29.06.2020 - 10:59 | Son Güncellenme:
AA
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, milli elektrikli trenin mayıs sonunda raylara indiğini, bugün itibarıyla da fabrika testlerine başlandığını belirterek, fabrika testlerinin ardından ağustos sonunda yol testlerine geçileceğini bildirdi.
"Türkiye Vagon Sanayi Anonim Şirketi'nin (TÜVASAŞ) Adapazarı ilçesindeki fabrikasında düzenlenen Milli Elektrikli Tren Seti'nin Fabrika Testleri Töreni'nde konuşan Varank, tarihi bir gün yaşandığını söyledi.
Türkiye'nin Milli Teknoloji Hamlesi yolunda katettiği mesafenin bir nişanesi olan milli elektrikli treninin fabrika testlerine başlandığını aktaran Varank, şubat ayındaki ziyaretinde trenin teste hazır hale gelmesi için mühendislerin, emekçilerin nasıl canla başla çalıştıklarına bizzat şahit olduğunu anlattı.
Varank, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecine rağmen TÜVASAŞ'ın emekçilerinin tüm önlemlerini alıp gece gündüz demeden çalışmaya devam ettiğini dile getirerek, "O gayret sayesinde trenimiz mayıs sonunda raylara indi, hamdolsun bugün itibarıyla da fabrika testlerine başlanıyor. Fabrika testlerinin ardından ağustos sonunda yol testlerine geçilecek." dedi.
"Milli elektrikli tren her açıdan gurur tablosu"
Milli elektrikli trenin her açıdan bir gurur tablosu olduğuna işaret eden Varank, "Geçen sene devreye alınan alüminyum gövde üretim, boyama ve kumlama tesisleri sayesinde bugün bu seviyeye gelebilmiş durumdayız. Şehirlerarası seyahate uygun tasarlanan bu tren, ithal edilen emsallerine göre yüzde 20 daha uygun maliyetle üretilebiliyor. Fakat daha da önemlisi, bizi ziyadesiyle mutlu eden husus, ulaşılan yüksek yerlilik oranı. Tedarikçilerle birlikte muazzam bir sinerji yakalanmış durumda. Evet, nihai ürün elbette çok kıymetli. Ama bu ürünle birlikte gelişen üretim ekosistemi ve Türkiye'nin kazandığı yeni kabiliyetler belki nihai üründen çok daha kıymetli." ifadelerini kullandı.
Trenin beyni olarak nitelendirebilecek cer sistemi ile tren kontrol ve izleme sisteminin Aselsan'la birlikte gerçekleştirildiğini aktaran Varank, şöyle devam etti:
"Böylelikle ilk defa kritik bir alt sistem, donanım, yazılım ve algoritma içeriğiyle birlikte yerli sanayi tarafından geliştirilmiş oldu. İklimlendirme sisteminden boji şaselerine, iç giydirme ve aydınlatma sistemlerinden vakum tuvalet sistemlerine kadar 30'un üzerindeki bileşen yerli firmalarımızdan tedarik edildi. İşte bu sayede prototip sette yerlilik oranı yüzde 60 oldu. İnşallah seri üretimle birlikte bu oranı yüzde 80'e çıkarmak mümkün olacak."
Bakan Varank, dünyada raylı sistemler sektörünün yıllık pazar hacminin 160 milyar avro civarında olduğunu ve gelecek dönemde hızla büyümesinin beklendiğine dikkati çekerek, Türkiye'yi bu alanda küresel bir oyuncu yapmayı hedeflediklerini söyledi.
"Türkiye raylı sistemlerde büyük bir potansiyele sahip"
Türkiye'nin raylı sistemlerde büyük bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden Varank, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hem kendi ihtiyaçlarımızı karşılayıp hem de küresel pazardan çok rahat pay alabiliriz. Bunun yolu bu alanda ölçek oluşturmaktan geçiyor. Gelecek 10 yılda raylı sistemlerde 15 milyar avroluk harcama yapacağız. Bakın bu çok ciddi bir ekonomik ölçek. Dolayısıyla önümüzde raylı sistemler sektörünü geliştirmek için asla kaçırılmaması gereken bir fırsat, dolayısıyla bize yüklenen bir sorumluluk var. Bunu en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Bu alanda atacağımız adımlar, sanayileşme hedeflerimize ve Milli Teknoloji Hamlemize doğrudan hizmet edecek. Belediyeler, kamu kurumları ve özel sektör, eş güdüm halinde, Türkiye’yi raylı sistemler konusunda global bir oyuncu yapmak için ellerini taşın altına koymak durumunda. Burada herkese bir görev düşüyor."
