18.01.2017 - 16:59 | Son Güncellenme:
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Emel Sarı Gökten, zayıf notlarla dolu bir karnenin çocuktaki mental sorunların habercisi olabileceğini söyledi. Bu durumun anne ve babalar için bir uyarı işareti olması gerektiğini kaydeden Gökten, “Kırıklarla dolu bir karne her zaman çocuğunuzun sadece tembellik ettiğini ve dersleri sevmediğini göstermez. Bazen bu durum anne ve babalar için bir uyarı işaretidir. Çünkü birçok mental problem çocuğun ders başarısını olumsuz etkileyebilir” dedi.
Geç konuşan çocukta öğrenme güçlüğü gelişebilir
Gökten, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çok zeki olduğunu düşündüğünüz, bazen sizin bile cevaplayamadığınız soruları bir çırpıda cevaplayan çocuğunuz ilkokula başladığında okumayı öğrenmekte zorlanabilir. Harfleri ayna görüntüsüyle yazabilir, büyük ve küçük harfleri karıştırabilir, basitçe anlaması gereken aritmetik işlemleri kavramakta zorlanabilir. Bu durum bize halk arasında “disleksi” denen öğrenme güçlüğünü düşündürebilir. Bu tanıya sahip birçok çocuğun konuşmaya başlamasının akranlarından daha geç dönemde olduğu bilgisi alınır. Anne ve babalar geçmişte geç konuşma öyküsü olan çocukta öğrenme güçlüğünü akıllarına getirmeliler. Çünkü öğrenme güçlüğü, erken tanı konulması ve çocuğun uygun eğitimi alması halinde akademik başarısı ve kendine olan güvenini çok bozmadan ortadan kaldırılabilir.”
Çocuk tembel diye etiketlenebilir
Öğrenme güçlüğünün zamanında farkına varılmaması, kendi haline bırakılması durumunda çocuğun tembel olmakla etiketlenebileceğine dikkat çeken Emel Sarı Gökten, çocuğun akademik başarı ile birlikte hayatının birçok alanında yenilgilerle hayata adım atabileceğini söyledi.
Derse odaklanmada güçlük yaşıyorsa
Mental sorunlardan biri olan dikkat eksikliğine de dikkat çeken Gökten, “Bazen de çok enerjik, leb demeden leblebiyi anlayan, sempatik çocuğunuzun karnesinde ondan beklenmeyecek notlarla karşılaşabilirsiniz. Evde anlatılan ya da birlikte yapılan ödevlerde gayet başarılı olup aynı başarıyı sınavlarda gösteremeyen çocuğunuzda dikkat dağınıklığından şüphelenmek gerekir. Bilgisayar karşısında saatlerce oturabiliyor ama ders söz konusu olunca yerinde duramıyor, bunu bilerek yapıyor diye düşünebilirsiniz. Aslında dikkat dağınıklığı olan çocukların büyük kısmı bilgisayar ve televizyon karşısında saatlerce oturabilir, bu durum çocukta bir sorun olmadığı anlamına gelmez. Derste dikkati hemen dağılan, ödev yaparken odaklanmakta güçlük çeken ve yarım saat sürecek ödevi üç saatte tamamlayan bir çocuk mutlaka dikkat eksikliği yönünden değerlendirilmelidir. Çünkü dikkat eksikliği, tedavi ile çocuğun ders başarısını olumsuz etkilemeden kontrol altına alınabilir” diye konuştu.
Karnesi kötü olan her çocuğun hasta kabul edilmediğini vurgulayan Emel Sarı Gökten, “Sonuçta çocuklarımızın her türlü özelliği kendine has ve farklıdır. Her konu ve derste aynı başarıyı ve ilgiyi göstermeleri beklenmeyebilir. Ama altta yatan mental bir problem söz konusu olduğunda uygun zamanda, uygun tedavi ile müdahale kritik bir öneme sahiptir” uyarısında bulundu.
Dr. Emel Sarı Gökten