06.01.2021 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bülent Buda: ”Dans eden yıldızlar doğurabilmek için içinizde kaos yaşamalısınız” der büyük düşünür Nietzsche... Sıralamanın birincisi olan bir takım için ne hazin çelişki. Başlama düdüğü ile rakip saldırıyor. Lider kalecisinin önüne sıralanmış, savunma yapıyormuş gibi yapıyor. Rakip oyunu agresif götürüyor, sürüklüyor, basıyor. Lider pasif direnişte. Nedir o savunmadaki bayıltıcı, izleyeni esneten yan pas hastalığı? Gücünüz mü, cesaretiniz mi, oyun tekniğiniz mi eksik? Ya da birlikte oynama yetinizi mi yitirdiniz? Rakip Bandırma, özellikle ilk yarıda takım halinde oyuna odaklanmış, dans eden yıldızlar doğrulabilmek için kılcal damarlarının içinde kaos yaşarken Altaylı futbolcular üzerlerindeki ölü toprağını silkelemeyi beceremeyen acelemiler mangası gibiydi. Bandırma tabelayı ikileyince Altay teknik birimi ile futbolcularına İzmir’e hüzünlü bir geri dönüş ile umulmayan yenilgiyi enine boyuna yorumlamak kaldı. Sonuç, bu oyun lidere hiç yakışmadı. Tabeladaki yazan rakam, o oyunun doğal bir uzantısıydı.
Fatih Tanfer: Altay, lider olarak gittiği Bandırma deplasmanında istediği oyunu oynayamadı. Ve 3 puanı, liderliği bıraktı. Bu maçta tempo sorunu, rakip ceza alanında etkisiz olma büyük problem yarattı. İkinci yarıda etkili oynadığı süreçte de rakibin kapalı savunmasını açamadı. Kısacası hücumda yaratıcılık problemi üst düzeydeydi. Rakibin ön alanda yaptığı baskı, yüksek mücadele gücü, Altay’a bilhassa birinci yarıda alan bırakmadı ve siyah beyazlılar etkisiz kıldı. O güçlü ve etkili Altay’ı göremedik. Bu yarıda maç çok daha farklı bitmediyse bunun en büyük nedeni kaleci Cihan’ın harika oyunuydu. İkinci yarıda skoru değiştirmek adına 4 oyuncu değişikliği yaptı.
Ancak değişen bir şey yoktu. Kısacası kötü bir performans ve sonucunda mağlubiyet vardı. Kolay değil. Pandemi sürecindeki oyuncuların geçirdiği rahatsızlıkların, depremin yarattığı olumsuzlukların takımı yorduğu bir gerçek. 5 maçlık harika bir süreç yakaladılar. Bu seri Bandırma’da sona erdi. Süper Lig yolu zorlu bir süreç. Bu maç gösterdi ki devre arasında takıma bazı takviyelerin yapılması şart. İkinci yarıda çok daha güçlü ve Süper Lig yarışını kazanacak bir Altay izleyeceğimizi umuyorum.
Mehmet Demirtaş: Maçın başından sonuna temposuz ve etkisiz ataklarla boğuşan bir Altay vardı. Son haftaların yükselen ismi Thiam, büyük skorer Paixao ve kenardaki organizasyonların en büyük temsilcilerinden Erhan ile Ziya’nın alana katkı verememesi de mağlubiyeti doğurdu. Günün tek başarılı ismi ise kaleci Cihan’dı. Köşeden çıkardığı toplarla kalesinde büyük bir savaş örneği sergiledi. Paixao bir oraya bir buraya savrulduğunda golü koklayamıyor. Haliyle yoruluyor büyük usta. Onu besleyecek, güçlendirecek, golle burun buruna bırakacak bir isim olmayınca sessiz kalıyor. 5 maçtan 15 puan çıkardıktan sonra böylesi bir düşüşü hayal dahi edemezdim. Kaybetseler de üst sıralarda dolanıyorlar hala. Devre sonrası daha tempolu ve amacından şaşmayan bir takım edasıyla mücadele edeceklerini düşünüyorum.
