23.11.2021 - 00:30 | Son Güncellenme:
Prof. Dr. Bayram Öztürk, balık çiftliği sahiplerinin de katıldığı toplantıda, denizlerinin korunmasının bir bütünsellik içermesi gerektiğini vurguladı, “Mavi büyüme önemli. Bunun ekonomiye katkıları daha da önemli. Projemiz, 2023’te sonuçlanacak. Uzun döneme dayalı veriler üzerinde çalışılması gerektiğini düşünüyoruz. Önümüzdeki 50 yılın iklim verileri çıkarılmalı. İklim değişikliği nasıl olacak, sıcaklık, deniz suyu sıcaklığı hangi değerlerde olacak? Bunlarla ilgili veri toplanmalı. Denizlerimize giren yabancı türler, balon balığı, aslan balığı, denizkestanesi, denizanası gibi yabancı deniz canlıları da takip edilmeli” dedi.
Denizden yararlanmanın birçok yolu olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Öztürk, dalış faaliyetlerinin de mavi ekonomi-yumuşak turizm (ekoturizm) için büyük anlam ifade ettiğini dile getirdi. Karaburun’da 4 dalış merkezinin yılda 10 bin kişiye dalış yaptırdığına değinen Öztürk, “Bu da ilçeye önemli bir katkı sağlıyor. En az 50 kişi bu yolla iş ve aş buluyor” diye konuştu.
‘Ekosistemle etkileşim önemli’
Bölgedeki bütün balık çiftliklerinin yasal izni olduğunu kaydeden Prof. Dr. Bayram Öztürk, şu noktaların altını çizdi:
“ÇED raporları var. Buna karşın, çiftliklerin ekosistemle olan etkileşimi takip edilmeli ve taşıma kapasitesi hesaplanmalı, çalışmalar buna göre yapılmalı. Kovid gösterdi ki, gıda güvenliği, protein önemli. Gıdamızı kendi denizlerimizden üretmemiz çok önemli. Dengeli beslenmenin yanında, ihracat da çok önemli. Ama bütün bunların tek bir olmazsa olmazı var. Denizlerin korunması, kirlenmenin önlenmesi... Karadan hiçbir arıtma yapılmamalı, Ildırı ve Karaburun’da, proje bölgesinde kara kökenli kirlenme önlenmeli, karadan gelen atıklar, arıtılmadan denize verilmemeli.”
Dr. Öğretim Üyesi Deniz Devrim Tosun, su ürünleri üretiminin ayırıcı özelliğine dikkat çekti, “Kara hayvancılığına göre daha az yem kullanılıyor. Karbon salımı açısından ve üretimde kullanılan su miktarının düşük olması nedeniyle de üzerinde durulmalı” diye konuştu.