02.03.2022 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bülent Buda: Ve nihayet. Siyah beyazlılar yeni Alsancak Stadı’nda üç puanla kucaklaştı. Özlem sona erdi ama hayat devam ediyor. Hesaplamalara göre dış sahalarda da maç kazanılmalı. Alsancak’ta bundan böyle puan yitirilmemeli.
Üç golün ikisi rakiplerinin armağanı. Poko’nun yeniden dünyaya dönüşü. Akıl, yürek ile tekniğin birlikte sergilendiği bir karışımdan karşı ağlara gönderilen dahilere özgü üç puanlık vuruşu. Poko’nun fantastik golü sonrası Cebrail’in Altay ceza alanı içindeki yaşamsal uzanışı ile golü kalesinden koruyuşu. “Kahramanlar, savaş alanlarında ölürler. Korkaklarsa zafer taklarının altından geçer” demiş kaçık bir filozof.
Serkan Hoca kahramanlarla oynamayı seviyor. Ama bu oyunda da stratejinin kurucu, uygulayıcı mimarlarına gereksinimi var. Her maç rakip savunmacıların iki yaşamsal hatasıyla kazanılmaz. Ya da hücumcularının bozuk para gibi harcadığı fırsatlarla. Bundan böyle Serkan Hoca ile arkadaşlarının zamanın önemini kavrayan, akılcı seçimlerine gereksinim var.
Fatih Tanfer: Altay, Alsancak Mustafa Denizli Stadı’nda Gaziantep FK karşısında ilk üç puanını aldı. Altay’da öncelikle güçlü, azimli ve kazanma arzusu üst düzeyde bir oyuncu grubu vardı. Yazılarımı takip eden saygıdeğer okuyucularım bilirler. Her oyuncu terinin son damlasına kadar mücadele etti. Ancak kaleci Lis, muhteşem Poko ve iyi oyunun en büyük sebeplerinden birisi olan Thaciano takımın artı güçleriydi. Thaciano’nun form grafiğinin yükselmesi, Altay adına büyük kazançtı. Serkan Hoca kadro mühendisliğini de her hafta daha doğru yapıyor. Tek sorun, hücum hattındaki oyuncuların var olan yeteneklerini üst düzeye çıkarmamalarıdır. Büyük Altay’ın bu zorlu maratonda ligde kalmak adına gerekeni yapacağına inancım tamdır.
Mehmet Demirtaş: Altaylı futbolcular, isteklerini ve arzularını Gaziantep maçında kaslarına en iyi şekilde yansıtıp mücadelesinin karşılığında nefis bir üç puan sevinci yaşadı.
Teknik Direktör Serkan Özbalta ile ivme yakaladılar. 16 maçlık içinden çıkılması zor etabı aşıp dört maçta yedi puan kazandılar ve umut ışığını yaktılar. Eleştirilebilecek, analizi yapılabilecek, tartışılacak elbette birçok yanları var fakat öncelikli olarak maç kazanmak şart diye hep dillendirmiştik. Orta alan, savunma ve kaleci Lis gerçekten başka seviyede. Fakat Bamba, Rayan, Deniz üretim içerisinde değiller. Daha fazla oyuna, skora dahil olmalılar. Mücadele seviyesi bu noktada olursa, umut hiç de uzak değildir.
İzmir DSİ Spor durdurulamıyor
Lig müsabakalarında 13 maçın 12’sini kazanarak tarihinde ilk kez Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) Kadınlar 2. Ligi’nde çeyrek final müsabakalarına katılma hakkı elde eden İzmir DSİ Spor, Adana’da da rüzgar gibi esti. Çeyrek final müsabakalarında 3 karşılaşmaya çıkan yeşil beyazlılar, rakiplerine şans tanımadı. Namağlup olarak yarı finale yükseldi. 4 Mart’ta Amasya’da başlayacak yarı final müsabakalarında önce Mehmet Erdem Marmara Akademi ile karşılaşacaklar. Yeşil beyazlılar 5 Mart’ta Denizli Merkezefendi Belediye, 6 Mart’ta ise Ünsped Spor karşısında final kapısını aralamaya çalışacak.