Ümit Hoca’ya kötü karşılama
Bülent Buda: Oyunun ilk yarısında Adana Demir skora ulaştı. Bu tür skorların ikinci yarısı da çekilmiyor doğrusu. Ümit Karan’a sevimsiz bir hoş geldin oyunu. Bu bir bakıma da iyi oldu. Üç gol, üçünde de savunmada yerleşim ve de alan paylaşımı sorunları. İlk golde David ile Furkan geriden gole gelmiş Adana stoperine o kafayı vurdurmamalıydılar. İkinci gol ofsayt kokuyor ama Emre Batuhan da bir miktar ofsaytı bozuyor. Ve üçüncü gol yine savunmanın dağınık, savrulmuş haliyle. İkinci yarı ter atma, idman havasında. Oynamayanları az süre de olsa izleme fırsatı.
Fatih Tanfer: Menemen’i yıllardır izlerim. İlk defa bu kadar çabuk teslim olduğunu görüyorum. Orta alan amaçsızca topu ileri oynamaktan başka bir şey yapmadı. Pas oyunu diye bir şey yoktu. İyi bir takıma yakışmayacak bir şekilde savunma yerleşiminde basit hatalar yaptılar. Kısacası ilk yarı hiçbir şey yapmadılar. Ve devre 3-0 bitti. İkinci yarı Demirspor skoru koruma amacıyla kendi alanında kaldı. Menemen ilk yarıya göre daha baskılı oynadı ama gol bulamadı. Ara transferde defans, orta alan ve hücuma birer takviye şart. Bir çift sözüm de kaptan Taşkın’a. 90+1’de Mehmet Aytemiz’in düşürülmesiyle frikik kazanılıyor. Ben vurayım diye senden ricada bulunuyor, hem de 2 defa. Maşallah her frikiği atan Taşkın, genç Mehmet’in ricasını kabul etmiyor. Bir takım kaptanı olarak o nezaketi göstermeliydi.
Mehmet Demirtaş: İlk yarıdan skorun ve makasın bu kadar açılması ikinci yarıyı tatsız kıldı. Ümit Hoca’nın ilk sınavında onu kötü bir sürpriz ile karşıladılar. Üç golde de savunma çok ciddi hatalarla rakiplerinin bir bakıma işini kolaylaştırdı. Uzun süredir rakibine bu kadar teslim bir Menemen izlememiştik. Geçiş süreci diyelim, mazur görelim. Devre arası azımsanmayacak derecede uzun. Bir bakıma toparlanma, hocaya uyum derken ellerindeki kaliteli ayakları daha doğru ve de verimli kullanacaklardır.
Rotanızı belirleyin
Bülent Buda: Spiker maç öncesi Altınordu’nun yaş ortalaması 21.7 dedi. Yani çok gençler demeye getirdi. Sonra Sinan, Ahmet İlhan ile Erhan’ı ortalama dışında bıraktım. Bir baktım ki takım gençleşmiş. Yani parka git ip atla birlikte. Şimdi Erhan, “Bülent Amca (Bak abi değil amca) beni niye yaşlılar mangasına alıyorsun?” diyecek. Biliyorum ama o zaman Ahmet İlhan, “Onu niye dışımızda bırakıyorsun?” diye yakınacak. Hüseyin Hoca ilk yarıyı 30’la bitirmeyi istedi. 28 oldu. Bu koşullarda 28’in anlamı büyük. Hoca ile arkadaşları bunu biliyor da renk vermiyorlar. Yalnız bir sorun var, kişisel. (I am 79 years old) Bu yürek bu gidişle ligin sonunu zor görür. O zaman gitmeden önce öpüldünüz.
Fatih Tanfer: Altınordu’da takımın yarısından fazlası yoktu. Ancak akademiden yetişen genç evlatları Sami, Anıl, Rahmi, Birhan, Tayfun’u oynattı. Takım 21.7 yaş ortalamasıyla mücadele ediyor. 61. dakikadan sonra 10 kişi oynamasına rağmen puan almasını bildi. Bence mücadele ve hırsı açısından alkışı hak ettiler. Genç oyuncular rakip ataklar karşısında disiplinli bir şekilde oynadılar. Rakibe alan bırakmadılar. Takım halinde hareket ettiler. Kısacası Teknik Direktör Hüseyin Hoca çok doğru maç planı yapmış. Bunu da sahada genç oyuncular doğru bir biçimde uygulayınca 10 kişi kalmalarına rağmen puanı alarak alkışı hak ettiler.
