26.11.2012 - 14:07 | Son Güncellenme:
Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin, yabancı kelimeleri kullanmanın sigara içmek gibi ”psikolojik bir tatmin” olduğunu belirterek, ”Sizin bilmediklerinizi biliyorum, kullanıyorum’ gibi, kendisini gündeme çıkarmak gibi psikolojik bir haldir” dedi.
Kaçalin, yaptığı açıklamada, Türkiye’de iş yerlerindeki yabancı isimli tabelaların çokluğuna vurgu yaparak, konuya sadece tabelalar gözlüğüyle bakılarak TDK’ya gönderme yapıldığını anlattı.
TDK olarak kendilerine başvuranlara tavsiyelerde bulunduklarını ve Türkçe iş yeri adlarını kullananlara plaket sunduklarını dile getiren Kaçalin, güzel Türkçe’yi teşvik etmenin, bilgilendirme ve gönüllü tercihle olabileceğini bildirdi.
Prof. Dr. Kaçalin, bin 500 yıldır Türkçe’ye girmiş kelimeleri ”Bu Türkçe değilmiş” diyerek traşlama yoluna gidilmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını ifade ederek, ”Mesela irtibat veya haberleşme yerine, ’iletişim’ diye bir kelime çıkardık. Asıl problem buradadır. Hiçbir Türk insanı ve Türk köylüsü, ’biz sizinle iletişemedik’, ’ben yarın seninle iletişeceğim’ diye cümle kurmaz. Asıl sıkıntı buradadır” diye konuştu.
”Eski kelimelerimizden nefret etmek bir intihardır”
Kelimeleri atmak ve ezmekle dilin büyüyemeyeceğine dikkati çeken Kaçalin, ”Dildeki mevcut ile hesaplaşmayıp yeni karşılaşılan problemlerle hesaplaşılmalı. Onlara tavır takınmalı. Bu bakımdan, dükkan adlarının Türkçeleşmesini tercih etmek iyi bir hassasiyettir ama eski kelimelerimizden nefret etmek bir intihardır. Dilimizin, anamızın, atamızın kelimesini çöpe atamayız” ifadesini kullandı
Prof. Kaçalin, yabancı kelimeleri kullanmanın tıbbi tarafının bulunduğunu savunarak, ”Yabancı kelimeleri kullanmak sigara içmek gibidir, psikolojik tatmindir. ’Ben başka şeyler biliyorum. Sizin bilmediklerinizi biliyorum, kullanıyorum’ gibi, kendisini gündeme çıkarmak gibi psikolojik bir haldir” dedi.
Böyle yapan insanların bulunduğunu anlatan Kaçalin, şunları kaydetti:’Bu, alışkanlıktan ziyade, belki hastalığın bir kısmıdır. Bunun gibi sırf Türkçesi üzerinde gayret göstermek de ayrı bir titizlik hastalığıdır. İşi akarına bırakmak ama tercihlere de boş vermemek lazım. Yazarken, çizerken dili temiz ve süzülmüş, filtre edilmiş bir biçimde kullanmak lazım.”