EgeSanayiciler bina yapsın biz okulu taşıyalım

Sanayiciler bina yapsın biz okulu taşıyalım

09.02.2025 - 00:31 | Son Güncellenme:

Ege Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Bölgemizdeki tüm OSB’lere çağrıda bulunuyoruz. Onlar binayı yapsın tıpkı Tire’de olduğu gibi biz de meslek okullarımızı taşımaya hazırız” dedi.

Sanayiciler bina yapsın biz okulu taşıyalım

ASLI ÖKTENER / FATİH TANFER- Öğrencisi olduğunuz, ardından akademisyen ve son 7 yıldır da rektör olarak görev aldığınız Ege Üniversitesi sizin için ne ifade ediyor öncelikle bu soruyla başlayalım istiyoruz... 

Haberin Devamı

Bu soru benim ve ailem için çok anlamlı. Öncelikle beni ben yapan yer Ege Üniversite’dir… Şöyle anlatayım; Selanik göçmeniyim ve ailem Edirne’de… Yoksulluk içinde, zorluklarla büyüdük. 1982 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni kazandım. Öğrenciyken “Bir gün buraya rektör olacaksın” deseler sanırım inanmazdım. Ardından akademisyenlik ve rektörlük dönemlerim oldu. Yani bu demek oluyor ki 43 yıldır Ege Üniversiteliyim... Biliyorsunuz buradan elde ettiğim birikimle Edirne milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yaptım. Ege Üniversitesi’nin de bu yıl 70. yılı. Rektörlükte 8. yılım. Canla başla, dolu dolu bir başarı hikayesi yazdık. Son güne kadar da çalışmaya devam edeceğim. Özetleyecek olursam yaşamın anlamı Ege Üniversitesi oldu benim için.

Haberin Devamı

Bir dönem daha görev alır mısınız?

Bu Cumhurbaşkanımızın takdiri biliyorsunuz. Görev talebi içinde olmayız. İki dönemdir başarıyla devam ediyoruz. Bilgi, birikimimizle her zaman hizmet etmeye hazırız.

Siyaseti özlediniz mi peki?

Aslında şöyle bir şey var tabii milletvekilliği en üst makam. O görevlerde olan arkadaşlarımız ülke için ciddi bir çaba içindeler. Ancak rektörlük bir icra makamı, yani yürütme. Milletvekilliği ise bir yasama görevi…

İcra da olmak ve kendini bulmak çok önemliydi benim için. O yüzden rektörlükte çok mutlu oldum, çok kıymetli işler yaptım ve yüksek tempoda çalıştım. Evim de kampüsün içinde. 7/24 kampüsteyim. Ege, görev sürem boyunca da ülkemizin en huzurlu üniversitesi oldu. Akademik anlamda Cumhurbaşkanımızdan son 6 yıl içinde art arda üstün başarı ödülleri aldık. Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından Türkiye’de tam akreditasyon alan ilk devlet üniversitesi olduk.

EÜ’de hedefiniz olan “Yükseköğretimde Ege Modeli’niz başarıya ulaştı diyebiliriz bir anlamda…

Evet. Ege Üniversitesi bünyesindeki 19 fakülte, 39 uygulama ve araştırma merkezi, 10 enstitü, 11 meslek yüksekokulu, rektörlüğe bağlı 6 bölüm ile bugün ülkemizin köklü eğitim kuruluşları arasında yer alıyor. 55 bin öğrencimiz, 2 bin 994 akademik personelimiz var. 

Haberin Devamı

Türkiye’de en fazla akredite programı olan ikinci üniversiteyiz. Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi logosuna sahip ilk 5 üniversiteden biri olduk. TÜBİTAK nezdinde son 4 yılda proje başvuru ve kabul oranında Türkiye birincisiyiz. Patent başvurusunda Türkiye birincisi, patentlerin ticarileştirilmesinde Türkiye ikincisi olurken, patentlerin lisanslanmasında ise Türkiye üçüncüsü olarak yer aldık.

Öte yandan Ege Derin Teknoloji Fabrikamız 2024 yılında açıldı. Yüzde 100 üniversite sermayeli olan Ege Teknopark’ta 2017 yılında 45 firma bulunuyorken bugün 141 firmaya ulaştı.

Son 7 yılda Ege Teknopark, 120 milyon dolar ihracat ve 3 milyar 260 milyon lira Türk ekonomisine katkı sağlıyor. Ege Teknopark’ı genişletiyoruz. 18 bin metrekare alana 1000 firmanın yer alabileceği bir teknopark haline getiriyoruz.

Öte yandan uluslararası anlamda Cumhuriyet tarihinde ilk kez Azerbaycan’la ikili diploma protokolü yaptık. İkinci 4 yıl için protokolümüzü yeniledik. Özbekistan’la geliştirerek yürüttüğümüz iş birliklerimiz sonucu YÖK Başkanlığımız öncülüğünde Özbekistan’da Uluslararası Türk Devletleri Üniversitesi kuruldu. Bu üniversitenin yönetim kurulunda yer alıyoruz. Ülkemizdeki 208 üniversite içinde yıldızı parlayan bir üniversiteyiz.