Bornova’da Go Turnuvası şöleni
Go tutkunları, Bornova Belediyesi’nin, zeka sporlarını ön plana çıkarma anlayışıyla düzenlediği 10. Smyrna Go Turnuvası’nda bir araya geldi. İzmir Go Oyuncuları Derneği iş birliğiyle gerçekleştirilen Uğur Mumcu Kültür Merkezi’ndeki iki günlük turnuva büyük heyecana sahne oldu. Her yaştan sporcunun katıldığı turnuvanın birincisi Tuğkan Eren olurken, Ulaş Ören ikinci, Birand Adal da üçüncü oldu. Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ, “Bornova Belediyesi olarak zeka sporlarının tanınması ve katılımın artırılması için elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz” dedi.
Radikal kararlar alınmalı!
Alt sıralardaki önemli rakiplerinden GZT Giresunspor’a deplasmanda kaybeden Göztepe, zor günler geçiriyor. Sarı kırmızılıları değerlendiren yazarlarımız, “Ligin boyu kısalıyor. Daha zorlu haftalar başlıyor. Oyuncuların, durumun farkına varıp toparlanmanın şart olduğunu idrak etmesi gerek” dedi
Bülent Buda: Bir istatistik yorgunluğuna soyunsalar, acaba kalelerinde İrfan Can dahil köşe vuruşlarından kaç gol görmüş o uzun savunma? Giresun ceza alanına ilk girişim dakika 55’te. Onda da Soner’in şutu kaleciye pas. İkincisi ise 71’de. Bu alışıldık bir durum mu? Bu denli orta alanı kolay geçilip savunmasında savrulmalar yaşanan bir oyundan puan ya da puanlar çıkarmak olası mı? Nestor El Maestro’nun kadro mühendisliğine ilişkin bilgilerinden kuşku duymaya başladım. Elbette bu oyunda sağ-sol kanattan bindirmeler olacaktır. O zaman o kanatları kullanacak futbolcuların da o yorgunluğa dirençli olmaları zorunluluk değil mi? O halde niye solda seçenek olarak aldığınız Moubandje’yi kulübede bekletip Berkan’da diretiyorsunuz? Soner’e 78 dakika tahammül gösteriyorsunuz. Di Santo niye tam 64 dakika kulübede? Orta alanın vasat futbolcusu Atakan’dan stoper yaratmaya kalkışıyorsunuz. Pardon haddimi aştıysam özür dilerim.
Fatih Tanfer: Göztepe’nin, Giresun deplasmanında aldığı yenilgi sonrası 27 puanda kalıp düşme hattı içerisinde olması sonrası gelinen nokta hiç de kabul edilebilir yer değildir. Giresunspor karşısında futbol adına hiçbir şey yapmadılar. Kazanma arzuları yokmuş gibiydiler. Bildiğimiz Göztepe bu değildi. Takım halinde performansı dalgalı. Disiplinli oyun anlayışları kayboldu. Hücum opsiyonlarının az olması nedeniyle pozisyon üretmekte zorlanıyorlar. Ligin boyu kısalıyor. Daha zorlu haftalar başlıyor. Tüm oyuncular zorlukların farkına varıp bu hafta Kasımpaşa maçını kazanarak çıkışa geçmenin şart olduğunu bilmelidir.
Mehmet Demirtaş: Bilinçsiz bir savunma yapısı, pas istasyonlarının birbirinden kopuk olması, ezberlenmiş oyun taktiği.
Bence Nestor El Maestro’nun sorgulaması ve belki de düşünmesi gereken epey şey var. Giresun deplasmanında takım 3-0 geriye düşene dek Di Santo kenarda. Sebep? Göztepe’nin ön alanda basması belki güzel bir taktik olabilir. Fakat her maç her rakibe de uygulanmaz be hocam! Yenen her golden sonra Göztepe’nin klasikleşen senaryosunda rakip hakimiyeti kuruyor. Takım boyu uzuyor. Saha dengesi çöküyor. Diziliş bozuluyor. Bu mağlubiyet öyle diğerleri gibi telafi edilebilir cinsten olmayabilir. Görüntü kimseye umut vermediği gibi can sıkıyor.