Bakan Varank, hiçbir başarının kendiliğinden gelmediğini vurgulayarak, ülkece gurur kaynağı olan savunma sanayinin geldiği noktanın asla tesadüf olmadığını vurguladı.
"Sayın Cumhurbaşkanımız savunma sanayinde hazır alım modeline 'dur' demeseydi, bugün kendi İHA'larımızı, SİHA'larımızı kullanamaz, milli güvenliğimizi başka ülkelere emanet etmeye devam ederdik." diyen Varank, şunları kaydetti:
"Dünyaya bu alanda örnek gösteriliyorsak, bunun ardında planlama, sıkı takip, güçlü irade ve kararlılık yatıyor. Aynı başarıyı raylı sistemler konusunda da gösterebiliriz. Kamu alımları ve yatırımlarının oluşturacağı kaldıraçla bu alanda yerlileşmeyi hızla başarabiliriz. Yatırımların planlanması ve yerli ürünlerle hayata geçmesi için Sanayi İşbirliği Projelerini en iyi şeklide uygulayabiliriz. Biz Bakanlık olarak bu noktada hiçbir kamu kurumunun sahip olmadığı teknik birikime sahibiz. Raylı sistemler alanındaki kabiliyetlerin atıl kalmaması ve sürdürülebilirliğin sağlanması gerekiyor. Ancak bu şekilde yüksek hızlı tren sistem ve alt sistemlerini kendi imkanlarımızla üretebiliriz. Bu manada; sektöre dokunan kamu ihalelerinin SİP uygulamasına tabi olarak gerçekleştirilmesini oldukça önemsiyoruz.
Şunu çok açık ifade etmek istiyorum; topyekün kalkınma için yerliliği ve milliliği olmazsa olmaz bir ilke olarak kabul etmek, yerli firmalara sahip çıkmak gerekiyor. Raylı sistemlerde ülkemizde gelişmiş kabiliyetler var. Firmalarımız yabancı ülkelerde ihaleler kazanıyor, üretimlerini ihraç ediyorlar. Avrupa'da, Uzak Doğu'da, Durmazlar, Bozankaya gibi firmalarımızın araçları kullanılıyor. İşte bugün TÜVASAŞ, milli elektrikli tren projesinde benzersiz bir adımı geride bırakıyor. Yeni kurulan TURAYSAŞ'ın da sektörde büyük bir güç oluşturacağına inanıyorum. Ekosistemdeki firmalarımız ve tedarikçilerimizin güç birliğiyle sektörde hızla üst basamaklara tırmanabiliriz. Bakanlık olarak bu yöndeki tüm girişimleri önemsiyoruz ve destekliyoruz."
"Bakanlık olarak ciddi destekler sunmaya devam edeceğiz"
Varank, Bakanlık olarak raylı sistemler sektörüne ciddi destekler sunduklarını ve sunmaya devam edeceklerini belirterek, "2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimizde bu sektörün önemini açıkça vurguladık. Yine teknoloji odaklı sanayi hamlesi programımızda da raylı sistemleri öncelikli ürün grubu olarak belirledik. TCDD ve bağlı kuruluşlarının TÜBİTAK enstitüleriyle ortak geliştirdiği ilk milli elektrikli manevra lokomotifini 2015 yılında raylara indirdik. Böylece ülkemizin manevra lokomotiflerinde yurtdışına bağımlılığını tamamen ortadan kaldırmış olduk." diye konuştu.
Bakan Varank, Ekim 2017'de başlatılan diğer bir projeyle de 5000 kilowatt gücünde ilk milli anahat lokomotifini 2022 yılında raylarla buluşturmayı hedeflediklerini aktararak, TÜBİTAK ve TCDD ortaklığında Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü'nü kurduklarını, amaçlarının önce kendi ihtiyacını karşılayan teknolojileri geliştiren, ardından da geliştirdiği bu teknolojileri ihraç eden bir ülke haline gelmek olduğunu dile getirdi.
