27.05.2021 - 00:10 | Son Güncellenme:
F. EMRAH ERDOĞAN-NECİP KARATUNA DHA - Balıkesir Sındırgı’ya bağlı kırsal Pürsünler Mahallesi’nde soyadı kanunu çıkmadan önce aynı isimleri vatandaşları birbirinden ayırmak için kullanılan lakaplar günümüzde de devam ediyor. Babadan oğula geçen, kimi zaman bir huydan, yaşadığı olaydan, fiziksel özellikleri veya bu özelliklerinin tersi bir nedenle konulan lakaplar dikkat çekiyor. Eşekarısı, çaycı, çıtır, pamuk, boyalı, berduş, kara, satır, camcı, bakkal, tanker gibi ilginç isimler verilen vatandaşlar, bu durumdan memnun. Köyde Alaman yarenin eşi olarak bilinen Fadime Çiftçioğlu, bu lakabın ölen eşine, kırsal mahallede yeni icatlar yaptığı için verildiğini söyledi.
Babadan oğula
Delibaşın karısı olarak tanındığını söyleyen Halime Çiftçioğlu da, “Eşim ufaklığında çok hareketli bir çocukmuş. Büyükleri delibaş derken bu lakap kalmış” dedi. Kendilerinin Kamilceler ve Pamuk lakaplarıyla tanındıklarını söyleyen Kamil Albayrak da, “Dedemin adı Kamil, onun dedesinin adı da Kamil’miş. Bundan dolayı, Kamilceler denmiş. Dedem çok esmer tenli olduğu için tam tersi olarak Pamuk lakabı da verilmiş” diye konuştu.
‘Ayırmak kolay’
Mahalle Muhtarı ‘Çakır’ lakaplı Mustafa Tekel de, “Bizim köyün kuralı, lakapsız kimse yoktur. Lakap dededen babaya, babadan oğula yürür gider. Benim lakabım Çakır. Bu lakap, dedemin, babasından kalma. Kendisi sarışın, mavi gözlü olduğundan bu lakap verilmiş. Bazen de bu lakaplar farklı şekilde verilmiş. Örneğin çaycı lakabı vardır. Bu mesleği çaycı olduğundan değil. Biri çaya düşmüş, kurtarmışlar. Sonra Çaycı demeye başlamışlar. Bizde lakap olmayınca bulmak zor. Ahmet, Mustafa, Hüseyin gibi isimler çok. Kadınlarda da aynı şekilde. Evlenmeden önce aile lakabı, evlendikten, sonra da kocasının lakabı geçer. Bu gelenek devam ediyor” ifadesini kullandı.