EgeTemiz çevre uygarlıktır

Temiz çevre uygarlıktır

01.12.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

.

Temiz çevre uygarlıktır

Bostanlı Sahil yolu, spor, piknik, dinlenme alanları. En güzel, en temiz günlerini yaşıyor. Hani derler ya, “Bal dök yala”. Temizlikten doğan güzellik yaşam sevincidir. Çevresine duyarlı insanların olduğu yerde hayat güzeldir. Yerel yönetimler bu bağlamda öncüdür. Ve yerel yönetimlerimiz çevreyi koruma, geliştirme, temizlik birimleri tanıklık ettiğimiz güzelliği yaratmada büyük çaba gösteriyorlar. Salt, onların çabaları ve de duyarlılığı yeterli değil elbette. O temiz görünümü koruyacak, sürdürülebilir kılacak olan kullananlar, yararlananlar yani halktır. Çevrelerini koruyan insanların yaşadığı ülkeler, kentler, çağdaşlık yolunda değerli bir aşamaya ulaşmışlardır. ‘Şehrimize toz kondurmayalım’, özenle seçilmiş güçlü bir slogan. Yaşadığım kenti, insanlarını seviyorum. ‘Ege üç harfinin çok ötesinde anlam taşıyor. Zihnimde, yüreğimde sevinç, coşku, uygarlık, dayanışma, hoşgörü, eşitlik, karşılıksız sevgi. Daha birçok kavram. Çevresi temiz olanların yüreğinde uygarlığın bestesi melodiye dönüşür.

Mutlu insanın hikayesi olmaz. Bir yerlerde okumuştum. Şaşırdım, niye olmasın ki! Yaşadıklarını yazıya döken hep acı çekenler midir? Yani mutsuzlar yazar, mutlular yaşar mı?

Paradoks…

‘Ne şeytan var, ne melek. Dünya dönecek cennete, insanla inandım’ diyor Tevfik Fikret. Bütün sıkıntımız bu değil mi? Dünya salt insanla cennete dönüşebilir mi? Önce çevrenizden başlayın sonra genişletin halkayı, yöreselden, evrensele. Böyle bir umut var mı? “İnsan, gerçeğe sadece aklıyla ulaşabilir” demiş Aristo. Bu sözleri aklın yol göstericiliğini kabullenemeyenler içselleştirebilir mi? Endonezya’nın eski başkanlarından Abdurrahman Vahit’in mezar taşındaki yazı şöyle, “Burada bir humanist yatıyor”. Nereden çıktı bu sözler şimdi?

Ruh hali yazdırıyor insana. İnsanın, insana acımasız olduğu bu evrende insan olarak kalmak giderek zorlaşıyor. Bu böyle sürmez. Silahlar susmadan, insanlık yaşam sevincine ulaşamaz.

Esen kalın, savaşsız bir dünya dileğiyle.

Gülümseyelim


l Doktor üç ay ömrünüz kaldı deyince, baş hekimin yakınıyım dedim altı ay uzattı.
l Psikoloğa gittim, sorunlarım var dedim, hepimizin var geçer dedi. Şimdi daha iyiyim.
l Temel, sabah evden çıkarken karısı Fadime ula Temel, akşama evlilik yıldönümümüz var, nasıl kutlamayı düşünüyorsun deyince Temel, “Beş dakika saygı duruşuyla başlayalım sessizlik olsun”.
l Aforizmalar.
l Afrika’ya ilaç göndermeye karar vermiştik fakat hepsinin üzerinde tok karnına yazıyordu. (Bukowski)
l Hadi simit satanı anlıyorum, kestane satanı da peki dost satmak ne oluyor? O da mı ekmek parası. (Can Yücel)
l Aşk; O vitrinde görüp de sahip olmak istediğin elbiseye benzer. Ama vitrinde başkadır sende başka. (Kahraman Tazeoğlu)
l Teslim olmak bütün değerlerinden, inançlarından sıyrılmak demek. Kendini bırakmak demektir. (Emin Özdemir)

Yanılgılar...

Bir üniversite öğrencisi anlatıyor, bizim üniversitede genç kızın kullandığı saatlere takan bir doktor vardı. Bu haline sürekli güler eğlenirdik. Sonradan öğrendik ki ölen kızına aitmiş. (Acıyla kıvranan ama konuşamayan kalpler vardır.)

Hastanenin birinde genç bir kızın başındaki peruk düşer ve orada bulunan herkes gülüp eğlenir. Bir genç adam kadına yardıma koşar. Genç kadın ağlayarak, “Benim hiçbir suçum yok. Kanser ne yazık ki bütün saçlarımı aldı” der. (Davranışlarınıza ve aymaz tavırlarınıza dikkat ediniz.)

Okulda başarı düzeyi düşük bir çocuk annesinin mezarına gider, “Anne! Benimle okula gel. Öğretmen beni arkadaşlarımın önünde senin annen ihmalkar bir kadın seninle ilgilenmiyor” diye azarlıyor, der. (Daima dikkatli ol. Öyle sözler vardır ki öldürür.)


Kibir ve ön yargı bilimin iki düşmanıdır. (Charles Caleb Colton)
Yalnızlık paylaşılmaz
Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan…
Dışından anlaşılmaz…
Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan
Paylaşılmaz.
Bir düşünde beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
(Özdemir Asaf)
Bugün de gönlümüzce bitmediyse gün suçun yarısı günün yarısı bizim. (Melih Cevdet Anday)


Zayıflar hiçbir zaman affedemez. Affedebilmek güçlülere özgüdür. (Mahatma Gandi)