Pandemiyle birlikte zor bir dönemin geride bırakıldığına işaret eden Varank, şunları söyledi: "Biliyorsunuz ekonomi cephesinden birbiri ardına sevindirici haberler geliyor. Üretim tarafında; sanayideki elektrik tüketimi, siparişler ve kapasite kullanımı artıyor. İçeride ekonomiye duyulan güven ve yatırım iştahı artmaya devam ediyor. Yurt dışı piyasalara baktığımızda, toparlanma eğilimini görebiliyoruz. Bizim için önemli olan, yukarı yönlü bu gidişatın giderek daha fazla güç kazanması ve kalıcı bir hale gelmesi.
Salgınla birlikte de şunu da gördük; istediğimiz zaman dünyada eşi benzeri olmayan bir seferberlik ruhuyla kimsenin yapamadığını yapabiliyor, başaramadığını başarabiliyoruz. Yoğun bakım solunum cihazı bunlardan biri. Tanı kitleri, aşı ve ilaç alanlarında da ilham verici ve bizleri heyecanlandıran projeler devam ediyor. Salgın döneminde bile açılan fabrikalar, cesaretle yeni işlerin peşinden koşan girişimciler var."
Bugün de milli elektrikli trenin testlerinin başladığını, testlerin durumuna göre milli tren setlerinin yıl içinde milletin hizmetine gireceğini anlatan Varank, "Bundan sonraki hedef, 200 kilometrenin üstüne çıkan Yüksek Hızlı Tren setlerini üretmek. Milli elektrikli tren projesinde kazanılan yetkinlikler, inşallah, yüksek hızlı trenin geliştirilmesinde işleri çok kolaylaştıracak. Bu gururu bizlere yaşatan TÜVASAŞ'ın kıymetli yöneticilerine, mühendisinden işçisine tüm emekçi kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Kısa sürede bu önemli başarıyı sahiplenerek, bu işi liderliğiyle Türkiye'ye kazandıran Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Adil Karaismailoğlu ve ekibini yürekten tebrik ediyorum. Bu başarıda öncü olan Sakarya ve Sakaryalılara teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, milli elektrikli trenin bu yıl sonunda raylara indirileceğini ve kısa sürede yolcu taşımacılığına başlayacaklarını belirterek, "Demir yolu teknolojisinde yerli ve milli araçlarımızın üretimiyle atılımımızı sürdürmekte kararlıyız. Amacımız, Türkiye'nin raylı sistem aracı üretiminde önemli merkez haline gelmesidir." dedi.
"Türkiye Vagon Sanayi Anonim Şirketi'nin (TÜVASAŞ) Adapazarı ilçesindeki fabrikasında düzenlenen Milli Elektrikli Tren Seti'nin Fabrika Testleri Töreni'nde konuşan Karaismailoğlu, Bakanlık olarak, Türkiye'nin büyük başarılarla dolu bugüne gelen yenilikçi ulaştırma ve altyapı geleneğini devam ettirip güçlendirerek geleceğe taşıdıklarını kaydetti.
Karaismailoğlu, bu yaklaşımın en büyük adımını da yerli ve milli tren setinin test sürecine geçecekleri bu önemli günde attıklarını söyledi.
Geleceğin dünyasında oyun kurucu ve küresel lider olan bir Türkiye'nin ihtiyaç duyacağı tüm ulaşım hatlarında ve altyapı çalışmalarında dünya ile Türkiye'nin sosyal ve ekonomik bağlarını kurduklarını, dünyayı Türkiye'ye bağlamanın gururunu yaşadıklarını aktaran Karaismailoğlu, ulaştırma ve altyapıda sağlayacakları vizyoner projelerle Türkiye'yi kuralları belirleyen ülke konumuna getirmek için var güçleriyle çalışmalarını sürdürdüklerini vurguladı.
1951 yılında Vagon Tamir Atölyesi olarak kurulan TÜVASAŞ'ın bugün Orta Doğu'nun en büyük raylı sistem araç üreticisi haline geldiğini, 2003 yılından bu yana harcanan yoğun emeğin bugün yeni ürünler, pazarlar, rekor satış ve karlılıkla vücut bulduğunu belirten Karaismailoğlu, "Artık Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii Anonim Şirketi, kısa adıyla TÜRASAŞ çatısı altında hizmetlerine devam edecek TÜVASAŞ, ülkemizin ihtiyaçlarını karşıladığı gibi dünyanın ihtiyaçlarına da cevap verebilecek kapasitesiyle bugün bir dünya markası olmuştur." diye konuştu.
