05.06.2024 - 19:47 | Son Güncellenme:
İHA
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED), Ankara'da bir otelde Küresel Yatırım Günleri etkinliği ve resepsiyon düzenledi. Resepsiyona Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve YASED Yönetim Kurulu Başkanı Engin Aksoy da katıldı. Resepsiyonda konuşan Bakan Şimşek, “Tabii az önce değerli başkanımızın da ifade ettiği gibi yatırım kararlarında seçenek bol. Buraya mahkum değilsiniz. Ancak burayı cazip kılan bazı faktörler var. Türkiye ekonomisi büyük bir ekonomi. İhmal edemeyeceğimiz kadar küresel ölçekte büyük bir ekonomi. Birçok göstergede Avrupa Birliği'nin yaklaşık 15-17 üyesi büyüklüğünde bir ekonomiden bahsediyorsunuz. Dolayısıyla nüfus açısından, tarım katma değeri ve gayri safi milli hasılanın satın alma gücü açısından vb. Dolayısıyla bu büyük bir ekonomi. Bu nedenle burayı tabii ki ihmal edemezsiniz. Buraya mutlaka yatırımı düşünmemiz gerektiğine inanıyoruz. Ama daha değerli bir sebep var. O da şudur; büyük bir ekonomi olabilirsin ama durgun olabilirsin. Son 20 yılda Türkiye ekonomisi reel olarak yüzden 300'e çıkmıştır. Bize benzer gelişmekte olan olan ülkelerde 217'ye çıkmıştır. Dolayısıyla gördüğünüz gibi sadece büyük bir ekonomi değil, aynı zamanda büyüyen ve göreceli olarak güçlü performans gösteren bir ekonomi. Bu nedenle de burada olmanız lazım. Buradaki işinizi büyütmeniz lazım diye düşünüyoruz” diye konuştu.
'ESAS OLAN YAPISAL REFORMLAR'
Türkiye’nin orta ve uzun vadede büyüdüğünü dile getiren Şimşek, “Birkaç faktör var. En önemli faktör büyümeyi aşağıya çeken fermantasyon denilen, yani ticarette aşırı korumacılıktı. Çin ile ABD rekabetinin getirdiği yeni trendler. Şimdi o aşağı çekiyor küresel ekonominin gücünü. Çünkü ticaretteki büyüme, küresel ticaretteki büyüme küresel altına kadar düşmüş durumda. Eskiden iki katı. İkinci faktör yüksek kamu borcu. Peki büyümeyi yukarı çekecek faktörler nelerdir diye sorarsanız. Yapay zekaya ilişkin çok büyük beklentiler var verimliliği arttırır diye. Bir de yapısal reformlar. Ama esas olan yapısal reformlar” diye konuştu.
'DOSTLUĞU TİCARET VE YATIRIM ÜZERİNDEN PEKİŞTİRMEK İSTİYORUZ'
Beşeri sermayenin güçlenmesi ve yatırım ortamının iyileştirmesiyle ilgili reformların gündemlerinde olduğunu söyleyen Şimşek, amaçlarının aynı zamanda Türkiye’de hukuk devletini güçlendirmek olduğunu ifade etti. Şu anda Türkiye’de siyasi bir istikrarın olduğunu belirten Şimşek, geçen seçimden sonra Türkiye'nin önünde dört yıl seçimsiz bir dönemin olduğunun altını çizdi. Küresel ekonomiye entegre bir şekilde özellikle Avrupa Birliği, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ile yakın coğrafya ve dost olduklarını vurgulayan Şimşek, "Bu dostluğu ticaret ve yatırım üzerinden pekiştirmek istiyoruz. Biz bu reform gündemini şu anda uyguladığımız tarzda devam ettirirsek küresel normlara göre iki yıl içerisinde milli geliri ilave 4 puan, dört yıl içerisinde ise 8 puanlık bir idare çıktı artışına sahibiz” ifadelerini kullandı.
'MUAZZAM BİR KAYNAĞIMIZ VAR'
Türkiye’deki nüfusun yaşlandığını ifade eden Şimşek, “Doğurganlık oranlarına bakarsanız 15-20 yıllık iyi bir fırsat penceresi var. Fena değil yatırım açısından. Bakın kişi başı milli gelirde bizimle benzer ülkeler arasında ust-orta gelir grubundayız biliyorsunuz. Kadınlar arasında eğitim muazzam bir şekilde yatırım yaptığımız için artıyor. Eğitimli üniversite mezunlarının iş gücüne katılım oranı yüzde 70. Ama kadınların toplam iş gücüne katılım oranı yüzde 37. Bu da şu demektir. Muazzam bir potansiyel demektir. Yani sadece çalışma çağındaki nüfus değil, bir de bizim henüz harekete arzuladığımız düzeyde geçiremediğimiz muazzam bir kaynağımız var" dedi.
