29.04.2023 - 21:03 | Son Güncellenme:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin AK Parti Ankara 2. bölge Milletvekili adayı Prof. Dr. Vedat Bilgin katıldığı canlı yayında önemli açıklamalarda bulunuyor. Bakan Bilgin'in açıklamaları şöyle: Ekonomi politikalarımızın yanında sosyal politikalar olarak uygulamalarımız var. Sadece gelir dağılımı olarak bilinir ama bundan ibaret değildir. Toplumsal gelişmişlik, eğitim seviyesini de içeren ve demokrasiye hayat veren bir çoğullaşmadır. Gelir dağılımı demokratik toplumlarda düzenleyen araç toplu sözleşmedir. Orada örgütlü işçiler vardır. Türk yurtaşlarının her bir ailenin otomobile ulaştığı bir dönemdeyiz. Türk çocuklarının büyük çoğunluğunun üniversite imkanlarına ulaşıyor. Bunlar aslında refah toplumuna doğru Türkiye'nin değişimini gösteriyor.
TEMMUZ'DA ASGARİ ÜCRETE ZAM GELECEK Mİ?
Asgari ücret nedir? Bu ücretin altında ücret olamaz demektir. Biz sosyal devlet sorumluluğu ile buna çok fazla önem gösterdik. Tabi şimdi enflasyon düşüyor. Biz çalışanları emekçiler koruyan bir yaklaşım içindeyiz. Enflasyonun düştüğünü rakamlardan anlıyoruz. Biz enflasyonu tüketici ve üretici fiyatlarından ölçüyoruz. Aradaki makas hızlı bir şekilde düşüyor. Bu şunu gösteriyor. Enflasyon gerçek anlamda düşme eğiliminde. Ama fiyatlardaki artış devam ediyor. Biz ne yapacağız bunu durduracağız. Sosyal devlet olarak ücretleri koruyacağız. Temmuz'da bunu yeniden değerlendirerek, yeni bir asgari ücrette emekçileri koruyacak bir asgari ücret belirleyeceğiz.
Alım gücünü pazardaki durumunu tespit eden veriyi kullanacak araştırma yapıyoruz.
FAHİŞ FİYATLAR
Merkez Bankası'nın aldığı tedbirlerle dolar üzerinden Türkiye'ye yapılmak istenen operasyon durduruldu. Buna rağmen fiyatların girdilerin belli bir yerde durması lazım. Bu davranış bozukluklarının durması lazım. Aç gözlülük yapıyor karını artırmaya çalışıyor. Özellikle de talebi esnek olmayan ürünler de yapıyor. Bunlarda aşırı bir fiyat artışı var. Devletin piyasaya düzenleyici müdahaleleri ile kontrol altına alınabileceğini düşünüyorum. Her toplumda ekonominin kendi kuralları vardır ama bir de ahlaki kurallar vardır.
EMEKLİYE FERAH PAYINDA ARTIŞ NASIL OLACAK?
15 milyon emekli var. Bu emeklilerin 7.500 TL'nin altında maaş alanların sayısı 9 buçuk milyon civarı. Yeni bir düzenleme çalışılıyor, çalıştık bitirdik. Temmuz'da uygulamaya alacağız. 7-500 ile 10 bin arasındaki maaşlardaki aşağıdan yukarıya dengeyi düzenleyen bir çalışma yapacağız.
"TÜRKLER, EMPERYALİZMİ 2 KERE YENMİŞ BİR HALKTIR"
Türkiye, aşağı yukarı 80 yıl gibi bir sürede ABD merkezli bir batı sistemine bağımlı bir ülkeydi. NATO üzerinden IMF üzerinden. Dolayısıyla o mekanizmalar emperyalizmin işleyiş mekanizmalardır. Emperyalizm diğer ülkeleri bağımlılık içinde yönetme ağıdır. Bu ağın içerisinde sermaye odakları vardır, kredi veren bankalar vardır. Bu krediyi alırsınız ama şunu yapamazsınız vardır. Türkiye buna itiraz etti. Ne zaman? IMF ile bağımızı kesiyoruz dediğimiz zaman süreç farklı bir yere doğru ilerlemeye başladı. Sayın Cumhurbaşkanımız dünya 5'ten büyüktür dedi. Onlardaki rahatsızlık devam etti. Bunlar ne yapıyor dendi. Bu bahsettiğim 2. Dünya Savaşı konjektöründe dünyaya dayatılmıştır. 200 küsur BM üyesi halk buna itiraz edememiştir. Bir kişi itiraz edebildi, Sayın Cumhurbaşkanımız. Bu aynı zamanda Türkiye ile ilgili bir konu. Sayın Cumhurbaşkanımız tarih bilinci ile buna itiraz etti. Mustafa Kemal Paşa Milli Mücadele'de itiraz etti. Türkler, emperyalizmi 2 kere yenmiş bir halktır. Çanakkale'de yendik, Milli Mücadele'de Mustafa Kemal Paşa ile yendik. Bu Türkler Batılılar açısından tehlikeli bir halk. 100 yıl sonra çıkmış Türklerin cumhurbaşkanı, IMF'nin, Dünya Bankası'nın kontrolüne BM'nin kontrolüne itiraz ediyor. Bu onlar açısından kabul edilecek bir şey değildir. Batı sistemi Ortadoğu'yu yeniden planlamak istiyor. Türkiye buna izin vermiyor. Şunu söylüyorum batının teröristlere verdiği bütün bu desteklerine karşı Türkiye, onları ininde cezalandırıyor. Bu seçim Türkiye'nin bu bağımsızlık iradesinin devam edip etmemesi konusunda bir seçimdir. Türkiye'nin bağımsızlığı yönünde atılacak bir adımın ya desteklenmesi ya da kösteklenmesidir.
KILIÇDAROĞLU'NUN 300 MİLYAR DOLAR VAADİ
Yasal olarak Türkiye'ye para getirmenin mekanizmaları belli. Gidip uçağa para doldurup getiremiyorsunuz. Buradaki esas soru şu AK Parti'ye eleştirileri "Türkiye'yi 440 milyar dolar borçlandırdınız" dı. Türkiye ne yaptı bunların karşısında Türkiye altyapısını yeniledi, hızlı trenler yaptı, üretim tesisleri kurdu, sanayi ürünleri ihraç eden bir ülke haline geldi. Cumhuriyet tarihinde kamu borçlarının en düşük olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Buna itirazlarda bulunan bir siyaset anlayışı yarın size 300 milyar dolar getireceğimi nasıl diyebiliyor. Bu sıcak para mı? Alternatif maliyeti ne kadardır? Böyle bir şey mümkün mü? Ekonomi dışı bir açıklama bu, politik bir söylem. Türkiye bugün kendi kaynakları ile ekonomide büyümesini sürdüren bir kaç ülkeden biridir. Büyüme bizim enflasyon karşısında en büyük avantajımızdır. Biz maliyet enflasyonu yaşıyoruz. Talep enflasyonuna dönüşmemesinin en önemli nedeni de arzdan fazla üretimin yapılabilmesidir.