07.01.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
AYSEL BOZAN YILMAZ - Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK), önceki gün yayınladığı bir duyuruyla “MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın geçmiş yıllardaki uygulamaları değerlendirildiğinde 2022-2023 yılı ücretleri için azami artış oranının yüzde 62,98 olduğu görülmektedir. Kurumlarımız, velilerini ve çalışanlarını göz önüne alarak azami dikkatle bütçe yapacak ve kendi artış oranlarını yayınlayacaktır” ifadelerine yer verdi. Açıklanan rakamın genel zam oranı olduğu zannedilince tepkiler geldi. Dernek de duyuruyu geri çekerek yeni bir duyuruyla yanlış anlaşıldıklarını açıkladı.
Tepkiler sürerken TÖZOK Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Öztürk’le bir araya geldik. Açıklamaların ne anlama geldiğini sorduk:
Kanunla belirleniyor
TÖZOK olarak zam oranıyla ilgili bir duyuru yayınladınız, çok tepki geldi. Konuyla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Dernek olarak ücret belirleme gibi bir durumumuz yok. 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na bağlıyız. Her sene okul ücretlerimizi ilgili kanundaki 53. maddeye göre açıklarız. Okul ücretleri hesaplanırken Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ile Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) toplanıp, ikiye bölünür, çıkan rakamın üzerine en fazla yüzde 5 oranında artış yapılabilir. 2019’da da 2020’de de bu böyle yapıldı.
Yüzde 62,80 oranını açıklarken, okullara kanunen bu rakamı geçemezsiniz diyoruz. Çünkü derneğimize bağlı yabancı okullarımız da bulunuyor; onların yabancı öğretmenleri var. Dövize endeksli bir ücret alıyorlar. O nedenle benim bu yıl ücret artış oranım yüzde 90’larda olmalı diyorlar. Biz de velilerimizi korumak adına hayır bu rakam tavandır, bunu isteseniz de geçemezsiniz, diyoruz. Fakat ne yazık ki sonuna kadar okuma alışkanlığı olmadığı için bizim buradaki ifademiz çok yanlış yorumlandı.
Yasal olarak bu rakam çıkıyor ancak biz velilerimizi de düşünmek zorundayız; o nedenle artış oranı yüzde 35 ile yüzde 45 diliminde olmalı. Herkesin kendi üzerine düşen özveriyi göstermesi gereken bir dönemdeyiz. Okullarımız da bu özveriyi gösteriyorlar. Okullarımız pandemi nedeniyle velilerimizi kaybetmemek, destek olmak adına geçen yıl burs oranlarını çok artırdı.
Duyurudaki cümle çok teknik yazıldığı için anlaşılmamış olabilir mi?
Okuyanlar direkt rakama kilitlendi, yanlış anlaşıldı. Şu anda okullarımızda faaliyetlerimizi kendi kaynaklarımızla yürütmek durumunda kalıyoruz. Özel okulların en kötü handikabı; biz fiyatlarımızı senede bir kere açıklarız. Bundan sonra enflasyon isterse yüzde 500 olsun bu fiyatlara sadık kalmak durumundayız. Öğretmenlerin ve personelin maaşı en önemli gider kalemimizi oluşturuyor. Hükümet ocak ayı itibariyle asgari ücrete yüzde 50; memura yüzde 30,5 oranında bir zam yaptı. Haklı olarak öğretmenlerimiz de artış talebinde bulunacak. Ücretlerin yanı sıra elektrik, su, doğalgaz gibi giderlerimiz yüzde 150 oranında arttı. Örneğin ikinci dönem için birçok yemek firması zam istiyor. Şimdi dönüp de velimize, bana bu kadar ücret artışı uygulandı; siz de bunu verin diyemeyiz.
‘Tablo pozitif değil’
Pandemi döneminde çok kapanan okul olmuştu, yıl sonunda tekrar aynı tablo yaşanır mı?
Bu senenin sonunda eğer gereken teşvik ve düzenlemeler yapılmazsa yaşanabilir. Örneğin KDV’de indirim yapılmalı. KDV indirimi okula verilen bir destek zannediliyor ancak direkt veliye giden bir avantajdır. İndirim şimdi açıklanırsa okullar da KDV’siz ücretlerini açıklarlar. Bu süreci atlatabilmeleri için okullara ihracatçılara verilen uygun krediler gibi kredi destekleri sağlanabilir. Okullar diğer kaynaklarından çalışmalarını yürütmeye gayret ediyorlar. Sene sonuna kadar fedakârlık yaparak da olsa görevlerini yerine getireceklerdir. Ancak normalde pozitif bir insan olsam da gelecek yıl için tabloyu çok pozitif göremiyorum.