Mehmet Demirtaş: Takımdaki virüs vakaları, sakatlıklar derken epey bir kan kaybı yaşandı. Üstüne üstlük Sami’nin oyundan ihracıyla yarım saatten fazla alanda 10 kişi kalmaları, işi daha da güç hale getirdi. Son 3 maçta gol üretimi de 1. Yani bu noktada çok ciddi sorunlar baş gösterdi. Atak oluşturmak ve bunu sürekli kılmak adına verimsiz ve yavan bir Altınordu var şu son haftalarda. Elbette eksik isimleri yerine gelen gençler ellerinden gelen mücadeleyi veriyorlar ancak daha fazlası gerekli. Ayrıca bu mücadelede takıma monte edilen gençler de A Takım’a aday. Hazır olarak tetikte beklemeleri bu tip ekstrem durumlarda çok önemli. Beni sevindiren nokta ise devre arasının girmesi. Bazen durmak, beklemek ve sabrederek çalışmak düğümü çözebilir. Ligin ikinci yarısı kafalardaki “Altınordu’nun Süper Lig’e çıkmaya niyeti yok” tezini yok edin. Hedefsiz insan rotasız gemiye benzer. Hepiniz hayalini kurduğunuz gelecekte olmayı sonuna kadar hak ediyorsunuz. Önünüzde büyük bir fırsat var. Yapmanız gereken sadece işinizi en iyi ve verimli bir şekilde yapmaktır. Bunu başaracak güç sizde mevcut.
Olmaktan korktuğumuz yerdeyiz
Bülent Buda: Musa Nizam’ın olağanüstü golüne üzülüyorum. Takım, sıralamanın sorunlu bölgesine demir attı. Takımdaki sol ayaklı eksiği büyük sorun. Eşitlikten sonra yükleniyorlar ama dengesiz. Gerisi boşaltılmış savunma ile ava çıkıyorlar, bir karşı atakla avlanıyorlar. İleri uçlar da işlevsizliğin kitabını yazıyor. Birkaç söz de Mesut Hoca’ya. Sevgili hocam, bir seçim yaptınız. Çektiniz Alperen’i sola. Belli ki olmuyor. Çıkamıyor Alperen. Savunma da yapamıyor. Olanaksızlıklar denizinde boğulmak üzeresiniz biliyorum. Ama hiç olmazsa alın Vrsajevic’i sola, çekin Alperen’i sağa. Fazla ileri gittiysem bağışlayın lütfen. Ama bu takımı seyretmek giderek acı veriyor.
Fatih Tanfer: Artık 13 sayısının uğursuzluğuna inanmaya başladım. Akhisar’ın, 9. haftada evinde Bolu ile berabere kalıp puanını 13’e çıkardıktan sonra 7 haftadır mağlubiyet serisi devam ediyor. 9. dakikada 1-0 mağlup duruma düştüler. 64. dakikada Sow penaltıyı kaçırdı. 68’de Musa Nizam yılın golüne aday gollerden birini attı. 77 ve 79. dakikalarda Çekdar Orhan 2 gol kaçırdı. 80. dakikada hayal kırıklığı Irfan Hadzic, bomboş kaleye golü atamadı. Sonrası Sow durumu 2-1 yaptı. Hakikaten takım halinde büyük efor sarf ettiler. Yine olmadı. Duyduğumuza göre Akhisar bazı oyuncularla yollarını ayırmış. Takımda düzeltilmesi gereken birçok problem devam ediyor. 20 günlük arada herhalde bunları çözerler.
Mehmet Demirtaş: Yazmak, konuşmak, söylemek ve de bahsini etmek bazen yinelemelere ve tekrarlara sebebiyet veriyor. Çünkü takımda değişen, dönüşen, iyiye işaret eden gelişmeleri göremiyoruz. Aksine yaprak dökümleri sürüyor. Bu noktada yönetimsel birtakım sorunlar var demek ki. Sonuçları, puan tablosundaki konumunu görünce insanın içi parçalanıyor. Ülkemizin en büyük değerlerinden olan bir takımın bu noktada oluşu çok üzücü. Umudumuz yarınlardan.
Günün maçları
Uşakspor-Niğde BLD. Saat: 13.00
Bodrumspor-Turgutluspor Saat: 13.00
Nazilli BLD-Yomraspor Saat: 13.00
Somaspor-Isparta Saat: 13.00
Muğlaspor-Alanya Kestel Saat: 13.00
Bergama BLD.-Sultanbeyli Saat: 13.00