08.04.2021 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bülent Buda: Takımda öz güven patlaması var. Öyle alanlarda pas trafiği başlatıyorlar ki, izleyen hop oturup hop kalkıyor. Hele Cihan da üstelik ceza alanı içerisinde çalımlara başlayınca ağzımızda yuvarladığımız iki damlayı yutmakta zorlanıyoruz. Lakin Regattin, Erhan ile Kappel farklı boyutlarda iş çıkarıyorlar alanda. Kappel rakip savunma arkalarında koşmaya başladıysa koyver topu önüne ve koş karşı kalenin önüne. Kappel’e verdiğin topla buluşman büyük olasılık. Marco bence çok koşmaya başladı. Çok yoruyor kendini. Biraz daha zinde kalmalı. Kaleci dahil 5 savunmacıdan sol ayağı güçlü sadece Cihan var. Cebrail müthiş, istekli, yarışmacı bir karakter. Ve de kendine ters gelen alanda kocaman yüreğiyle büyük işler çıkarıyor. İlk golde Erhan’a aradan yaptığı servis birinci sınıftı. Ve de Scuk ile Thiam üst düzey bir uyum yakaladılar. Oyunun bütününde dimdik ayaktalar. Altay’ın fikstür avantajı olduğunu gözleyebiliyoruz. Bunun karşılığı bitime değin ligi kayıpsız noktalamak.
Fatih Tanfer: Altay, Bursa deplasmanında kazanarak Süper Lig yolunda büyük bir avantaj elde etti. Osman Hoca’nın göreve gelmesiyle birlikte birçok yetenekli oyuncunun kazanılması ve form grafiklerinin en üste çıkması, bunun sonucunda sağlanan kadro istikrarı Altay’ın başarısının temel nedenidir. En önemlisi sakin, kendinden emin ve güçlü kadrosundaki her yetenekli oyuncu sahaya güçlerini yansıtıyor. Futbol zekaları çok yüksek. Rakibin dengesini bozan, hatlar arasındaki bağlantıyı çok iyi kuran Scuk, Thiam ve Regattin üçlüsü oyunun temposunu ayarlıyorlar. Böylelikle takımın yaratıcı gücü öne çıkıyor. Orta alan bu kadar doğru oynayınca defans da rahatlıyor. Her futbolcu kazanmak adına sahaya bütün gücünü yansıttı. Kappel ve Erhan Çelenk de üst düzey bir futbol oynadılar. Kappel’in asistleri, Erhan’ın asisti ve attığı gol, büyük golcü Marco’nun harika tek vuruşları ve Bursa’da atılan 3 gol ve alınan 3 puan. Bu galibiyet Altay’ın öz güvenini iyice artırdı. Ancak kesinlikle basit puan kayıpları olmamalı. Altay iyi oynuyor. Bu film umarım ki mutlu son ile biter.
Mehmet Demirtaş: Altay, ilk 2 hayalini gerçekleştirmek adına mutlak kazanmak zorunda olduğu bir deplasmana çıktı. Altay’ı izlerken büyük bir keyif alıyorum. Çünkü işleyen bir takım ve bir düzen var. Erhan’ın top dağıtımını ve kilit paslarını hayranlıkla takip ediyorum. Defansın sol tarafında Özgür’ün ve Mehmet Erdem’in yokluğunda, sağ ayaklı bir sağ bek olmasına rağmen Cebrail müthiş oynadı. Osman Hoca’nın onu sola kaydırması oyunu değiştirmedi ve hatta üstüne bir de hücumsal anlamda çok şey kattı Cebrail. Scuk gibi joker bir adamınız varsa orta alan ile hem hücumunuz hem de defansınız iyi bir pas trafiği içerisine girebilir. Sıradan bir forvet olmayan Marco hem kendi en çok gol atan oyuncu hem de takımın gol atması için her şeyini ortaya koyan bir profili var. Erhan 66 dakika alanda kaldı. Ben bir 66 daha izlemek isterdim onu. Oyunda kaldığı süre boyunca çok iyi bir oyun çıkardı. Takıma müthiş bir hava ve renk katıyor. Oyunun her zerresinde hakimiyetini hissettiren Altay, ritmi ve vitesi kendisi ayarladı. Bursa gibi keskin virajda çok değerli ve anlamlı bir zafer oldu onlar için. Artık liderlik düşünülebilir. Bence bu ligin en iyi futbolunu oynayan Altay, Süper Lig’i sonuna kadar hak ediyor.
Hedefe koşuyorlar
Bülent Buda: Süper Lig’i yıllarca sallayan Es Es, trajik günlerden geçiyor. Bir lig daha aşağı indikleri maçı izlerken bir ara gözlerim buğulandı. Ahmet Dereli 4 güzel gol attı. Fantastik olanını hakem geçersiz saydı. Bir de sarı gösterdi Ahmet’e. İkisinde de çuvalladı hakem bey. Metehan’ın gelişkin, belirleyici, yardımsever hali dalından kopmaya hazır, olgun bir meyveyi anımsatıyor. Erhan bir ara kendi de şaştı. Böyle maçta 3 gol yenilir mi? Bu oyunun güzelliği de budur. En doğru girişim, Yusuf Can’ı ikinci yarı oyundan almaktı. Bu arada Yusuf Can’da öz güven, kalite patlaması var. Daha da güzel günler onu bekliyor. Haftalardır Rahmi Salih’i ıskalıyorum. Sıra dışı bir kimlik Rahmi. Hiç abartmıyor, aşırıya kaçmıyor, oyununu oynuyor. İkisinin ortasındaki Kahraman da antik çağ savaşçılarını çağrıştırıyor. İlk 6’nın içinde kalırlarsa tüm sezonların en güzel işini çıkaracaklar. Şu Benjamin Button hikayesi gerçek olsa 15 dakikacık birlikte oynasak ve sonra geri dönsem yine.
