08.02.2021 - 00:03 | Son Güncellenme:
Usta sanatçı Selami Şahin, Milliyet Ege okurları için özel açıklamalarda bulundu. Mesleğe ilk başladığı yıllar, sanat yaşamı ve özel hayatına dair samimi itiraflarda bulunan Şahin, gelecek projelerinden de bahsetti, “En az 15 yeni şarkım bulunuyor. Ayrıca çalışmalarını hızlandırdığımız bir de kitap projem var. Hit olmuş 300 eserimin içinden 100’ünün sözü, müziği, notaları ve hikâyeleri kitapta olacak. Yeni albüm hazırlığındayım” dedi.
Altı yaşına kadar Türkçe konuşamadığınız doğru mu?
Doğrudur. Annem rahmetli Mısırlı’ydı, İskenderiye şehrinden ve babam Türk’tü. Dedem Atatürk’ün silah arkadaşıydı, subaydı. Cumhuriyet Savaşı’nda ömrü savaşlarda geçti. Annem Türkçe bilmediği için Arapça konuşuyordum. Türkçeyi ilkokulda 6 yaşında öğrendim, hatta lisanım Arapça gibidir… İlk öğrendiğim lisanda Arapçadır.
Şarkıcılığa merakınızı ne zaman fark ettiniz?
İlkokuldayken bayramlarda öğretmenler bana şarkı söyletirlerdi; bana, “Senin ne güzel sesin var. Sen günün birinde büyük şarkıcı olacaksın” diyorlardı. Ama şarkıcı nasıl olunur, nota nedir hiç bilmiyordum. Ben şarkıcı olacağım diyet utturdum ve öyle başladım. Eskiden sadece köyde kendi kendime kaval çalardım. Sonra zaten ailemin gönlünü alıp köyden yola çıktım.
İstanbul serüveni nasıl başladı?
15 yaşında üstü kapalı bir kamyona bindim, cebimde beş kuruş para olmadan Antakya’ya gittim. Hemen iş aradım. Bir lokantada komilik yapmaya başladım. Adana, İskenderun... Gezdim, çalıştım. Ama baktım ki oralarda şarkıcı olunmaz. İstanbul’un yolunu tuttum. Anadolu’dan gelen bir çocuk ne yapacak. Beyoğlu Şato Oteli’nde iş buldum, lokantada, ütücüde çalıştım, komilik yaptım. İstanbul’a şarkıcı olmak için geldim. O zamanlar Unkapanı yoktu. Plakçılar Doğubank İşHanı’ndaydı. Çok acılı günler yaşadım. Anlatmaya kalkarsam sayfalar yetmez.
‘Yemedim, yardım ettim’
Hiç destek aldınız mı ilk yıllarınızda?
Tarlabaşı’nda Lades Lokantası vardı. Komilik yaptım, anneme, babama tanrıdan sonra taptım, yemedim onlara yardım ettim. Köyümüzden tek bir kişi vardı, Kasımpaşa’da ortaokulun karşısında, plakçı Nusret Yazıcı. Babası köyün imamıydı Allah rahmet eylesin. Oğlunu görmeye gelirdi. Hoca amca biriktirdiğim parayı anneme-babama götürürdü. Nusret Yazıcı beni Doğubank İşHanı’na götürdü. Burada çalışırsam sesimin güzelliğini anlatabilirdim, Allah rahmet eylesin Ankara’dan mebus Recep Dengi nortağı İrfan Özbakır’a söyledim. Sesim çok güzel diye plakçıda çalışıyordum o zaman. Recep Dengin, “16 yaşında bir çocuksun ilkokul mezunusun, nota bilmiyorsun, senden nasıl şarkıcı olur” dedi. Ben de, “İşi bırakacağım ve gideceğim” dedi. İrfan Özbakır geldi ve beni dinledi, “Yavrum sen ne güzel bir sessin, 16 yaşındasın maşallah” diyerek beni Avni Anıl’a yolladı. Galatasaray Lisesi’nin orada ofisi vardı. İrfan Özbakır sayesinde ilk 45’lik albümümü yaptım.
Zeki Müren ile tanışmanız nasıl oldu?
Zeki Müren ile tanışmamız 1970 yıllarında oldu. Sıraselviler’de bir arkadaşımla randevum vardı. O dönem neler vardı neler. Beyoğlu harikaydı, bir kahveye geçtim, oturdum, garson geldi, “Efendim Zeki Bey sizi masasına davet ediyor” dedi. Masaya geçti, “Efendim elinizi öpeyim” dedim, “Estağfurullah” dedi ve” Sen ne kadar güzel okuyorsun, sesin çok güzel, duygularını nasıl anlatıyorsun, ben senden iki şarkı okudum, birisi ‘Yaprak Yeşili Gözlüm’, diğeri sözleri Hikmet Münir Ebcioğlu’na ait Aç Kapını Gardiyan. Bu akşam arkadaşlarınla beni dinlemeye Maksim Gazinosu’na gel, misafirim ol; yeni yapacağım albümü sen yönet” dedi, o albümde altı şarkım var. Albümün ismi ‘Eskimeyen Dost’. Zeki Müren’in yedi sekiz albümünü ben yönettim. 30’a yakın şarkımı seslendirdi. İşte tanışmamız böyle oldu.
‘300 hit eserim var’
Birçok önemli besteniz var dillerden düşmeyen. Hangi ruh halinde gerçekleşir ki bu kadar şarkı?
Her insanın bekarlık zamanında sevgilileri olmuştur. Ben çoğu bestemi yaşadığım aşklardan yapmışımdır. Bazen ise arkadaşım aşkını anlatır ondan etkilenirim, kendimi onun yerine koyarım. Yaşadığım an yaşatıyorum, hissettiğim an hissettiriyorum, önemli olan yapılmamışı yapmak. Beste yapmak önemli değil. Ben 1969 yılından beri beste yapıyorum ve 300’e yakın eserim hit olmuş.
