07.03.2021 - 00:04 | Son Güncellenme:
Yetenek çok değerli bir armağandır. Ama tek başına yeterli değildir. Eğer çok çalışıp geliştirmiyorsanız yetenek bir gün biter. Yalnızlaşırsınız. Bir selam veren bile çıkmaz. Omuzlarda taşınırken tanınmaz olursunuz. Bireysel sporlarda ülke olarak daha iyiyiz. Takım sporlarında savrulmalar, yalpalamalar, gelgitler yoğun. Devamlılık eksik. Neden dersiniz? Yapısal genlerimizle ilişkili bir sorun mu? Birlikte üretip birlikte paylaşmayı sevmeyen bir toplumsal anlayışımız var. Salt yaptığımız sporda değil, günlük yaşamımızda kişisel gelişimimize nedenli özen gösterdiğimize ilişkin sorunlu insanlar gibi duruyoruz.
Geçenlerde, Bursa-İnegöl’de doğmuş, Bursaspor’da gelişmiş 18 yaşındaki Ali Akman’ın Sözcü’de yapılmış bir söyleşisini okudum. Okumayı bitirdikten sonra çok sevinçliydim. Ali Akman’ın futbolculuğunu birkaç kez izlediğim için yorumlayabiliyorum. Ve de çok beğendiğimi söyleyebilirim. Bu bağlamda söyleşideki sorulara verdiği yanıtların kalitesinden sonra bu genç adamı bir kez daha beğendim. Ali Akman, yetenekli olduğu kadar şanslı bir genç. Ve kendisi de bunun bilincinde. O, anne babanın tek çocuğu. İyi bir birey olması için üzerine titriyorlar. Baba futbol sevdalısı. Amca Ayhan Akman; Beşiktaş-Galatasaray ve de ulusal takım formalarını yıllarca taşımış, istikrarlı, başarılı eski bir futbolcu. Genç Ali Akman’ın en güzel ve değerli yanı içinde bulunduğu koşulları doğru yorumlaması, farkında olması ve içinde yer aldığı ayrıcalıklı koşulları daha geliştirebilmek için ter akıtması. Bu genç adam ana dilinden sonra ikinci bir dili, İngilizce’yi konuşuyor. Şu sıralarda da üçüncüsünün de gerekli olduğunu dile getiriyor. Ali Akman geçtiğimiz günlerde Alman liginin köklü takımlarından “Eintracht Frankfurt” ile 4 yıllık sözleşme imzaladı. Yani sezon sonu bu genç adam ülkemizden gidici. Ne diyelim, yolu açık olsun.
Şimdi bir soru. Neden bu yetenekli genç adamlar ülkelerinde kalıp kendilerini geliştirmiyor, yurt dışını yeğliyorlar? Çok kısa bir yanıt. Çünkü ülkemizde yeterli gelişmeyi gösteremiyorlar. Ya da gelişmeleri için yeterli fırsat onlardan esirgeniyor. Genç adamlar yabancı hayranlığının parsellediği alanlarımızda kendilerine yer açılmayacağının bilincindeler. O nedenle yeteneklilerin gönlünde yatan aslan, yurtdışı. Yönü de Batı. Ali Akman, Almanya’yı seçti. Elbette düşlerinde sonrası da var. Ve o düşlerini gerçekleştirecekmiş gibi görünüyor.
Hangi sporu profesyonel amaçlı seçerseniz seçin bireysel ya da takım sporu sizi başarıya taşıyacak tek ve değerli kavram yaşam disiplinidir. Futbolcu eskisiyim. Birçok şeyi yitirdikten sonra ilerleyen yaşımda bu disiplin sözcüğünün nedenli değerli olduğunun ayırdına vardım. 50’lilerimden sonra başlayıp yaşım 70’e dayandığında 15-20 km’lik maratonlarda hiçbir sorun yaşamadan koştum, bitirdim. Çok şey kaybettikten sonra fark ettim. Eğitim ile sporun birlikteliği insanın yaşamına kattığı değerleri.
Venus-Serena Williams dünya tenis tarihine isimlerini kazımış, iki büyük sporcu. Daha çocuk yaşlarında tenise karşı doğal yetenekleri var. Bunu da ilk önce fark eden babaları. Yaşamınızda sizi fark eden, itici bir güç yoksa nedenli yetenekli olursanız olun giderek yalnızlaşır, bir gün silinir, unutulursunuz. Baba Williams iki yetenekli kızının arkalarında itici güçtü. O iki muhteşem eserin yaratıcısı, mimarıydı. “Kendimi bildim bilelim günlük tutarım. Maç analizlerimi, iç görülerimi, kişisel hedeflerimi ve düşüncelerimi oraya yazarım. O anda aklıma ne geliyorsa sayfaya yansır. Aynı kural çocukken babamın bize verdiği görev için de geçerliydi. ‘Bir şey düşün ve yaz!’ derdi. Günlük tutmak bir yük müydü, fırsat mıydı? Bu konuda çok gelgit yaşadım. Öte yandan bu alıştırmaya angarya gibi yaklaştığımda bile değerini görebiliyordum. Yazmak, enerjini toplamak ve odağını korumak için inanılmaz etkili bir araç. Sonunda babamın nazikçe hatırlatmasına da gerek kalmadı. Kalem kâğıda kendim uzanmaya başladım. Çünkü düşüncelerimi ve amaçlarımı akılda tutmamı sağladığını gördüm. Yazmak odaklanmama yardım ediyordu.” Serena Williams. (Alıntı, Mümin Sekman-Şampiyon Sözleri)
Büyük filozof Friedrich Nietzsche bir keresinde şöyle diyor, “Dans eden yıldızlar doğurabilmek için içinizde kaos yaşamalısınız.”
Esen kalın. İyi pazarlar.
Disipline elveda dediğin gün başarıyla da vedalaş. Alex Ferguson
Başarınızın ölçüsü düşlerinizde saklıdır
Yaşlanmaya karşı en iyi korunma yolu düşlerinizdir. Hiçbir şey bir düşün olduğu denli gerçek olamaz. Düşleriniz, “şimdiki siz” ile “olmak istediğiniz siz” arasındaki bağlayıcı bir köprüdür. Başarı para değildir. Başarı güç değildir. Başarınızın ölçüsü sizde ve düşlerinizde saklıdır. Düşleriniz en güvenilir dayanağınızdır. Ona güvenle dayanırsanız yaşlandığınızda bile yaşlı olmadığınızı görürsünüz.
(Tom Clancy-Hayata Yön Veren Öyküler)
Ne demişler?
Nereye gittiğini bilen adama bütün dünya yol verir. (Ralph Waldo Emerson)
Ne istediğine karar ver, sonra ondan ne beklediğine karar ver. Önceliklerini tespit et ve çalışmaya başla.(H. I. Hunt)
Kuru pantolon ile balık tutulmaz. (Cervantes)
Basit bir adamın elinden geleni yapmaya çalışması zeki bir adamın tembelliğinden iyidir. (G. Gracian)