Mobilyaya uzay çağını yaşatıyor

Ankara’dan dünyaya açılan, Türkiye’nin en seçkin projelerine dahil olan ve 50 ülkeye kendi markasıyla yaptığı ihracatla, mobilya sektörünün parlayan yıldızlarından biri Nurus. İleri teknoloji Ar-Ge merkezine sahip şirketin başarısında önemli payı olan üçüncü kuşak yöneticiler Renan ve Güran Gökyay kardeşler, son projelerini ve gelecek planlarını anlattı.

Nurus’tan bize biraz bahseder misiniz?

Nurus’un hikayesi, 1927 yılında Ankara’da Nurettin Usta tarafından kurulan bir marangoz atölyesinde başladı. Nurettin Usta isminden “Nurus” markası doğdu. Nurus, ofis mobilyalarının yanı sıra THY’ye özel uçak koltuğu, askeri uçaklara fırlatma koltuğu, ileri teknoloji içeren özel drone, uçak tasarım gibi çok farklı teknolojiler de geliştirip satıyor. Yenilikçi, yaratıcı ve fonksiyonel tasarımlarıyla üretiminin yüzde 40’lık kısmını Abu Dabi’den Hindistan’a, İtalya’dan Yeni Zelanda’ya kadar kendi markasıyla 50’dan fazla ülkeye ihraç ediyor. Tasarım ve geliştirilen teknolojilerin birçoğunda bendeniz Renan Gökyay ve kardeşim Güran Gökyay’ın imzası bulunuyor. Nurus şimdi de virüs sonrası Türkiye’nin yeni çalışma hayatı ve düzenini yeniden şekillendiriyor.

Nasıl bir şekillenme bu?

Virüs ofise girdi, iş hayatımız kökten değişti.  Sadece birkaç haftada çalışma alanları, alışveriş merkezleri, okullar, hava alanları boş kaldı. Evimiz, ofisimiz oldu. Özel alanlar çalışma alanına dönüştü. Şimdi sistemi yeniden başlatma zamanı. Artık Türkiye ve dünyada yepyeni bir çalışma düzeni, yepyeni bir dönem başladı.

Türkiye’nin son yıllardaki en önemli teknolojik Ar-Ge şirketlerinden Nurus, alanında uzman isimleri bir araya getirdi. Mühendis, mimar, psikolog, akademisyen ve ilgili uzmanlar Türkiye ve dünyanın yeni çalışma düzenindeki ihtiyaçları, olanakları ve iş dünyasının yeni çalışma düzenini şekillendirmek için güç birliği yaptı. Uzmanlar oluşturdukları gruplarla yeni çalışma düzenini ortaya koyuyor. Nurus; fikir, öneri ve ihtiyaçları yeni düzene uyarlayıp iş dünyasında geleceği kuruyor.

Nurus öncülüğünde; insan, çalışan sağlığı ve iş yeri güvenliği, sürdürülebilirlik, teknoloji, tasarım ve çalışma alanlarında 6 farklı komisyon oluşturuldu. Komisyonlarda tartışma ve fikirlerle ilgili konunun standartları oluşturuldu. Komisyonlarca şekillenen standartlar ve öneriler kamuoyuyla yazılı ve sözlü bildirgelerle taslak olarak paylaşılıyor. Komisyonlarca hazırlanan bildirgeler ‘future bright’ tarafından test edildikten sonra rapor ve makale haline getiriliyor. Belirlenen fonksiyonlar ve standartlar ışığında iç mimari tasarım yarışması da düzenleniyor.

Komisyonlarla, Türkiye’nin iş ve çalışma hayatına reset atılıyor diyebilir miyiz?

