24.09.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
SERVET YILDIRIM - Herkes Fed’den çeyrek puanlık faiz indirimi beklerken, o yarım puanlık bir indirim kararı açıkladı.
Söz konusu olan Amerikan faizleri olunca ABD’de yaşanan ABD’de kalmıyor, herkesin meselesi oluyor. Nixon döneminin ABD Hazine Bakanı John Connally’nin meşhur sözüdür: “Dolar bizim paramız ama sizin sorununuz.”
Connally bu sözü 1971’de bir toplantıda diğer ülke maliye bakanlarına seslenirken söylemiş. İlk duyulduğunda biraz küstahça ve üst perdeden söylenmiş bir söz olarak gelebilir ama bence çok doğru ve samimi bir itiraftır. Bir sorun bundan daha iyi ifade edilemezdi. Bu sözlerin söylenmesinin üzerinden tam 53 yıl geçti ama hiçbir şey değişmedi. Söz aynen geçerliliğini koruyor. Dolar hâlâ onların parası ama hâlâ bizim sorunumuz.
Doları etkileyen her şey eninde sonunda bizi de etkiliyor. Bu etkinin illa ki olumsuz olması gerekmiyor. Bu defa da olumlu etkileyebilir.
Sürpriz bir hamle
Geçen hafta Fed’in sürpriz hamlesinden sonra yaşananlar ve yaşanacak olanlar da bu durumu doğruluyor. Fed’in yarım puanlık güçlü faiz indiriminin Amerikan ekonomisine önemli yansımaları mutlaka olacaktır ama aynı zamanda diğer ülkelerde de faiz indirimlerini tetikleyecektir.
Geçen hafta sonunda S&P’nin bir yorumunda, Kolombiya, Filipinler ve Meksika gibi faizlerin halen yüksek seyrettiği ama enflasyonun düşüş trendine girdiği gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde önemli faiz indirimleri olabileceği öngörüsü yapılıyordu. Enerji fiyatlarının düşük seyretmesi de küresel faiz indirimleri için zemini daha da güçlendiriyor. Bizim gibi net enerji ithalatçısı olan ülkeler için bu anlamda olumlu bir etki söz konusu.
Türkiye için fırsat
Türkiye’deki faizin mevcut düzeyi sanayiyi ve ticareti zorlamaktadır; yatırım yapılmasını imkânsız hale getirmektedir. Birçok sektörden ciddi şikâyetler geliyor; konkordato ve iflaslar artıyor. Öte yandan enflasyonun halen çok yüksek seviyede seyretmesi nedeniyle Merkez Bankası faizleri aşağı çekemiyor. Küresel faiz indirimlerinin etkisiyle dış borçlanma maliyetlerinin gerileyecek olması ve enerji fiyatlarının düşük seyretmesi bizim gibi ekonomiler için küresel ortamı daha da iyileştirmektedir.
Eğer içerideki katılaşmış enflasyonist beklentiyi kırabilirsek, bizim halen çok yüksek seviyede olan faizlerimizi de indirme ve daha katlanılabilir seviyelere çekme imkânımız olacaktır. Diğer ülke merkez bankalarının da Fed’i izleyerek faizlerini indirecek olması, ülkeler arası faiz farklılığını bizim lehimize genişleteceği için bize yabancı sermaye girişini ürkütmeden kademeli faiz indirme imkânı tanıyacaktır.
Bu durum bizim konumumuzdaki ekonomiler için bir fırsat penceresi sunmaktadır. Ama bu pencere çok uzun süre açık kalmayacaktır. Diğer bir deyişle; bizim gibi ekonomiler için destekleyici olan bu indirim havasının çok uzun sürmesini beklememek lazım. 2025 ortasından ya da en geç üçüncü çeyreğinden itibaren dünyada, faiz indirimlerin sona erdiği farklı bir hava esebilir.