Eğitim‘Çocukları ailelerden korumalıyız’

‘Çocukları ailelerden korumalıyız’

31.12.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

‘Her şey olabileceklerine ve her şeye hakları olduğuna’ inandırılan çocuklar, hayatın zorluklarıyla karşılaşınca bocalıyor, iş hayatında kısa sürede yükselmek gibi gerçek dışı düşüncelere kapılıp mutsuz oluyor.

‘Çocukları ailelerden korumalıyız’

 

OZAN ÖMER KADÜKER - Aileler çocukları için tüm birikimlerini, zamanlarını harcıyorlar. Hepsinin ortak dileği çocuklarının başarılı olması. Bu amaç uğruna çocuklar hayatın tüm zorluklarından uzaklaştırılıp, sadece ders çalışmaları ve eğitim hayatında başarılı olmaları isteniyor. Ancak bu durum bazı sorunları da beraberinde getiriyor; çocuklar hayatın zorluklarını bilmiyor, zorluklarla karşılaştıklarında ise bocalıyorlar.

Haberin Devamı

Alanında uzman ve önemli isimleri bir araya getiren, gençlerin kariyerleri ve geleceklerine yönelik konuşmaları içeren MZV-MEF YetGen Zirvesi’nde bir araya geldiğimiz Psikolog Acar Baltaş, aileler tarafından çocukların ‘her şey olabileceklerine ve her şeye hakları olduğuna’ inandırıldığını belirtti. Beklentileri yükselmiş çocukların iş hayatında zorlandıklarını, kısa sürede yükselmek gibi gerçek dışı düşüncelere kapıldıklarını ve bu nedenle mutsuz olduklarını aktaran Baltaş, bu durumun en büyük sorumlusunun aileler olduğunu söyledi.

‘İyilik yapmıyorlar’

Ailelere çocuklarının potansiyelini ortaya çıkarma konusunda büyük görevler düştüğünü aktaran Baltaş, “Çocukları anne babalarından nasıl korumalıyız diye yeni bir kitap yazmayı düşünüyorum. Çünkü aileler çocukların bağımsızlığına izin vermiyor. Ben yardım etmezsem yapamaz fikrinden çıkılmalı. Çocuklar bugün kendi isimlerini duymuyorlar. Çocuğa anneciğim, babacığım denmemeli. Ne demek anneciğim, babacığım? Çocuğu kendine yapıştırmak demek. Çocuklar  sağlıksız bağlanmaya mecbur bırakılıyor” diye konuştu.

Haberin Devamı

Ailelerin çocuklarını hayatın kolay tarafına çektikçe ve her şeye hakları olduklarına inandırdıkça iyilik etmediklerini kaydeden Baltaş, bunu yaptıkça çocukların potansiyellerini hayata yansıtmalarına engel olduklarını ve uzun vadede çocuklarını mutsuz etiklerini dile getirdi.

‘Özgüven değil özyeterlilik’

MZV-MEF YetGen Zirvesi’nde gençlere seslenen Acar Baltaş, özyeterliliğin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Özgüven ve iyimserlik gibi kavramların o kadar öne çıkması, Amerikalıların kendi toplumlarını yatıştırmak için kullanmasıyla ortaya çıkmıştır. Mesele özgüven değil, özyeterliliktir. Sahip olduğunuz özelliklerin ne kadar fark edildiği ve sizin bu özelliklerle ne yaptığınız özyeterliliğinizi gösterir. Bu özelliklerle ne yaptığınız ise daha önceki başarısızlıklarınıza, mücadelenize bağlıdır. Başarı gurur verir, başarısızlık ise geliştirir. Bir hayatın içinde acı, üzüntü, hayal kırıklığı yoksa, o hayatın bir hikâyesi olmaz. Everest’e tırmanmak, Everest’i fethetmek değil, o yolculukta kendini keşfetmektir. O yüzden asıl olan mücadeledir. Sizi diploma değil, yaptığınız yolculuk hayata hazırlar. Unutmayın ki haz mutluluk değildir; asıl haz, almak değil, vermektir. Zamanının ve parasının bir bölümünü başkası için harcayanlar mutlaka kendilerini daha iyi hissederler. İyi hatırlanmak istiyorsanız, insanlara yardım edin.”

Haberin Devamı

‘Psikolojik sorun yaşayanlar artacak’

Son günlerin en çok konuşulan konularının başında Metaverse var. Dijital bir paralel evrene karşılık gelen Metaverse, sanal dünyayı gerçek hayatla birleştiriyor. Bu dünyanın çocuklar ve gençler üzerindeki etkisi ise merak konusu.

Metaverse hakkında da bilgi veren Baltaş, “Gerçekle bağlantıyı zedeleyecek olan bir şey. Gerçek olanl ile olmayanın sınırını zor ayıran, halüsinasyonlara yatkın olan insanlar orada vakit geçirdikçe hayattan kopabilir. Bu nedenle ruh profesyonellerinin iş yükü artacak. Psikolojik sorun yaşayanların sayısı artacak. Özellikle de mutsuz gençlerin kaçış noktası olacak” ifadelerini kullandı.