Haberin Devamı

Yaya Öncelikli Yeşil Kampüs Projesini de başarıyla sürdürdük. Kampüsümüzde 100 bin metrekare olan yeşil alan oranını son 6 yılda 600 bin metrekareye çıkardık.

En çevreci üniversite sıralamasında da Ege’de birincisiniz değil mi?

Evet. 2024 Greenmetric sıralamasında bin 477 üniversite arasında 88’inci sıraya yükseldik. Türkiye genelinde devlet üniversiteleri arasında 4’üncü sırada, Ege Bölgesi’nde ise 1’inci sırada yer alarak bölgenin en çevreci ve sürdürülebilir üniversitesi olduk. Boğaziçi çevre ödüllerinde Ege Üniversitesi “En Çevreci Üniversite” ödülüne layık görüldük. Ayrıca Güneş enerjisi projesi ihalesini yaptık. 2025 yılında hayata geçiriyoruz.

Gençlere üniversite seçimine yönelik neler önerirsiniz?

Aslında ‘tam akredite üniversite’ dedim ya az önce, yanıt da orada gizli. YÖK ile mezun olan ve iş hayatına atılan öğrencilerimizi bu anlamda takip ediyoruz. Bilgileri ne düzeyde, eksiklerimiz var mı öğreniyoruz. Son 4-5 yılda 40’a yakın bölümü kapattık. Mezunlarımızın istihdamı bizim için önemli. Geri dönüşleri ulusal anlamında ölçüp değerlendiriyoruz.

Haberin Devamı

Bu noktada gençlere öncelikle hangi alanlara ilgi duyduklarını belirlemesini öneririm. Ardından YÖK’ün tercih kılavuzunda okulun niteliklerine bakmalı. Mesela EÜ kılavuzda tam akredite diyor. Hangi alanlarda yetkiniz; sağlık, tarım ve gıda, biyomühendislik, enerjide. Tabii bir de akademik kadro, kampüse ulaşım, güvenlik, barınma da önemli.

Öğrenci topluluk sayımızı bugün 51’den 93’e, üye sayısını da 8 binden 35 bine çıkardık. Yurt kapasitemizi 2 binden 14 bine yükselttik. 117 farklı ülkeden toplam 2 bin 638 uluslararası öğrencimize eğitim veriyoruz. 

Dijital İnovasyon İş Birliği Platformu’nun kurucu üyesi olarak seçilen 8 üniversiteden biri olduk. Siber Güvenlik Meslek Yüksekokulu, Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi’ni kurduk. Ege Meslek Yüksekokulu’nda otonom sistemleri teknikerliği, ön yüz yazılım geliştirme ve oyun geliştirme programları açtık. Bu dediklerime bakarlarsa doğru karar verebilirler. 

Bir de bazı gençlerden, “Üniversite eğitimi çok da gerekli değil. Zaten her bilgiye artık kolayca ulaşıyoruz” gibi sözler duyuyoruz. Sizce üniversite eğitimi ne kadar önemli? 

Sosyal medyada bu konuda çok spekülasyonlar yapılıyor. Görünürde yaşam o kadar kolay ki… Sürekli “Ticaret yapın, okumak zorunda değilsiniz” mesajı veriliyor. Gençlerimiz tabi ki ticaret yapsın, tüm bilgiye kolayca ulaşsınlar ama esas olan derste; tahta, tebeşir, öğretmen ve öğrencidir. Ve o kültür olmadan olmaz. Ayrıca Türkiye’de 85 milyon nüfus, 180-200 bin öğretim elemanı var. Bugün öğretim elemanı 1 milyon olsa da ülkemizin ihtiyacı var. Doktoralı öğrenci sayımız nüfusa ve gelişmiş ülkelere oranla az. Bunların sayısının artması lazım.

Çünkü artık bilim çağındayız. Uluslararası arenada ülkeler bilimle yarışıyor. Bilimin bu kadar önemli olduğu bir çağda üniversite okumaya gerek var mı yok mu sorusu yanlış olur. Ama tabii ki herkes okumak zorunda değil. Önemli olan yetenekler. Bazısı, “Ben meslek lisesini bitirdim fabrikada çalışacağım” der. Hiçbir meslek küçümsenemez. Herkes alanında, işinde iyi olmalı.

Nitelikli mesleki eğitim için projeleriniz var mı?

Sanayicilere nitelikli ara eleman yetiştirmek için Türkiye’ye örnek bir projeye imza attık. Tire Meslek Yüksek Okulumuzu, sanayicilerle Gıda OSB’nin içine taşıdık. Öğrencilerimiz 2 yılın 3 dönemini ders, 1 dönemini staj olarak sanayide yapıyor. Biz Ege Üniversitesi olarak bölgemizdeki tüm OSB’lere çağrıda bulunuyoruz. Binayı yapsınlar meslek okullarımızı oraya taşımaya hazırız. Bu da öğrenci, usta-çırak ilişkisini sahada görerek yetişecek. Bu da mesleki anlamda çok değerli.

EÜ bugün bina ve alt yapı bazında ne durumda?

