28.11.2008 - 00:48 | Son Güncellenme:
EKONOMİ SERVİSİ
Akkök Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı (CEO) Mehmet Ali Berkman, grup şirketlerinin küresel kriz ortamındaki yatırımları ve projeleri hakkında bilgi verirken, “Grubun lokomotif şirketi Aksa, 2009’da yüzde 70 civarı üretim kapasitesi ile çalışacak şekilde tedbirleri aldı” dedi.
Berkman, “Tekstilde zaten küçülme gerçekleştirdik. Gayrimenkul sektöründe ise yeni yatırım yapmaktan ziyade mevcut kontratlarımızı ve projeleri öncelikle tamamlamayı hedefliyoruz. Enerji sektörü ciromuzda 2009’da büyüme bekliyoruz” diye konuştu.
Emlakta yeni yatırım yok
Dünya akrilik elyafının yüzde 12’sini üreten Aksa Akrilik Kimya Sanayi, Türkiye Kalite Derneği tarafından kalite istikrarını teşvik etmek amacıyla düzenlenen 16. Ulusal Kalite Ödülü’nü aldı. Akkök İcra Kurulu Üyesi Ayça Dinçkök’ün de katıldığı değerlendirme toplantısında konuşan Berkman, yaşanan krizle ilgili şunları söyledi:
“ABD yeni paketin de açıklanmasıyla birlikte toparlanmasını daha hızlı yapacak. AB bölgesinde bu toparlanmanın daha geç olacağını düşünüyoruz. İhracat pazarlarındaki daralma nedeniyle Türkiye büyük bir ihtimalle bu trene son vagon olarak eklenecektir. 2009 sonundan itibaren Türkiye’nin de yeniden ekonomik büyümesinin olumlu bir sürece gireceğini tahmin ediyoruz.”
Grubun kimya, tekstil, enerji, gayrimenkul sektörlerinde faaliyet gösterdiğini ifade eden Berkman, “Bir dizi sektör gibi gayrimenkul alanında da bir talep düşüşü yaşanıyor. Biz öncelikle başlamış olduğumuz projeleri tamamlamak ve kontratlarımızı yerine getirme çalışması içindeyiz. Yeni bir yatırım düşünmüyoruz. AVM’lerde ise biraz erteleme olacağı öngörülüyor” şeklinde konuştu.
Enerji sektöründeki yatırımlar hakkında da bilgi veren Mehmet Ali Berkman, “Enerji sektörü daha iyi gidecek görünüyor. Çeklerle enerji sektöründe Akenerji olarak ortaklığa gittik. 2009’da enerji ciromuzun artacağını öngörüyoruz. Enerji sektöründe genel olarak talep düşüşünün yüzde 5, en fazla yüzde 10 olacağını düşünüyoruz” dedi.
‘Çıkarılan işçinin tazminatını işveren sendikası ödesin’
Kriz sırasında Avrupa’da bazı ülkelerde bir şirketin kapasitesinin yüzde 20 daralması durumunda çalışan giderlerinin bir kısmının devlet tarafından karşılandığına dikkati çeken Akkök Grubu İcra Kurulu Üyesi Ayça Dinçkök, “Türkiye’de böyle bir uygulama yok. Ancak maliyetleri kısma yoluna gidebiliyoruz. Devlet desteği çok az” dedi.
Tekstil sektöründeki olumsuzluklara da değinen Dinçkök, “Tekstil piyasası ağırlıklı olarak birbirine güven kaynaklı, tekdüze çalışır. Finansal kısım sıkıldığı zaman kredi alması zorlaştığı, hatta aldıkları krediler geri çağrıldığı zaman bu sistem iyice sıkışıyor. Zorda kalan şirketlerin çıkacak işçilerin tazminatlarını tekstil işveren sendikası ödemeli...” şeklinde konuştu.