Evet, aslında tam olarak öyle. Aylardır devam eden çalışmalar, gözlemler ve komisyon raporlarıyla Türkiye’deki çalışma hayatında çok önemli alanlarda her şey yeniden belirlenmeye başladı. Bir yıl öncesine göre farklı standartlar ve çalışma biçimleri ortaya çıktı. İşte bu çalışmalar sonrasında yeniden şekillenmeye başlayan çalışma noktaları ve düzeni şu başlıklarla ortaya çıktı: Uzaktan çalışma, evden çalışma, ortak ofis, esnek çalışma, teknoloji ve gayrimenkul, sosyal alanlar, dijital çalışma alanları, uydu ofisler.

İstanbul Yeni Havalimanı’nın oturma grupları, tüm mobilyaları, kontrol kulesinin ayarlanabilir koltukları Nurus tarafından yapıldı. Nurus, merakla beklenen inşa halindeki Türkiye’nin göz bebeği bazı yeni binaların da içi donanımını yapacak.

Gurur veren davet

Alman Tasarım Konseyi’ne ilk kez bir Türk şirket girdi. Dünyanın en büyük tasarım markalarının arasında olmak nasıl, neler söylersiniz?

Şu anda 37 uluslararası tasarımcı ile çalışıyoruz. Bugüne kadar 60’dan fazla ulusal ve uluslararası tasarım ödülü aldık. 45 bin metrekarelik alanda kurulu üstün teknolojiyle donatılmış fabrika ve Ar-Ge merkezine sahibiz.

Nurus, tasarımdaki inovasyon başarısıyla; Bosch, BMW, Daimler, Porsche, Braun gibi devlerle dünyada geleceği şekillendiren 200 markanın yer aldığı Alman Tasarım Konseyi’ne davet edilen ilk ve tek Türk markası. Hem işimizi bu seviyeye getirdiğimiz için hem de ülkemizi uluslararası bir platformda temsil ettiğimiz için tabi ki mutlu ve gururluyuz.

Teknoloji ihracatı

Çinlilere sattığınız bir patentiniz de vardı…

Evet, kalabalık ofisler için ürettiğimiz ‘Akustik Pod Calma’ isimli ürünümüzün patentini ve teknolojisini Çinliler satın aldı. Böylelikle Nurus, Çin’e teknoloji satan tek Türk şirketi oldu. Bu ürün Avustralya’dan Hollanda’ya kadar birçok ülkeye satıldı. Kalabalık ofislerde her türlü ileri teknolojiye sahip ses geçirmeyen çalışma imkanı sağlayan özel izole bir kabin.

50’den fazla ülkede ihracat yaptığınızı biliyorum. Sunduğunuz hizmetten biraz bahseder misiniz?

Nurus, tek nokta tedarikçisi olarak yeni yüksek teknolojiye sahip metal, ahşap, laminat, lake ve döşeme üretim tesisleri bulunan lojistik merkezinden dünyanın pek çok noktasına kendi markası ile ihracat yapıyor. Nurus, bölgesel lider olma hedefi doğrultusunda, Körfez ülkelerinde monobrand mağazalar açarak bu bölgedeki pozisyonunu güçlendirmeye devam ediyor. Nurus çözümleri; eğitimden ulaştırmaya, ofis binalarından sağlık kurumlarına kadar pek çok farklı projede sıfır hata payı ile çalışıyor. Sistem; projenin başlangıcından teslimatına, hatta ürünlerin kullanımına kadar tüm süreci, dijital bir platforma taşıyarak ve her adımın denetlenebilir olmasını sağlıyor.

Modern tesis

45 bin metrekarelik fabrikanızdan söz ettiniz. Detaylandırabilir misiniz?

45 bin metrekarelik alanda yılda yüz binlerce mobilya ve parçası üretilen fabrika, gelişmiş üretim kabiliyeti, teknolojik ve çevre dostu makineleri ile Avrupa’nın en modern tesisleri arasında yer alıyor. Nurus, yenilikçi, yaratıcı ve fonksiyonel pek çok ülke ile işbirliğini güçlendirerek uluslararası piyasada başarılı projeler gerçekleştiriyor.