Hastane binamız 50 yıllık. İzmir de deprem bölgesi bir kent biliyorsunuz. Cumhurbaşkanımızdan binamızın yenilenmesini talep ettik. Hastanenin yerinde, sıfırdan yapılması için yatırım programına alındı. Hastanemiz binalarında eksik olabilir ama içindeki sağlık çalışanlarımızın kaliteli hizmeti sayesinde A Plus hastane olmayı başardık.

Binaların onarımına ilişkin bağışçılardan bir destek var mı?

Maalesef İzmir’de öyle büyük bir bağışçı yok. Kayseri’de bir üniversite binası inşa edebiliyorlar ama İzmir’de bununla karşılaşmadım. Ama yine de eğitime, okula, hastaneye yatırım yapmak isteyen olursa kapımız açık.

Futbol ve basketbol oynuyorum

İzmir Körfezi kirliliğinin önüne geçmek için oluşturulan Bilim Kurulu’nun 15 maddeden oluşan raporunu siz açıkladınız. Çalışmalar başladı mı, sizin kurul olarak bir yaptırımınız olacak mı?  

İzmir nüfusu 5 milyona dayandı. İzmir Körfezi temizliği kent için hayati önem taşıyor. Ege Üniversitesi olarak bu alanda uzun yıllardır çalışma yapan hocalarımız var. Çeşitli üniversitelerden bilim insanları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri ve İzmir Büyükşehir Belediyesi bir araya geldik, kirliliği önlemek için önerilerimizi 15 maddede belirledik ve kamuoyuna açıkladık. Kirliliği önlemek için bundan sonra yerel ve merkezi kurumlar çalışmalarını yapacaklar.

Eskiden futbol oynadığınızı biliyoruz. Şimdi sporla aranız nasıl?

Öncelikle sporcu insan farklı oluyor. Özellikle de takım oyuncusuysanız. Öğrenci olarak üniversite takımında futbol oynamıştım. Ancak rektör olarak göreve geldiğimde Ege Üniversitesi Spor Kulübü 25 yıldır aktif değildi. Önce kulübü ele aldık. Basketbol, voleybol, futbol ve diğer pek çok branşı aktif hale getirdik. Türkiye’de ilk kez futbol takımlarının sahaları için çim araştırma ve uygulama merkezi açtık. Buradaki öğrenciler de hemen iş buldular. Kendi sahalarımızı da birlikte yaptık. Gece aydınlatmamız da var. Profesyonel takımlar da antrenman yapmak için kiralamak istiyorlar. Ben de futbol takımıyla yeniden sahaya çıktım. Basketbolda da lisans çıkardım. Bu takımlar sosyalleşmek anlamında da çok değerli.

İyi ki Ege’liyiz diyoruz...

Günde kaç saat çalışıyorsunuz?

Üniversitede mesai merfumu kelimesini doğru bulmuyorum. Zaten bilim öyle olmuyor. Bilim adamı düşünecek; Türkiye’de hangi bilim kurulu, yurtdışında hangi ülkede ne yapabilirim diye. O bakımdan ona mesai saatine sığdıramayız. Mental yorgunluk oluyor tabii. Ancak öğrencilerle sohbet etmek, spor, kültür, sanat faaliyetlerine katılmak tüm yorgunluğumu alıyor.

Siz siyasetten geldiğiniz için de bu tempoya alışkın mısınız acaba?

Mesela 10 Şubat’ta hocalarla görüşmem var. Her bir bölümle yılda iki kez bir araya geliyoruz. 2024’te ne yaptılar, 2025’te taahhütleri neler dinliyoruz. Ben aslında hocalarımıza çok teşekkür ediyorum. Bunları maddi bir motivasyon olmadan manevi bir motivasyonla yapıyorlar. O yüzden iyi ki Ege’liyiz diyoruz.

Sağlık temalı üniversite

Yeni yılda sağlık harcamalarını azaltacak Ar-Ge çalışmalarına yoğunlaşacağınızı söylediniz. Bu kapsamda neler yapacaksınız?

Ege Üniversitesi, kuruluşunun 70. yılında sağlığa yönelik bilimsel çalışmalarla Türkiye’nin bu alandaki harcamalarını azaltmayı ve sağlıklı gıda tüketimini destekleyecek projeleri hayata geçirmeyi hedefliyor. Devlet açısından sağlık harcamaları çok ciddi bir kalem oluşturuyor. Biz, sağlık harcamalarını azaltacak Ar-Ge çalışmalarına ağırlık veriyoruz.

85 milyonun ne yediğini ne içtiğini çok iyi bilmesi açısından tarım ve gıda alanındaki bilimsel çalışmalarımızı sağlıkla ilişkilendiriyoruz. Yapay zekayla, sanal doktorla, tele tıp uygulamaları gibi Ar-Ge çalışmalarıyla sağlık harcamalarının azalmasına katkı sunmak istiyoruz. Sağlık temalı araştırma üniversitesi kavramını tanımlayan ilk üniversite olduk. Zaten araştırma üniversitesiyiz ve sağlık temalı araştırma üniversitesi konseptini 2025 yılı itibarıyla Cumhurbaşkanlığı nezdinde strateji belgemize de koyduk.