EgeSahilde 80

Sahilde 80

23.05.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

.

Sahilde 80

Yürümek dimdik ölmeye yapılan bir çağrıdır.

Haberin Devamı

Frederic Gros

Saldı kendini yollara yine sabahın ilk serinliğinde. Üçkuyular, İnciraltı, Balçova, Narlıdere... Bağlar bahçeler arasında aldırmaksızın kasların yorgunluğuna. Biliyordu, ezberlemişti, radikanın, turp otunun, ısırganın, şevketi bostanın, terenin, maydanozun, rokanın, elbette marulun da nerelerde boy attığını. Yeşilin şaşırtan çeşitliliğinde ciğerlerindeki temiz havanın mutluluğu, itici gücü... Çıkardı ceplerinden tek tek plastik torbaları. Severek, okşayarak, koklayarak söktü topraktan yeşilleri. Torbalar doldukça yorgunluğa boş verip gülümsedi. Çöktü bir ağacın gölgesine. Yaktı bir cigara. Düşündü, hafiften gülümsedi. Giritli Saliha Hanım’ın işi yine çoktu yarın. Akşama doğru güneş uzaklarda Çeşme üzerinden çekilirken işlem tamamlanmıştı. Geçti dönüşe yine adımlayarak yolları. Eve vardı. Çıkardı anahtarını cebinden. Kilide soktu. Döndüremedi. Açılmadı kapı. 92 yaşındaydı Alanyalı Mustafa Buda.

“Erkenden uyan.
Gökyüzüne bak.
Derin bir nefes al.
Ve söküyorsa şafak
O zaman yaşıyorsun.
En büyük ödüldür yaşamak.”
Yaşam, insan sevdalısı Müjdat Gezen’den altı dizelik sevda sözleri. Bahar geldi güzel İzmirim’e. Güneş yükseklerden ışıldıyor. Aydınlatıyor, ısıtıyor günü. “Hadi sahile çıkıp yürüyelim, güneşlenelim” dedi Serap. İkiletmem böyle çekici önerileri. 5 dakikada Beşiktaş. Hazırız. 2001 yılında Hatay’dan Bostanlı’ya taşındık. Çok da iyi ettik. 21 yıldır sahilde yürüyüş yapıyoruz. Geldiğimizde 59, şu günlerde 80... “Çek bir fotoğrafımı” dedim Serap’a. Çekti. “Ver bir bakayım” dedim. Anında çağrışım geldi kendiliğinden. “Sahilde 80”.

Haberin Devamı

Sahilde 80


Anam Giritli Saliha Hanım ile babam Alanyalı Mustafa’dan parasal bir değer taşıyan hiçbir miras kalmadı. Paradan çok daha değerli 2 yaşam biçimini duyu organlarıma mıh gibi kazıdılar. Yürümek ve de yeşil tüketmek. Evet “Sahilde 80”i öyle başardık. Bir gün üşenmezsek yazarız ot tariflerini de. Özellikle ısırgan salatasını. “Ne olur o tatsız tuzsuz, tüketenin diline dolanan yeşil şeyden?” diyenler oluyor. Evet haklılar. Yalnız başına ısırgan otu kaşındırır. Ama bir de zeytinyağı, limon, sarımsak, taze soğan, havuç, lor ya da çökelek peyniri karışımı ile deneyin. Başınızı tavana vurursunuz. Özellikle erkekler.
“Bir işin nasıl yapılacağını biliyorken, bir başkasının yapamadığını görüp dilini tutmak olanaksızdır” diyor sevgili Bernard Shaw. Biz Giritlili’ler öyleyizdir. Dilimizi tutamayız.

Esen kalın. Aydınlık günler.

Bir kenara yazın, bulunsun

- Bir kitabın, bir insanın veya bir müzik kompozisyonunun değerini anlamaya yönelik ilk sorumuz şudur: “Yürüyebiliyor mu?”  (Nietzsche) 

- Bildiklerinizin son kullanma tarihine en az marketten aldığınız süt kadar dikkat edin lütfen. (Mümin Sekman)

- Çıkmaz sokağa girip çıkar yol arıyorsanız, yapmanız gereken ilk ve tek şey, o sokaktan geri çıkmaktır. (Albert Einstein)

- “Anne sence yapabilir miyim? Başlamak için biraz geç değil mi?” diye sordum. “Bilemem” dedi. “Başlamak için geç olabilir ama denemek için geç değil!” (Tatyana McFadden-Tekerlekli sandalye sporcusu. Anne, Rusya’dan alıp Amerika’ya evlatlık getiriyor.)