12.10.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Aysel Bozan Yılmaz - Teknolojideki gelişmeler, eğitimde yeni teknik ve yöntemlerin kullanılmasını zorunlu kıldı. Yaklaşık 2 yıl önce hayatımıza giren ve pek çok şeyin değişmesine neden olan Kovid 19 salgını ise eğitimde tam anlamıyla bir kırılmaya neden oldu. Artık tüm kurumlar değişmek ve çağa uygun şekilde dönüşmek zorunda. Türkiye’nin en köklü kurumlarından, yaklaşık 150 yıllık tarihe sahip Üsküdar Amerikan Lisesi ile Tarsus ve İzmir Amerikan kolejlerini bünyesinde barındıran Sağlık Eğitim Vakfı (SEV) da büyük bir dönüşüm sürecinin içerisinde. Bu çerçevede yeni projeleri hayata geçiren vakfın hedefleri ve eğitimde yaşanan gelişmelerle ilgili SEV Genel Müdürü Prof. Dr. Güray Erkol’la konuştuk.
4’te 1’i burslu okuyor
Sağlık ve Eğitim Vakfı’ndaki (SEV) son gelişmelerden bahsedebilir misiniz?
SEV’de büyük bir dönüşüm var. Dönüşüm derken bir geleneğin devamı olarak dönüşüm. 150 yıllık bir gelenekten bahsediyoruz. 19. yüzyılın sonunda ülkeye yapılan eğitim yatırımının hâlâ meyvelerini vermeye devam eden köklü bir ağaç SEV. 7 okulumuz, bin 200 çalışanımız, 800 öğretmenimiz, 5 bin 400 öğrencimiz bulunuyor. 4 lise, 3 ilköğretim kurumu ve yayıncılık şirketimiz var bünyemizde. 3 lisemiz bu tarihi taşıyan, diğeri de o tarihin meyveleriyle büyümeye çalışan taze fideler. Gerçi taze diyoruz ama SEV İlköğretim Kurumları 25. yılını kutluyor. Üsküdar SEV, İzmir SEV ve Tarsus SEV beslendikleri köklü eğitim geleneğinin zengin toprağında serpilip gelişerek Türkiye’nin en iyi ilköğretim kurumları arasına girdiler. Eğitim durağan, değişmeyen, belli kuralları olup yüz yıllarca devam eden bir disiplin değil. SEV’de eğitimin geleceğini de düşünerek bir dönüşüm sürecinin içerisindeyiz.
Dönüşüm için ne yapıyorsunuz?
Öncelikle eğitimin geçmişini ve kırılmaları gözlemleyip oradaki ihtiyaçları ve beklentileri tespit edip eğitimin geleceğine hazır olacak şekilde kurumlarımızı dönüştürmeye çalışıyoruz. Ne yapıyoruz? Eğitime bütünsel bakıyoruz. Bizim için sadece akademik gelişim değil, sosyal, kültürel, psikolojik, fiziksel yani her türlü gelişim, bütünün bir parçası. Bütünsel eğitim, tam buğdaylı ekmek gibi öğrencinin hiçbir ihtiyacını kaçırmadan, her boyutuyla değerlendirip ortaya bir ürün çıkarıyoruz. Buna öğrencinin dönüşümü diyoruz ama tek bir yöne doğru değil. Öğrencinin içinde ne varsa ona doğru dönüşmesi için imkânları sağlamak.
MEB’in müfredatının ötesinde, güncel ve yenilikçi yöntemleri eğitimimize katıyoruz. Bunlar neler? Öncelikle eğitim teknolojileriyle başlıyor. Teknoloji kullanımı iyi bir eğitimi daha iyi; kötü bir eğitimi ise daha kötü hale getirebilir. O nedenle ölçülü bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Mezunlarımız kendine güvenen, kendini ifade edebilen, cesur, her türlü yetkinlikleriyle öncelikle üniversiteye, sonrasında iş dünyasına hazır mutlu bireyler olarak yetişiyorlar.
Referansınız dünya mı?
Eğitim yöntemlerimizi oluştururken her zaman dünyayı referans alıyoruz. Öğrencilerimizi dünyaya hazırladığımız için de çoğu, liseden mezun olduktan sonra yurt dışına gitmeyi tercih ediyor. Her 10 öğrencimizden 5-6’sı Dünya Sıralamaları’nda ilk 100’de yer alan üniversitelerden kabul alıyor. Yurt içini hedefleyenler de genelde tıp, hukuk ve mühendislik programlarına giriyorlar.
Yeni projeleriniz var mı?
Evet var. Öğretmen gelişimi her zamankinden önemli olmaya başladı. Mutsuz bir öğretmen, mutsuz öğrenci demek. Bu bilinçle hareket edip öğretmenlerimizin mesleki gelişimleri için tüm olanakları sunmaya gayret ediyoruz. Öğretmenlerimiz için geliştirdiğimiz SEV Akademi’de yenilikçi öğrenme yöntemleri, uzaktan eğitim, öğretmenin ve öğrencinin iyi olma hali konularında eğitimler sunuyoruz. Dezavantajlı bölgelerdeki öğretmenlere de bu hizmeti sunabileceğimiz bir gelişim modelinin projelendirme aşamasındayız.
Araştırma ve Etki Departmanımızı da kurduk. Güncel eğitim yöntemlerini ve araştırmalarını takip eden, bunların okullarımıza uygulanmasını sağlayan ve eylem araştırması yapılması için gerekli ortamı sağlayacak bir departman olacak.
Burs veriyor musunuz?
Her 4 öğrencimizden 1’i burslu okuyor. Akademik başarı, spor, sanat ve bilim burslarımız var. Ama en önemlisi giriş burslarımız. Eğitim eşit, adil ve kapsayıcı olmak zorunda. Bunu sağlayabilmek için burslarımızı artırmaya gayret ediyoruz.
‘Eğitim zırhımız’
Prof. Dr. Güray Erkol, SEV Okulları olarak, bilgiyi, beceriyi, davranışları ve değerleri geliştirerek, bireyleri rekabetçi iş gücüne dahil ettiklerini ve aktif yurttaşlar olarak kalmalarını sağladıklarını söyledi. Gençlere çok zor bir dünya bıraktığımızı kaydeden Erkol, “Onlara bu dünyada hayatta kalmayı öğretmek zorundayız. Henüz ortaya çıkmamış işleri yapmaya; keşfedilmemiş teknolojileri kullanmaya hazır bireyler olarak yetiştirmek gibi bir zorunluluğumuz var” dedi ve ekledi: “Eğitimin en büyük düşmanı umutsuzluk ve kötümserlik. Şu anda dünyada eğitime karşı böyle duygular hâkim. Bununla mücadele etmeli. Merak, şefkat ve cesaretle yoğrulmuş eğitim, cehalet, nefret ve korkuya karşı hâlâ en büyük zırhımız.”