26.05.2021 - 14:19 | Son Güncellenme:
Dini tartışmalar ve araştırmalar arasında "Ekmel Varlık Delili" dikkat çeker. İslam dininde Allah'ın birliğini ve varlığını belirli deliller içinde ortaya koymuştur.
Ekmel Varlık Delili Nedir?
Felsefe tarihinde Allah'ın varlığı genellikle kozmolojik, ontolojik ve teleolojik delillere dayalı olarak ispatlamaya çalışmıştır. Bunlara modern dönemde öne çıkan dini ahlak ve tecrübe delilleri de eklenir. Ontolojik delil, her türlü tecrübe edilen verinin dışında kalan zihni bir ispat delili olup en önemli varlık tasavvuru üzerine kuruludur. Bu delil "ekmel varlık" ve aynı zamanda da "ilk sebep" ile bağlantılı olarak Fârâbî ve İbn Sînâ'nın düşüncesinde de bulunur.
Batı Felsefesinde Sistemli Hale Getiren Kişi Kimdir?
Ekmel varlık düşüncesi, daha çok Descartes ve Saint Anselme tarafından geliştirilmiş, ancak Allah'ın varlığının zihni bir mefhum üzerine kurulamayacağı, çünkü tanrı fikri ile onun varlığı arasında zorunlu bir ilişkinin olmadığı gerekçesiyle Kant, Saint Thomas ve diğer bazı filozoflar tarafından eleştirilmiştir. Ama Allah'ın varlığının zihni bir mefhum üzerine kurulamayacağı, çünkü tanrı fikri ile onun varlığı arasında bulunan bir ilişkinin olmadığı gerekçesi ile Kant, Saint Thomas ve diğer bazı filozoflar tarafından eleştirilmiştir.
Evrenden hareket ederek oluşturulan kozmolojik delil ise, Aristo ve Eflâtun'un alemdeki hareketi açıklayabilmek için ortaya attıkları ilk hareket ettirici tezi ile felsefenin gündemine girdi. Aynı zamanda pek çok ispat yöntemini de içeren bu delil İslam düşünce tarihinde "hudûs" ve "imkân" isimleri ile yer almıştır.