Nasıl yıldız olunmaz?

Okumak özgürlüktür, bilgi güçtür.

Hikmet Altınkaynak

Eğer yanılmıyorsam, uzun yılların ardından sevgili Metin Kurt’tan sonra bir ilk futbola dair bir kitap, bir futbolcudan. Aktif futbol yaşamı süren Ergin Keleş, nalına mıhına hiçbir şeyi gizlemeksizin dobra yazmış. Oynanan futbolu ve içinde gelgitler yaşadığı futbol dünyasını yazma eylemini de şöyle gerekçelendirmiş: “İstediğim şey, futbolcu olma hayalini kuran genç kardeşlerime ve çocuklarının futbolcu olmasını isteyen anne-babalara, bu ülkenin futbol ikliminde nelerle karşılaşabileceklerini anlatmaktı.”
Az okuyan, çok konuşan bir ülkede “yazmak” bir tür şövalyeliğe soyunmak gibidir. Dobra, açık sözlü olması istenen bir iklimde boy atan, gelişen insana tam da o aşamada, “Kapa çeneni, çok konuşma” denir. Ve elbette ardı sıra bu ayarı, “Fazla okuma, fazla bilme” de kapsar. Okuyan, yazan, tartışan futbolcu Ergin Keleş, görece daha özgür, daha gelişmiş ortamlardan soluklanmanın, boy vermenin ayrıcalığı ile fırsatlarını kullanıyor futbol yaşam öyküsünde. ‘Nasıl yıldız olunmaz?’ son zamanlarda okuma şansına ulaştığım, en sevimli, en içten özeleştiri. Biraz da beni bana anlatıyor sanki. Okuyor, mırıldanıyorum ara ara. “Tam yer bulmuş oturacakken bir bakmışsınız son durağa gelmişsiniz.” Son durağı beklemeyin lütfen.
Okuyan, eleştiren, karşı çıkan, konuşan, tartışan futbolcuyu sevmezlerdi bizim dönemin yönetici abileri. ‘At imzayı, fazla konuşma, eleştirme, isteme! At imzayı, çık oyna’ Ne güzel dünya değil mi! Sessizlerin, konuşmayanların dünyasında spor kulübü yönetmek. Günümüzde o dünyayı yaşayanların çoğu aramızdan ayrıldı. Futbolcu menajerleri, kulüp yöneticilerini pişman ediyor bu göreve soyunduklarına. Günümüz futbolseverinden, Alfredo Di Stéfano’yu anımsaması ya da yorumlaması beklenemez. Olağanüstü bir karakter, sıra dışı bir golcü. Ve o ünlü insan tüm alçakgönüllülüğü ile şöyle diyor: “İtibarınız size maçlar ve kupalar kazandırmaz. Bunu sadece goller yapabilir! Birileri tarafından idol olarak görülmek istemiyorum. Sadece oynamaya devam etmek istiyorum. Yapmam gereken idol olmak değil koşmak ve terlemek. Sadece bir futbol topu. O top bana unvan, para, prestij ve mutluluklar getirdi. Teşekkürler eski dostum! Gol atmak, sevişmek gibidir. Herkes yapabilir ama kimse benim gibisini yapamaz.” Bu sözcükler, büyüklenmenin değil özgüvenin ve de alçakgönüllülüğün dışavurumu. Önümde yaklaşık 400 sayfa sporla, şampiyonlarla ilişkili bir kitap. Yüzlerce şampiyon, başarılı insan. Kitabın içinde bizden yok denecek kadar az birkaç örnek. Ne büyük düş kırıklığı! “En büyük cezaevi, cahil insanın kafasının içidir” diyor Montaigne. Ve Einstein onu izler, “Cehalet ne güzel. Her şeyi biliyorsun!” der. Okuyun ve de orada durun. Uzatmayın, anlamaya çalışmayın. Yorgun düşersiniz, canınız sıkılır. Ne güzel şeymiş bu cehalet!!!
Esen kalın. Aydınlık günler.

Başka bir hayat mümkün

Hayatınızı değiştirme gücünüzü asla hafife almayın. İnsan su değildir ki, dışındaki şartların şeklini alsın. İnsan balon değildir ki, içindeki şartların şeklini alsın. İnsan ağaç değildir ki, doğduğu yerde sabitlenip kalsın. İnsan taş değildir ki, kendi ağırlığını kaldıramasın. İnsan için daima, “başka bir hayat mümkün”dür.Hayatınızı değiştirme gücünüzü asla hafife almayın. İnsan su değildir ki, dışındaki şartların şeklini alsın. İnsan balon değildir ki, içindeki şartların şeklini alsın. İnsan ağaç değildir ki, doğduğu yerde sabitlenip kalsın. İnsan taş değildir ki, kendi ağırlığını kaldıramasın. İnsan için daima, “başka bir hayat mümkün”dür.        

Mümin Sekman

Bir kenara yazın bulunsun

- Oyunu kazanmak için ne gerekiyorsa onu yaparım. Saha kenarında oturup havlu sallamak, takım arkadaşıma bir bardak su vermek, ya da oyunu kazandıracak sayıyı atmak. Kobe Bryant
- Küflü ekmekten penisilin oluyorsa, senden de bir şey olur. Muhammed Ali
- Biri sokakta silahıyla ateş ederken tenis oynamaya devam edebiliyorsan, buna konsantrasyon denir. Ben özel kulüplerde tenis oynayarak büyümedim.
Serena Williams
- Şampiyonların mesai saatleri yoktur. Paul Dietzel
- Doğru yolda olsan bile öylece oturup beklersen ezilirsin. Will Rogers