07.12.2022 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bülent Buda: Duygulandırıcı, anlamlı, değeri büyük bir galibiyet. Zorluklar kahramanlarını yaratır. Paha biçilemeyecek bir yengi. Fiziksel yarışmanın yanı sıra zihinsel hazırlığın kusursuz yapıldığı, aşıldığı sorunlu bir evre. Her biri farklı bir keyif yaratan 5 gol. Deneyimliler ile gençlerin birlikte üretimi, birlikte paylaşımı. Yaşamları boyuncu unutamayacakları, hep anımsayacakları muhteşem bir futbol akşamı. Birbirlerine üst düzey saygı, yüreklerinin sıcaklığı ile kucaklaşan abiler ile kardeşler. Bir hafta önce yaşanan travmanın psikolojik sarsıntısını kısa sürede aşıp böylesine gururlandıran bir futbol kalitesi. İnanılmazı aşmanın başat göstergesiydi. Elbette böylesine değerli bir yenginin sevinci, kutlaması olacaktır. Hayat devam ediyor. Aklıma gelmişken, bu bağlamda stada alınmayan taraftarlara bir önerim olacak. Alsancak’ta bir bankada taraftar maç ücretleri hesabı açılsın. Ve kuyruk oluşturulsun. Farklı, anlamlı bir girişim olacaktır.
Fatih Tanfer: Altay, benim için hiç de sürpriz olmayan bir sonuç aldı. Çünkü haftalar evvel, ‘Tecrübeli abilerin ve müthiş gençlerin birleşiminden Sinan Hoca, harika bir takım oluşturdu’ ifadesini kullanmıştım. Altay maçına kadar 8 gol yiyen Play Off yarışı içerisindeki Boluspor’a tam 5 gol attı. Üst düzey coşku, harika bir tempo, yaptığı devamlı baskıyla Boluspor’un dengesini bozdu. Salih ve Naderi’nin ofansif katkısı ve müthiş bir oyun iştahı vardı. Kalede genç Mustafa güvenenleri mahcup etmedi. Defansta İbrahim, Efe ve bence bu yılın en istikrarlı oyuncusu Björkander, Zeki, Tolga, ileride daha iyi olacağına inandığım Ceyhun ve büyük usta Marco Paixao, Altay’ı sırtlıyor. Paixao, sadece santrfor oynamıyor, aynı zamanda orta sahaya gelip alanlar açıp asistler de yapıyor. Altay puanını 21’e çıkardı. Ve inanılmaz bir başarı yakaladı. Elbette böylesi bir takımı oluşturan Sinan Kaloğlu ve ekibine de teşekkür etmek bir vefa borcudur.
Mehmet Demirtaş: Altay’ın sezonun en nitelikli duruşuydu, en ekseriyetle varlık gösterdikleri maçtı. Kaleci Mustafa’nın eldivenleriyle birlikte büyümesi, Björkander ve Naderi’nin İbrahim’e eşlik edici tutumları kıymetliydi. Haftalardır Paixao’nun dışında gol atacak futbolcunun olmamasına yakınırken, önce Salih ve Eren’in ardından İbrahim ve Zeki’nin katkıları hücum stratejilerinin net bir çıktısıydı. Sahayı yönetmek bir sanat olsa kesinlikle Altay’ın sergilediği başyapıt olurdu. Ortaya koydukları ürünlerin kalitesi, bileşenlerin uyumu, sekans yakaladıkları futbollarıyla harikaydılar. Skordan bağımsız, homojen bir görüntü verip tek yürek olmaları izleyene keyif veriyor. Alsancak Stadı açıldı açılalı bu kadar karanlık olmamıştı lakin onlar attıkça semalarda yükselen sevinç, içleri ısıttı. Anatomik yapısı itibariyle yılmadan savaşan bir camianın evlatlarına da ancak bu yaraşırdı. Böylesi zorlu bir süreçte kadraja gülen fotoğraflar sığdırmayı başardıkları için hepsini tek tek kutluyorum.