'DEZENFLASYON DÖNEMİNE GİRDİK'
Güçlü bir dezenflasyonun eşiğinde olduklarını ifade eden Şimşek, ”Enflasyonun tek haneye girmesi biraz zaman alacak. Bu aydan itibaren çok keskin bir şekilde enflasyon düşmeye başlar. Patikamız bu. Gördüğünüz gibi dezenflasyon dönemine girdik. Geçiş dönemi bitti. Bütçede ciddi tedbirler aldık. Piyasa öngörülerine göre çok daha az bir açıkla geçen seneyi kapattık. Deprem harici yüzde 1.6’lık bir açıktan bahsediyoruz. Son derece makul ama şu anda gündem yoğun. Biz kamuda tasarruf, disiplin, verimlilik ve vergide adalet gibi hususlar üzerinden bütçe açığını gelecek sene yüzde 3’ün altına, kamu borcunu da düşük bir düzeyde tutma konusunda kararlıyız” dedi.
Cari açığın milli gelire oranının yüzde 2.5’un altına düşeceğini kaydeden Şimşek, bu durumun kalıcı hale getirilmesinin şart olduğunu vurguladı. Yatırımcılara sanayide dönüşümü birlikte yapacaklarını söyleyen Şimşek, bu dönüşümü yenilebilir enerjiyi öncülendirerek yapacaklarını dile getirdi.
"YATIRIM, ÜRETİM, İSTİHDAM, İCAT VE İHRACAT ODAKLI KALKINMA YOLCULUĞUMUZA HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYORUZ"
Resepsiyonda konuklara seslenen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ise, küresel yatırım trendlerinin değerlendirileceği Küresel Yatırım Günleri ve Ankara resepsiyonunun Türkiye’nin küresel rekabetçiliğinin artırılmasına ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmaya katkı sunacağına inandığını söyledi. Bakan Kacır, “Dünyanın küresel daralmalardan, krizlerden geçtiği bugünlerde yatırım, üretim, istihdam, keşif ve ihracat odaklı kalkınma yolculuğumuza hız kesmeden devam ediyoruz. Güçlü Ar-Ge, inovasyon ve üretim altyapıları, nitelikli insan kaynağıyla güçlü ve müreffeh Türkiye’yi inşa ediyoruz. Geçtiğimiz yılı yüzde 4,5 gibi tahminlerin üzerinde bir büyüme ile tamamladık. Bu yılın ilk çeyreğinde ise Türkiye yüzde 5,7 ile OECD ülkeleri arasında lider, G20 ülkeleri içinde ikinci oldu. Ekonomimiz 15 çeyrektir kesintisiz büyüyor. İstihdam, 32,6 milyon kişi ile Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek düzeyine ulaştı” dedi.
Son 12 aylık ihracatın 260 milyar doları, mayıs ayı ihracatının ise 24 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek aylık ve yıllıklandırılmış ihracat rekorunu kırdıklarının altını çizen Kacır, bu başarılarda katkısı olan sanayicileri, ihracatçıları, yatırımcıları ve tüm emekçileri kutladı. Milli Teknoloji Hamlesi hedefleri doğrultusunda Türkiye’yi yüksek teknolojili ve katma değerli üretimin adresi hâline getirdiklerini vurgulayan Kacır, sanayide ikiz dönüşümü adım adım gerçekleştirdiklerini belirtti. Organize sanayi bölgelerinin (OSB) Yeşil OSB'lere dönüşümünü hızlandırmak amacıyla Dünya Bankası destekli ‘Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi'ni hayata geçirdiklerini hatırlatan Kacır, "Yine Dünya Bankası iş birliğinde hayata geçirdiğimiz ve yeşil dönüşüm alanında şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz en kapsamlı ve en yüksek bütçeli programımız Türkiye Yeşil Sanayi Projesi'ni geçtiğimiz aylarda uygulamaya aldık. Başta KOBİ'lerimiz olmak üzere firmalarımızın dijital dönüşümüne yönelik desteklerimizi güçlendirmek amacıyla 8,2 milyar avro bütçeli ‘Dijital Avrupa Programı'na katıldık” diye konuştu.