Karaismailoğlu, bu önemli gelişmeler ışığında, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, önlerindeki dönemde ağırlık verecekleri demir yolları projelerinin yanı sıra, demir yolu teknolojisinde yerli ve milli araçların üretimiyle atılımlarını sürdürmekte kararlı olduklarını ifade ederek, Amacımız, Türkiye'nin raylı sistem aracı üretiminde önemli merkez haline gelmesidir." dedi.
"Türkiye artık teknoloji üreten ve ihraç eden bir konuma geldi"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde her alanda olduğu gibi yerli ve milli demir yolu sanayinin gelişimi kapsamında da çok büyük mesafeler kaydettiklerini, tasarım ve üretim sürecini tamamlayarak fabrika testi aşamasına getirdikleri yerli ve milli elektrikli treninin de bunun en güzel kanıtı olduğunu anlatan Karaismailoğlu, "Tren setlerimizin fabrika testlerinin ardından yol testlerini de yapacağız. Bu yıl sonunda raylara indirilecek ve Allah'ın izniyle de kısa bir sürede yolcu taşımacılığına da başlayacağız." bilgisini verdi.
"Fabrika testleri başlatılan yerli ve millî trenimizin ilk sürüşü Cumhurbaşkanımız tarafından yapılacak." diyen Karaismailoğlu, trenlerin yolcu taşımacılığına başladığında milletçe yaşayacakları mutluluğu hep birlikte paylaşacaklarını, Türkiye'nin artık teknoloji üreten ve ürettiği teknolojiyi ihraç eden bir konuma gelirken, bu hamlenin ülkenin ulaşım teknolojileri ihracatına da güçlü katkılarda bulunacağını bildirdi.
Hayata geçirilen bu teknolojilerle Türkiye'nin artık söz dinleyen değil, söz dinleten olacağının altını çizen Karaismailoğlu, şunları kaydetti:
"Şu an burada yer alan Yerli ve Milli Trenimiz büyük bir özveriyle oluşturuldu. Proje kapsamında öncelikli olarak altyapıyı kurduk. Trenimizin alüminyum gövde üretim, boyama, kumlama testleri 2019 yılında devreye alındı. Yerli ve milli tren setlerimiz saatte 160 kilometre işletme hızına, 176 kilometre tasarım hızına sahip olarak üretildi. Seyir emniyeti ön planda olmak üzere yolcu memnuniyeti ve konforu bakımından istek ve beklentileri üst düzeyde karşılayacak özelliktedir. 5 araçtan oluşan bir setin toplam koltuk kapasitesi 324 olup bunlardan iki adedi engelli yolcular için ayrılmıştır. Araç gövdeleri işletme sırasında oluşabilecek yüklere, darbelere ve herhangi bir kaza anında çarpışmalara mukavim şekilde tasarlanmış alüminyum ekstürizyon profillerinden üretilmiştir."
TÜVASAŞ'ın Adapazarı fabrikasında üretilen Yerli ve Milli Tren'in raylara inmesi, üretim kapasitesi, çevreci ve yenilikçi teknolojilere hakimiyetlerini kanıtlamakla birlikte hedeflerine, kendi mühendislerinin ve işçilerin yetkinlikleriyle ulaşmaktaki kararlılıklarını da gösterdiğini belirten Karaismailoğlu, emeği geçenleri gönülden kutladığını ifade etti.
"Demir yollarına 18 yılda 162 milyar lira harcadık"
Karaismailoğlu, bakanlık olarak ulaştırma ve iletişim altyapısı için son 18 yılda 880 milyar lira yatırım yaptıklarını ve bunun 162 milyar lirasını demir yollarına harcadıklarını, aslan payını verdikleri demir yollarının çok hızlı bir gelişim sürecine girdiğini, 150 yıldır el değmeyen demir yollarının tamamını yenilediklerini anlatarak, milletin yarım asırlık hayali olan Yüksek Hızlı Tren hatlarını inşa ettiklerini kaydetti.