Altay taraftarına deplasman yasağı
Bu hafta Ege derbisinde Denizlispor’a konuk olacak olan Altay’da taraftarlara bu kez de deplasman yasağı geldi. Denizli İl Güvenlik Kurulu, cumartesi günü Denizli Atatürk Stadı’nda oynanacak müsabakada misafir takım seyircisinin stada alınmamasına karar verdi.
Topa hükmetti, oyuna değil
Bülent Buda: Maça tek farkla geride başladılar sanki. Kale önünde, kalede Ekrem artı iki sarı kırmızılı forma var. Ve oradan gol çıkıyor. Neyse ki arayı fazla uzatmadan eşitliğe ulaştılar. Yasin, bir miktar bencil gibi çoğu zaman. Paylaşmak yerine bireyselliği seçiyor. Adana epey golden döndü. Göztepe’nin kale önü saatli bomba. Bir de Yalçın. Bu çocuğa bir şeyler oluyor. Gelgitleri fazla. Yine bir hata. Yine rakipten bir gol. Hemen ardından Yasin’in eşitlik girişimi çizgiden dönüyor. Ve de Palmer’in kaleciyi paralize eden birinci sınıf golü. O eşitlik de olmasaydı Adana’dan puansız dönüş hiç çekilmezdi. Bu oyuncu topluluğu rakiplerinden çok aşağılarda değil. Lakin bir türlü devamlılığa ve de birlikte üretip birlikte paylaşma ülküsüne ulaşamıyorlar.
Fatih Tanfer: Göztepe’nin, bilhassa yabancı oyuncuları etkili olan Adanaspor deplasmanında 4. dakikada 1-0 mağlup duruma düşmesine rağmen yenilgiyi kabul etmeyen bir oyun anlayışı vardı. İsmail Köybaşı’nı ilk yarıda çok beğendim. Yasin’le birlikte sol kanattan çok etkili ataklar yaptılar. Göztepe, Yasin’le beraberlik golünü buldu. 30 ve 70. dakika arası kendi alanına gömüldü. Hücuma çıkamadı. 77. dakikada 3 doğru değişiklik takımın direncini ve temposunu artırdı. Korkusuz bir oyun anlayışıyla Adanaspor’un üzerine gitti. Atanga’nın harika ortası, Palmer’in golü tam bir jeneriklikti. Arda, 90+7’de mutlak bir golü kurtararak 1 puanın alınmasında önemli bir rol oynadı. Teknik heyetin yaptığı değişikliklerin olumlu sonuçlarını gördük. Ancak elinde çok yetenekli oyuncular var. Disiplinli bir oyun tarzıyla ileride daha iyi olacaklarına inanıyorum. Orta alandaki top kayıpları ise büyük problem.
Mehmet Demirtaş: Yenilen goller kabul edilir, hata olarak nitelendirilecek kıvamda değil. Çiçek gibi açılan defans hattı bloklar arasındaki mesafeyi net bir biçimde koruyamıyor. Eşitlik sayısı sonrası şut kaliteleri vasatı geçemeyince üstünlük golü de gelmedi. Topu çok kolay kaybediyorlar. Pas trafikleri birkaç pasın üzerine çıkamıyor.
Alanda bu kadar silik, sahayı yönetme düşüncesi bu denli düşükken hamle dakikaları inanılır gibi değil. İlk değişiklik 62’de. O da kaleci Ekrem’in sakatlığından dolayı zorunlu. Diğerleri 76’dan sonra. Neden ve niçin Adanaspor’un ikinci golü bekleniyor? Bence kenar yönetimi bu pozisyon altında eziliyor, görevi sırtlayamıyor. Yasin’den başka tabela yapan Palmer’in golü solo olarak şık ve de umut verici. Varoluşsal nitelikleri yenilmemek değil kazanmak üzerine olmalı. Adana daha çok kendini bilen taraftı. Göztepe üretemiyor, oyuncular gelişim kaydedemiyor.
