19.01.2024 - 12:03 | Son Güncellenme:
Oğuzhan KILIÇ/DHA
Kütahya Aysel Selahattin Erkasap Sosyal Bilimler Lisesi, Osmanlı’dan kalan zimem defteri ve sadaka taşı gibi gelenekleri günümüzde de yaşatıyor. Okulda oluşturulan köşeye yerleştirilen sadaka taşına harçlıklarından artırdıkları paraları bırakan hayırsever öğrenciler, belirli periyotlarla toplanan paraları alarak okuldaki ihtiyaç sahibi öğrencilerden habersiz kantine olan borçları ödeniyor.
Öğrencilere iyi bir eğitimin yanında ahlaki değerler de kazandırmak için çaba sarf ettiklerini ifade eden Okul Müdürü Ahmet İren, “Özünü geçmişten alan, yüzünü geleceğe dönen okul sloganıyla lise çatısı altında önemli projeleri hayata geçirmeye çalışıyoruz. Okulumuz, güvenli ve güvenilir bir okul. Öncelikle öğrencilerimize güveniyoruz. Bundan dolayı okulumuzda zil yok, deneme sınavlarında gözetmen yok, kapılar daima açık, öğretmen öğrenci iletişimi sonuna kadar açık ve tabiri caizse 7/24 çalışan bir okul. Bunun yanında tarihten gelen değerlerimizi de yaşatmaya çalışıyoruz. Burada bunlardan birisi de sadaka taşı. İnsanlara vermeyi öğreten, ihtiyaç sahiplerinin de onurunu kırmadan almayı bildiren bir uygulama. Burada toplanan meblağı, bir bakkala gidip bir vatandaşımızın borcunu kapatıyoruz. Buna benzer sosyal ve kültürel aktivitelerde toplanan parayı kullanıyoruz” dedi.
Okulun edebiyat öğretmeni Hakan Bengül ise yardımlaşmanın önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Medeniyetlerin inşasında ve gelişmesinde hiç kuşku yok ki yardımlaşmanın büyük önemi var. Bu gerçeğin hakikatin farkında olan ecdat da bize ışık niteliğinde bir takım manevi miraslar bırakmış. Bunlardan bir tanesi de peygamberimizin, ‘Sağ elin verdiğini sol el bilmemeli’ hadisi. Bunu da hayata uyarlayan sadaka taşlarıdır. Sadaka taşlarının ilk örneklerine Selçuklular döneminde rastlıyoruz. Daha sonra Osmanlı döneminde hayli yaygınlaşmıştır. Hayırsever insanların uğrak yeri olarak görülüyor. Biz de bu sadaka taşlarını okulumuzla konumlandırdık ve hayırseverler öğrencilerimizin, personelin onların yardımlarını sadaka taşın üzerinde toplanmasını, ihtiyaç sahiplerine iletilmek üzere birikmesini sağlıyoruz.”
Farklı sadaka taşlarından üst tarafı oyuk ve sütun şeklinde olanı okulda kullandıklarını kaydeden Bengül, “Özellikle tenha zamanlarda hayırda bulunmak isteyen kişiler gelip sadaka taşının üzerine parayı bırakıyor. Daha sonra ihtiyacı olan kişi de yine tenha bir zamanda gelip orada ihtiyaç nispetinde parayı alıp kullanıyor. Dolayısıyla tam manasıyla bir sosyal yardımlaşma ve sosyal dayanışma meydana geliyor. Sonra biz bunu biraz daha ileri götürdük, Osmanlı’da zimem defteri uygulaması var. Yani bugünkü adıyla veresiye defteri. Öğrencilerimiz bazen sadaka taşının üzerinde hayli para biriktiğinde topluyor ve kantinde ihtiyacı olan bir öğrencimizin yine onun haberi olmadan borcunu kapatmak suretiyle bir geleneği de yürütmeye çalışıyor. Sosyal duyarlıklarından dolayı öğrencilerimi kutluyorum. Aynı zamanda dijital dünyanın sanal ortamından da onları bir nebze uzaklaştırdığımız için kendimi de mutlu addediyorum” ifadelerini kullandı.
'GERÇEKTEN DE İHTİYACI OLAN ÖĞRENCİLER ALIYOR GÖRÜYORUM'
Öğrencilerden Ceylin Avcı da “Burada biriken paraları alıyoruz ve kantine gidiyoruz. Kantinde boş defterimiz var. Orada bir öğrencinin borçlarını kapatabiliyoruz. Eğer paramız birikirse ben de ara sıra buraya gelip param arttıkça para bırakmaya çalışıyorum. Gerçekten de ihtiyacı olan öğrenciler alıyor görüyorum. Okulumuzda böyle bir şeyin olması gerçekten çok gurur verici bir şey” dedi.
Öğrenci Süeda Soyugür de sadaka taşının okulda sosyal yardımlaşma konusunda önemli simgelerden biri haline geldiğini belirterek, “Düşünebiliyor musunuz, okulumuzda öğrenciler para koyuyorlar ve kimse bilmeden yardıma ihtiyacı olan biri gönül rahatlığıyla bunu alıyor. Okulumuzda böyle şeyler olması beni çok mutlu ediyor. Ruhumu dinlendiriyor, vicdanen rahat olmamı sağlıyor, böyle şeyler olması çok mutlu ediyor” şeklinde konuştu.