük siyasi tartışmaların dışında olması gerektiğini söyledi. Babacan, “Camdan bir kale düşünün... Bankacılar olarak orada oturuyorsunuz. Camdan yapılmış bir kalede oturuyorsanız, kimseye taş atmayacaksınız. Taş attığınızda karşılığı kötü olur. Herkes kendi işine odaklanacak” diye konuştu.

‘Eskiyi özleyenler var’
Babacan, bankaların tek gelir kaynağının faiz olmadığını belirterek, “Faizlerin düşük olduğu gelişmiş ülkelerde de bankalar kâr ediyorlar ama yeni iş modelleri ve yeni hizmetler sunarak. Bankalarımızın düşük faiz ortamına kendilerini adapte etmeleri gerekiyor. Pek çoğu adapte etti ama aralarında eski günleri özleyenler olabilir” diye konuştu.

‘AP’nin hızı ve yorumu şaşırttı’

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye kararında Gezi Parkı olaylarına ilişkin değerlendirmeleriyle ilgili, “Suriye konusunda ciddi miktarda kayıtsız duran bir AB, Türkiye’deki olaylarla ilgili nasıl bu kadar hızlı hareket etti? Üstelik yanlış ve taraflı yorumladılar. Açıkçası akıllara durgunluk veren bir tablo” dedi.
Sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen dezenformasyon ve tahrikin hangi noktada başladığının tespitlerinin yapıldığını bildiren Babacan, “Burada kasıt var, organize yapılar var” dedi.

‘İran hayalkırıklığı’
İran’ın, Suriye’ye desteğine ilişkin görüşünü de paylaşan Babacan, bu ülkenin, Suriye’deki mevcut rejime verdiği desteğin Türkiye açısından çok ciddi bir hayal kırıklığı olduğunu söyledi.

‘Barışçıl fikirlere kapılarımız açık’

Ali Babacan, Gezi Parkı’nı değerlendirirken, hükümet olarak şiddetin arkasından gelen talepleri kabul etmelerinin söz olmadığını belirterek, “Fikirlerini barışçıl yollarla ifade etmek isteyenlere kapımız sonuna kadar açık” dedi.
Gençleri anlamak adına gerekli adımların atılıp atılmadığı sorusuna Babacan, illegal örgütlerin işin görüntüsünün anlaşılmasını zorlaştırdığını kaydetti. Babacan, “Böyle bir kapıyı açtığınızda, bir kere izin verdiğinizde, bir kere şiddet karşısında geri adım attığınızda bu bir yöntem haline gelebilir. Buna izin vermek mümkün değil” dedi.

‘Çekilemeyen ülkeyiz’
Türkiye’nin son yıllarda çeşitli konularda gösterdiği başarının tüm dünya tarafından teslim edildiğini ve ülkenin başka ülkelere ilham kaynağı olduğunu kaydeden Babacan, bu yüzden Türkiye’nin belki “kıskanılan ve çekilemeyen” bir ülke haline geldiğini söyledi.