Eski halinden eser yok
Bülent Buda: Golü atan Atabey’in sağında, solunda, arkasında üç Altınordulu var. Kafayı Atabey vuruyor. Ve o vuruşun gol olmasına Emre izin veriyor. Bandırmaspor kendi alanında sezonun en kötü oyunlarından birini oynuyor. Buna karşın 90 dakika Altınordu’nun net bir gol pozisyonu yok. Öyle bir kısır döngü yaşıyorlar ki yok edici, bitirici. Futbol yorumlarında futbolcu ismi kullanmayı sevmem. Ama bir şeyler yazmak gerekiyor bazen. Ahmet İlhan niye merkez golcü konumunda başlıyor? Geniş alanı seven bu oyuncu o alanda sıkışıp kalıyor. Şeref Özcan ne zaman üretken olma aşamasına gelecek? Volkan orta alan oyuncusu mu? Hasan Hüseyin dışarı alınacak kadar kötü müydü? Emircan niye kulübede başlıyor? Volkan stopere çekilse Emircan, Metehan, Hasan Hüseyin üçlüsü orta alanda daha etkileyici görünmezler miydi? Başta futbolcular herkesin bir şeyler yapması gerekiyor.
Fatih Tanfer: Altınordu, maalesef istenilen sonuçları alamıyor. Önde baskı yoktu. Takım halinde etkisizdi. Ancak Bandırma ceza sahası içerisinde Şeref’e yapılan hareketin değerlendirilmemesi de Altınordu adına bir kayıptı. Altınordu’nun Türk futboluna kattıkları herkesin malumu. Bu ligde kesinlikle kalıp elindeki yetenekli futbolcuların gücünü göstermelidir. Gereken tedbirler alınıp özlediğimiz Altınordu’yu seyretmek sevenlerinin hakkıdır. Telaşa ve üzüntüye gerek yok. Altınordu bu tehlike bölgesinden kurtulacak güce sahiptir.
Mehmet Demirtaş: Talihin kötü düğümünün üzerindeki mührü 5 maçtır sökemediyseniz, zihinsel durgunluk yaşamanız çok doğaldır. Bu akıl oyunlarının da bedensel dürtülere sirayet etmesi normaldir. O yüzden çıktığınız her maçta öncelikle öz güveni kazanıp zafere odaklanmalısınız. Ortaya ürün koymak için var gücünüzle oynamalısınız. Altınordu, tükendikçe tüketiyor. Rakipleri Bandırmaspor coşkulu, istekli, net bir gününde değil. Kazansalardı ceplerine 3 puandan çok daha fazlasını koyacaklardı. Olmadı. Ahmet Kutsi Tecer’in ifade ettiği gibi, “Uçsuz bucaksız uzayan kır. Kimi yerde nadas, kimi anız”. İvedilikle nadas döneminden çıkıp ekip biçmeye, üretmeye gereksinimleri var. Altınordu kolektif bilinçle hareket eden ve dinleyicilerini kendine hayran bırakan bir albümken artık solo performanslarla kazanmaya çalışan birer şarkı parçası günümüzde.
Manisa FK sessizliğe büründü
Bülent Buda: Adil bir skor gibi duruyor. Hatta Manisa için 2 puan kayıp değil, 1 puan kazanç. Rakipten futbolcu eksiltmek eylemi çirkin bir girişim. Batuhan’a hiç yakışmadı. Manisa’nın rakip kaleye tek etkili gollük şutu Batuhan’dan. Kaleci Metin başarılıydı. Birkan kalesinde kusursuz bir oyun sergiledi. Oyunun bitimine doğru Çağrı’nın kusursuz, mükemmel kademesi olası bir golü önledi, çok değerliydi. Aslında sağlı sollu iki bek Taha ile Çağrı, Manisa’nın o bölgesi ile atak girişimlerinin en değerli unsurları. Var olan görünümleriyle puan sıralamasında iyi yerdeler. Daha da gelişmesi, takım içinde daha üretici olmaları beklenen futbolcuların katkıları ile olası.