En çok hangi şarkınız okundu?
Saymaya kalkarsam iki, üç tane yok. 300’e yakın hit eserim var. Hayatımın ilk bestesini 1969’da yaptım ve ‘Sen Mevsimler Gibisin’ Altın Kelebek birincilik ödülü aldı. O şarkıyı 30 kişi okudu. ‘Senin Olmaya Geldim’ şarkımı 30-40 kişi okudu, saymaya kalkarsam çok eser var şükürler olsun. Eser unutulmamalı. Ben eser yaptığım zaman yapılmamışı yapmak, yazılmamışı yapmak savaşındayım ve eser yıllar geçsede okunmalıdır.
Ailenizin tepkisi nasıl oldu zirveye tırmanırken?
Annem hiç Türkçe bilmiyordu. Dedi ki, “Oğlum sen ünlendin. Yolda yürüyoruz, herkes imzalı resim istiyor. Hala inanamıyoruz. Biz seni köye beklerken sen şarkıcı oldun rüya gerçek oldu.” Babam Selami Şahin’in babasıyım dediği zaman insanlar, ‘Hadi canım, nasıl babası olur’ diyormuş. Rahmetli annem anlatırdı, onlar benle mutluluğu tattılar, benimle çok gurur duydular.
Selami Şahin nasıl bir aile babasıdır?
Ben annemden, babamdan gördüklerimi aynen çocuklarıma ve eşime yaşatıyorum. Rahmetli annem, babam bana ‘Ulan’ kelimesini kullanmamıştır. İki oğlum, kızım ve eşim ile arkadaşız. Oturup her şeyi arkadaş gibi konuşur, tartışırız. Ben babayım ben ne dersem o olur gibi bir hükmetme durumu asla yok. Onlardan fikir almadan yola çıkmıyorum.
Sürprizler yolda
Didem Hanım’a nasıl aşık oldunuz? Kaç tane bestenizi eşinize yazdınız?
Çakıl Gazinosu’nda program yapıyordum. Orada gördüm ve görür görmez kalbim çarptı. Demek ki kısmetmiş. Aşık oldum,evlenme teklifi yaptım ve gittik istedik. “Sanatçıya kız vermeyiz” dediler. Didem, beni çok sevdiğini ailesine söyledi ve ben de ailesine, “Kızınızı çok seviyorum, başkasını düşünemiyorum” dedim. Kısmet, doğacak çocuklarımız varmış. Eşim ‘Özledim Her Şeyini’, ‘Akşam Olmadan Gel’, ‘Başımın Tatlı Belası’,’Namert Olayım’ gibi birçok esere imza atmama neden oldu. Onu çok seviyorum ve iyi ki tanımışım...
Annenize hiç şarkı yazdınız mı?
Evet, rahmetli annem ve babamı 1970 yılında hacca yolladım ve anneme dedim ki, “Sana bir parça yaptım.” Arapça bildiği için mırıldandım ve ağladı. İşte o eserim ‘Sen Tapılacak Kadınsın’ rahmetli anneme…
Geçen günlerde 50’nci sanat yılı konserinizin canlı kayıtlarından oluşan bir albüm ve video kaydı yayımlandı… Bu projenizi anlatabilir misiniz?
Bodrum Antik Tiyatro. Harbiye Açıkhava, Zorlu PSM, Bostancı Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirdiğimiz 50. Sanat Yılı konserlerimden 25 şarkılık bir seçki yaptık. Şarkılarımı SemiJazz Orkestrası eşliğinde sahnede seslendirdim. Emel Sayın, Burcu Güneş, Müjdat Gezen ve Boğaziçi Caz Korosu gibi isimler de sahnede bana düetleriyle eşlik etti. Hologram teknolojisiyle de Zeki Müren’le düet yaptık. Şu an albümle ilgili aldığım dönüşler ve beğeniler beni çok mutlu ediyor.
Pandemi sizin için nasıl geçiyor, bu süre zarfında neler yapıyorsunuz?
Üç aydır Alaçatı’daki evimizdeyiz ve eve hapsolmuş durumdayız. Pandemide yeni besteler yaptım. En az 15 yeni şarkım var. Ayrıca çalışmalarını hızlandırdığımız bir de kitap projem var. Hit olmuş 300 eserimin içinden 100’ünün sözü, müziği, notaları ve hikâyeleri kitapta olacak.
Hit olmuş bestelerinizin ve onlarca sanatçının yorumladığı 300 bestenizin değerini alabiliyor musunuz? Meslek birlikleri sizin haklarınızı koruyabiliyor mu?
Şükürler olsun, 300 hit olmuş eserim var. Eserlerimi okumayan sanatçı kalmadı. Benim için bu büyük bir gurur. Tabii ki meslek birliğinden gelen haklar dilediğimiz gibi olmuyor. Bu kadar hit eser yaptığım için, herhangi bir Avrupa ülkesinde olsam özel uçaklarım olurdu. Ama ülkemizdeki meslek birliği sistemi ile maalesef bu imkanlar olmuyor.
Sevenlerinize yeni sürprizleriniz var mı?
Sevenlerime bir sürprizim var. Yeni şarkılardan oluşan bir albüm hazırlığı içerisindeyim. Pandemi geçtikten ve ortalık biraz düzeldikten sonra yepyeni şarkılarımı sizlerle buluşturacağım. Yeni şarkılar inanılmaz güzel oldu. Sizleri ve konserleri çok özledim. Sevgi ve saygılar sunuyorum.