10.10.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
EĞİTİM SERVİSİ - Toplantının açılış konuşmasını yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Fatma Öncü, Türkiye ve dünya nüfusunun son dönemdeki değişkenliğine bakıldığında, bu alandaki düzenlemelerin yeniden yapılması gerektiği konusunda herkesin aynı fikirde olduğunu dile getirdi. Bakanlığa bağlı kuruluşlarda 25 bin yaşlının barındığını kaydeden Öncü, “Sağlık, barınma hizmet konularında kalite standartlarını tutturmuş aşamadayız. Ancak her şey fiziki koşulların iyi olması, her şeyin standart odalarda, beslenmelerindeki kalite değil. En önemli şey işin manevi boyutunu yönetebilmek ve yürütebilmek” dedi.
TİHEK Başkanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç ise yaşlılara yönelik kötü muamele, hak ihlali, ayrımcılığın önlenmesine ilişkin hukuki tasarrufların yeterli olmadığını dile getirerek “Yaşlılarımıza muamele etme konusunda, onların haklarına riayet etme konusunda, yaş temelli ayrımcılığa maruz bırakmama konusunda ciddi, topyekûn bir kamusal farkındalığın ortaya çıkması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
2050 kırılma noktası
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar Türkiye’de 2002’de ortalama beklenen yaşam süresinin 70’li yaşlarken, şimdi artık 80’li yaşlara doğru yaklaştığını dile getirerek şu bilgileri paylaştı: “Türkiye şu anda demografik fırsat penceresi noktasında. Yani aktif çalışan yaş grubu itibarıyla biz özellikle batı toplumlarına göre oldukça önemli bir avantaja sahibiz. Ortalama medyan yaşımız 31 civarında. AB ülkelerine baktığımız zaman 43, 44, 45 civarında bir medyan yaşının olduğunu görüyoruz.”