Ülkeyi Avrupa'da 6'ncı, dünyada ise 8'inci yüksek hızlı tren işletmecisi konumuna yükselttiklerini, dünyanın "en önemli" ve tabiri caizse parmakla gösterilen projelerinden biri olan Marmaray'la iki kıtayı deniz altından bağladıklarını, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattını açarak Asya'dan Avrupa'ya kesintisiz demir yolu bağlantısı sağladıklarını dile getiren Karaismailoğlu, "Demir yollarında bunca yatırım yaparken bir şeye daha 'çok önem' verdik. Yerli demir yolu endüstrisinin gelişmesini sağladık. Bu hedef doğrultusunda devlet eliyle yapılabilecek her türlü yasal düzenlemeleri yapıp sektörün önünü açtık." dedi.
Karaismailoğlu, Çankırı'da hızlı tren makasları, Sivas, Sakarya, Afyon, Konya ve Ankara'da hızlı tren traversleri, Erzincan'da ray bağlantı malzemeleri üreten tesisleri kurduklarını, Karabük'te KARDEMİR'de yüksek hızlı tren rayları ürettirmeye başladıklarını, Kırıkkale'de tekerlek üretimi için Makine Kimya ile iş birliğine gittiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Bu çalışmaları elbette burada bırakmıyoruz. Yerli ve Milli Elektrikli Tren Setimiz de bunun en güzel kanıtı. Devamında Hızlı ve Yüksek Hızlı Tren setleri gelecek. Bu proje kapsamında 30'un üzerinde komponentin temininde yerli firmalar ile çalışılarak yerli sanayinin gelişmesine önemli katkılar sağladık. Üretimi tamamlanan prototip sette yüzde 60 yerlilik oranı gerçekleştirilmiştir. Seri üretimde ise yüzde 80 yerlilik oranı hedeflenmiştir. Prototip setin maliyeti yurt dışından temin edilecek benzer ürünlere göre yüzde 20 daha ucuza mal edilmiştir. Özetle sizden aldığımız büyük bir güç ve yapılan yüksek tutarlı yatırımlarla birlikte TCDD'nin bölgesel ve küresel anlamda, yük ve yolcu taşımacılığında güçlü bir aktör haline geldiğini gururla belirtmek istiyorum."
''Artık hızlı ve yüksek hızlı trenleri kendimiz üretebiliriz"
Karaismailoğlu, her türlü üretim ve kullanım hakkı kurumlarına ait olan bu projeyle üretilen araçların hızlı ve yüksek hızlı tren hatlarında da kullanılabileceğini dile getirerek, "Saatte 160 kilometre hızındaki bu projenin tasarım çalışmalarının tamamlanmasının ardından başlatılan 225 kilometrelik tren seti projesi 2021 yılında raylara indirilecektir." dedi.
Ülkenin artık hızlı ve yüksek hızlı trenlerini kendisi üretebilecek duruma geldiğini, bundan sonraki süreçte Türkiye'nin yurt dışından araç temin etmesine gerek kalmadığını belirten Karaismailoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu duygu ve düşüncelerle ilk Yerli ve Milli Elektrikli Tren setimizi ülkemize kazandırarak bu işten alnının akıyla çıkan TÜVASAŞ ailesini canı gönülden tebrik ediyor, başarılarının devamını temenni ediyorum. Bu güzide projede emek harcayan en alt kademesinden en üst kademesine, işçisinden mühendisine herkese teşekkür ediyorum. 18 yıldır dur durak bilmeden çalışan, bizlere önderlik eden ve bizleri yüreklendiren Sayın Cumhurbaşkanımıza buradan ayrıca bir kez daha teşekkür ediyorum. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, göstermiş oldukları hedeflerimize odaklanarak ilerliyor ve bugün emin adımlarla ülkemizi geleceğe taşıyoruz."
Öte yandan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank Ekonomik Güven Endeksi verisine ilişkin, "Ekonomik Güven Endeksi Haziran'da %19,1'lik artışla yükselişini sürdürdü. Reel kesim başta olmak üzere, endeksin tüm alt kalemlerinde güçlü bir canlanma var. Bu gidişatın giderek daha fazla güç kazanması ve kalıcı bir hale gelmesini hedefliyoruz." dedi.