Fatih Tanfer: Manisa FK, Play Off yarışındaki rakiplerine puan kaybetmeye devam ediyor. Yine hücuma çıkarken yapılan top kayıpları, orta alanda uyumsuzluk, hücumda üretken olmama (70. dakikada Batuhan’ın şutunu kaleci Metin’in kurtarması hariç). Artık Manisa FK, rakiplerini yenmeden hedefe ulaşmanın zor olduğu gerçeğini bilmesi gerekir. Levent Hoca’nın sonradan oyuna aldığı oyuncuların maalesef katkısı da olmadı. 90+2’de Balaj, Keçiören adına golü atsa sahadan puansız ayrılacaktı. Son sözüm, nedenleri önemli değil. Sonuçta kazanamıyor. Ve avantaj kaybediyor. Böylesine güçlü bir takım bir an evvel toparlanmalıdır.
İşte gerçek Bodrum
Bülent Buda: İki farklı erken öne geçmenin oluşturduğu rahatlık ya da öz güven. Musah Mohammed’in erken sakatlığına üzüldüm. İyi top dağıtan, nitelikli bir postacı gibiydi alanda. Üzeyir özellikle ilk yarı yine Kandilli Akıntısı gibiydi sağ kanatta. Kenan’ın katılımı elbette ileri uçlara belirgin bir dinamizm kattı. Bu arada az daha ıskalıyordum. Omar İmeri’yle yakından tanışık değiliz. Özellikle ilk yarı çok nitelikli eylemlerine sevimli bir gol kattı. İki farklı geride olmasına karşın karşı ataklarda eksik Gençler, pozisyon üreten, tabelayı bir türlü üçleyemeyen Bodrum. Sonuçta iyi iş çıkardılar. Güzel günlere geri dönüş ile devamlılık temel beklenti.
Fatih Tanfer: Fırtına gibi bir 20 dakika. 2. dakikada Samet’in golüyle 1-0 öne geçiyor, 6. dakikada penaltı kazanıyor. Sonra VAR kararıyla iptal oluyor. 20. dakikada savunma arkasına atılan harika topu iyi değerlendiren Omar İmeri, harika bir gol atıyor. Dakikalar ilerledikçe tempo arttı. En önemlisi doğru oynadı. Sağ bek Üzeyir inanılmaz faydalı işler yapıyor. Maçın son bölümlerinde de fark artabilirdi. Görüşüm, Bodrumspor takım olarak doğru yönetiliyor. Bunu sahada oynadıkları oyunla görüyoruz. Takımda herkes koşuyor. Hatta birbirlerinin yerine de koşuyorlar. Böylesi bir takımın elbette başarısı da sürpriz değil.
Mehmet Demirtaş: Bodrumspor’un sezon başlangıcından bu yana grafiği inişli çıkışlı olsa da bir oyun kimliği sergileyebiliyordu. Bizlere ezberlettikleri bu akışkan şablona uyabildikleri takdirde tabela yapıp sonuca gidebiliyorlardı. Gençlerbirliği karşısında bunun numunelerini net bir biçimde gördük.
Futbolun gerçeklerinin deşifresini yapıp uyandıkları evrede kazanmak mühimdi. Yörüngelerinin dışına çıkmayıp hüviyetlerini icra ettikleri bir randevu oldu. Sahne dışına ittikleri Gençlerbirliği zor dönemeçte olsa da zor bir karşılaşmaydı kuşkusuz. Onlardan beklenense nüanslarda boğulmadan genetiği itibariyle topla daha fazla oynamaya çalışması, oyunu domine etmeye yatkın durmasıydı. Bunu da kılçıksız başardılar. Artık onlar için bu adım yeni bir hikayenin başlangıcı sayılacaktır.