Fatih Tanfer: Altınordu, Eskişehirspor’dan aldığı 3 puanla ilk 2 iddiasını kuvvetlendirdi. Maç boyunca enerjisi, mücadele gücü takımın artılarıydı. İlk yarıda 4 gollü üstünlüğü elde edinceye kadar dinamik ve abartısız bir futbol oynadılar. Metehan takımın yükselen yıldızı. Ancak Ahmet Dereli bir girdi pir girdi. Attığı 4 golle hem moral buldu hem de kalan maçlarda rakiplerine gözdağı verdi. Ahmet Dereli’nin bu müthiş performansı Altınordu’da birçok problemi halletti.
Altınordu kazandığı topları pozisyona dönüştürmede çok başarılı oldu. Kanatları efektif kullandı. Fiziksel mücadelelerde kendisi gibi genç bir takım olan Eskişehirspor karşısında agresif bir takımdı. 4-0 sonrası oyunu biraz rölantiye aldı. Savunmacıları Oğulcan ve Ufuk’un eksikliği yenilen goller sürecinde belirgindi. Hüseyin Hoca heyecanlı ve coşkulu bir Altınordu oluşturdu. Evinde Giresunspor ve Adana Demirspor maçlarını kazanırsa neler olur neler! Sürprizlere hazırlıklı olun.
Mehmet Demirtaş: Lige kafa olarak çoktan havlu atmış, genç oyuncularla mücadele etmek için çabalayan Eskişehirspor’u bir alt lige uğurlamak tabi ki zor. Maç sonucu Türk futbolunun gelecek vadeden yıldızları kucaklaştı. Birbirlerini teselli etti. Maçın teknik ve de taktik analizini yapmak bana çok yerli yerinde gelmiyor. Çünkü Eskişehir lige nazaran cılız bir ekip. Haliyle de 2. Lig’de mücadele edecek önümüzdeki yıl. Ahmet Dereli’nin şov yaptığı 90 dakikada hücumcular bu görece kolay maçı erken bitirdiler. Tabi ki bu evrede hata yapılması olası bir ihtimaldi. Örneğin Adana Demirspor milli ara öncesi Eskişehirspor’la puanları paylaşmıştı. Giresunspor’un kazanamadığı, Samsunspor’un ise hata yapmadığı haftada liderle 5, ikinci ile 2 puanlık bir fark var. Kalan 6 mücadelede nerede olmak isteniyorsa rotayı kendileri çizecek.
Menemenspor tehlikeli sularda
Bülent Buda: Kendi sahanda 2 puan kaybedip kazanılan 1 puan sevindirici de olabiliyor. Sevgili Ümit Hocam, İsmail Haktan hücumun merkezinde kalabalık içinde üretken olamaz. Onu kenarlara çekmelisiniz. Geniş alanları sever İsmail Haktan. Bütün takım defalarca yedikleri golü izlesinler. Rakip futbolcu çizgiye iniyor. O bölgede Emir Han tekliyor. Top kale önüne çevriliyor. O bölgede golü atan öylesine rahat ki... tüm savunma kaleci Batuhan’ın önüne dizilmiş, seyirci. Nasıl bir alan, adam paylaşımıdır ki bu? Rıdvan’ın pes etmeyen, girişimci karakteri her türlü övgüyü hak ediyor. Eşitlik golünde Rıdvan oralarda olmasaydı, Menemen golü çok beklerdi. Kendi alanında kaybedilen 2 puan kötü haber elbette. Kazanılan 1 puan ise belki de Menemen’i ligde tutacak. Bu bağlamda hücumcuların final vuruşlarına daha gerçekçi odaklanmaları ön koşul.
Fatih Tanfer: Güçlü Ümraniye karşısında alınan 1 puan elbette bir avantajdır. Bilhassa maçın son bölümünde büyük baskı kurduğu anlarda final vuruşlarında iyi değillerdi. Rasheed Akanbi ve Okan’ın da olmaması takım adına olumsuzluktu. Sağ bek Rıdvan bir bekten çok daha fazlası. Mohomed inanılmaz etkiliydi. Ancak orta alandaki ve hücumdaki arkadaşları onun ters tarafa doğru yaptığı ortaları anlayana kadar maç bitti. Düşme hattından 4 puan uzaktalar. Lig zorlaşıyor. Menemen’in, Bandırma maçıyla birlikte alacağı puan ve puanlarla tehlikeli bölgeden uzaklaşacağına inanıyorum.
Mehmet Demirtaş: Menemen adına defans karo asında sağlanan birliktelik büyük avantaj. Rıdvan, Emir Han köşelerde, Domjoni, Furkan göbekte. Ümit Hoca bize bunu ezberletti. Çözüme kavuşamayan hücum hattı bir o kadar hoşuma gitmedi. Akınlarda net bir plan yok. Fikstür itibariyle zorlu bir evre bekliyor onları. Daha fazla saldırmak, uğraşmak, savaşmak ve geçmişi unutmamak için şimdi tam zamanı.