19.10.2018 - 07:19 | Son Güncellenme:
AA
AA muhabirine açıklama yapan IEFT Yurtdışı Eğitim Fuarları Genel Müdürü Deniz Akar, Türkiye'nin genç nüfusuyla Avrupa'nın parlayan yıldızı olmaya devam ettiğini belirterek, Avrupa nüfusunun gün geçtikçe yaşlanmasının, ülkeleri sıkıntıya sokmaya başladığını söyledi.
Eurostat verilerine göre, Avrupa'daki 65 yaş ve üzeri yaşlı nüfusun, 0-14 yaş arası çocuk nüfusunu 2005 yılından bu yana geçtiğine işaret eden Akar, şunları söyledi:
"Avrupa ülkelerindeki doğum oranlarının da düşük olması yakın gelecekte ülkelerin bu zor durumdan kurtulamayacağını gösteriyor. Avrupa'daki genç nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 10,9 olurken Türkiye'de bu rakam yüzde 16,1. Yapılan nüfus projeksiyonlarına göre ancak 2080 yılında Avrupa nüfusunda genç nüfusun artışına tanıklık edebileceğiz, bu da yüksek seviyelerde olmayacak.
Avrupa'daki kaliteli üniversitelerin pek çoğu kontenjanlarını dolduracak genç nüfusu sahip değiller ya da şirketlerde, fabrikalarda çalışacak eleman bulmakta zorluk çekiyorlar. Devlet kurumları üniversitelerin yurt dışından öğrenci çekebilmesi için üniversitelerle projeler gerçekleştiriyor. Geçtiğimiz yıllarda kimi sebeplere dayanarak Türkiye'den öğrenci kabul etmeyen okullar yüzünü tekrar ülke gençlerimize döndü. Bunun altında Avrupa nüfusunun yaşlanmasından, Türkiye'nin gelişen ikili ilişkilerine kadar pek çok sebep yatıyor."
Döviz kurundaki artışın, Avrupalı eğitim kurumlarının Türkiye'deki öğrencilere olan inancını kırmadığını belirten Akar, aksine bu eğitim kurumlarının Türk öğrencilere olan güveninin oldukça yüksek olduğuna işaret etti.
Akar, "Yabancı eğitim kurumları, dövizin yükselişinin onlar üzerinde bir endişe yaratmadığını, Türk ailelerin eğitim konusuna verdikleri önemi bildiklerini ve Türkiye'deki öğrencilere özel açtıkları burs programları sayesinde yurt dışı eğitime olan ilginin azalmayacağına emin olduklarını belirttiler." ifadelerini kullandı.
Avrupa'daki eğitim kurumlarının Türk gençlerine ihtiyaç duyduğunu aktaran Akar, şu bilgileri verdi:
"Bu yıl 34'üncü kez düzenlenecek olan IEFT Yurtdışı Eğitim Fuarına, Türkiye'deki döviz yükselişinden dolayı Avrupalı eğitim kurumlarının katılımında düşüş olabilir diye düşünmüştük fakat durum böyle olmadı. Tam aksine 2-3 yıldır Türkiye'deki fuarlara, kongrelere, etkinliklere gelmeye sıcak bakmayan Avrupalılar, bu sene çok ciddi bir artışla etkinliklere katılım gösteriyorlar. Avrupa okullarının toplam katılımı geçtiğimiz yıllarda 100 ile sınırlı kalırken bu sene 250'ye kadar yükseldi. Bu çok ciddi bir artış. Okul sayısındaki artışla dikkat çeken ve hiç katılmadığı halde bu sene yüzünü Türkiye'ye çeviren ülkeler hakkında bilgi verirsek, İngiltere 63, İsviçre 10, Almanya 10, İsveç 7, Çek Cumhuriyeti 5 eğitim kurumu ile Türk öğrenciyi çekme yarışında ben de varım diyor.
Okulların büyük çoğunluğu Türk öğrencilere özel burs ve indirimlerle geliyor. Okulların verdiği toplam burs imkanı 1 milyon doları geçiyor. Okullarla yaptığımız görüşmeler sonucu anladığımız, Avrupa pek çok sorununun çözümünün Türk gençlerinde olduğunu gördü. Türkiye, parlak zekaya sahip genç nüfusuyla Avrupalı eğitim kurumlarını cezbediyor. Bu sebeple Avrupalı eğitim kurumları başka ülkelerden gençlere ulaşmak yerine Türkiye’ye yöneliyor."
"Avrupa ülkeleri uluslararası öğrenci çekmek için özel kontenjanlar ayırıyor"
Avrupa ülkelerinin uluslararası öğrenci çekmek için özel kontenjanlar ayırdığına dikkati çeken Akar, Avrupa'daki ülkelerin uluslararası öğrenciler için ayırdıkları kontenjan toplamının 1 milyon 600 bin olduğunu ve bu sayının her yıl biraz daha arttığını söyledi.
OECD verilerine göre, Avrupa'daki her 10 öğrenciye birden fazla uluslararası öğrenci tekabül ettiğine dikkati çeken Akar, şunları kaydetti:
"Danimarka'da açılan yüksek lisans/master programlarındaki kontenjanın yüzde 19'u uluslararası öğrencilere, Almanya'da yüzde 13'ü, İngiltere'de yüzde 36'sı, İsviçre'de yüzde 55'i yabancı öğrenci için ayrılıyor. Özellikle master seviyelerinde uluslararası öğrenciye ciddi bir kontenjan sağlayan okullar, Türk öğrenciler için de cezbedici oluyor. Eğitim seviyesi yükseldikçe uluslararası öğrencilere ayrılan kontenjan sayısı artıyor. Özellikle doktora seviyesinde bir programdaki uluslararası öğrenci sayısı tüm kapasitenin yarısına denk gelebiliyor."