08.06.2021 - 01:50 | Son Güncellenme:
Diğer canlılar türlerinde görüldüğü gibi, kemotroflar da hayatlarını devam ettirebilmek ve üreyebilmek amacı ile karbon bileşiklerine gereksinim duyarlar. Bu molekülleri kendi kendilerine, bir başka deyiş ile kemosentez aracılığı ile direkt olarak karbondioksitten elde edip edememelerine göre sırasıyla, kemoototrof veya kemoheterotrof olarak ayrılırlar.
Kemoototroflar Nedir?
Kemoototroflar, gereksinimleri bulunan organik molekülleri kemosentez aracılığı ile direkt olarak karbondioksit bağlayarak sentezleyebilme işlevine sahip olan organizmalardır. Çoğu bakteri veya arke çeşidi olan bu canlılar, esas itibari ile kemolitoototroflardı. Kemosentez için ihtiyaç duyulan enerjiyi amonyak, magnezyum, ferröz demir, elementer veya hidrojen sülfür, moleküler hidrojen ve manganez gibi organik olmayan maddelerin oksidasyonu ile elde ederler.
Kemoototroflar Hangi Canlılardan Oluşur?
Kemoototrof yapıya sahip organizmalar oldukça önemli bir yapıya sahiplerdir. Çevrede en çok bulunan kemotrofik yapılı organizmalar, öncelikle arkeler ve parazitler olmak üzere, prokaryotlardır.
Kemoototraflarda Bazı Örnek Canlı Grupları
Kemoototrof canlı gruplarının içerisinde pek çok canlıyı söylemek mümkündür. Bu kapsamda yer alan canlı grupları şu şekilde anlatılabilir:
Toprağın içinde mevcut olan ve amonyak/amonyum oksitleme işlemini gerçekleştirerek nitrojen bağlayan arke ve parazitler
Sulak alanlar içinde yer alan ve CO2 ile H2'den bataklık gazının esas bileşeni olan metan maddesini ortaya çıkaran metanojen arkeler
Lav yataklarının içerisinde bulunan Fe+2 oksitleyici parazitler
Derin deniz hidrotermal bacalarının içinde mevcut halde olan sülfür oksitleyici arkeler
Şeklinde saymak mümkündür.
Kemoototrof Canlıların Önemli Özelliği Nedir?
Kemolitoototrof canlılar, karbondioksit haricinde başka hiçbir karbon kaynağının mevcut olmadığı veya eser miktarda bulunduğu çok zorlu alanlarda çoğalabilirler ve bununla beraber bu alanların birincil üreticisi durumunda olabilirler.