06.03.2023 - 00:05 | Son Güncellenme:
“Sevgi, bir büyük cümle değil. Binlerce küçük eylemdir.”
Bahar Eriş
Şu günlerde, yani 80’lerimde, yönümde, doğrultumda, düşüncelerimde, algı ve davranış biçimlerimde büyük farklılıklar olduğunu duyumsayabiliyorum. Çok az öfke, kızgınlık, daha çok sevgi, iyilik... Yazının başlığı, sevgili Bahar Eriş’in satırları arasında gezinirken okudukça, gelişme sevinci yaşadığım değerli yapıtının adı. ‘Korkmasaydın ne yapardın?’ Evet ne yapardınız korkmasaydınız? Yanıtları bilemediğiniz soruları hayatın içine katılıp solumadan, yaşamadan, sonuçlarından etkilenip sarsılmadan cevaplayamazsınız. Bahar Eriş, yaşanmışlıklarla bezediği sevimli kitabını ‘Yaşama Yön Veren Öyküler’ tadında hikayeciklerle boyutlandırıp anlamlı kılmış. İşte size bir tanesi:
“Dünya devi Amazon’un kurucusu Jeff Bezos, küçükken yazları dedesiyle birlikte geçirirmiş. Dedesi, insanlardan uzakta bir çiftlikte yaşar, her işini kendi görür, hastalandığında iğnesini bile kendi kendine yaparmış. Bir gün dedenin parmağı kapıya fena sıkışmış. Kopmanın eşiğine gelmiş. Dede, fazla beklemeden sallanan parmağını koparıp çalıların arasına fırlatmış. Sonra hemen kamyonetine atlayıp direksiyonu hastaneye kırmış. Parmağın kendisi ortada olmayınca doktorlar başka bir çözüm düşünmüş. Parmağının koptuğu yere dedenin poposundan bir parça alıp koymuşlar. Ve yeni bir parmak yapmışlar. Buraya kadar sorun yok. Ancak o günden sonra ufak bir pürüz ortaya çıkmış. Dedenin parmağında kıllar çıkmaya başlamış! ‘Hayatta, başımıza geleceklere biz karar veremeyiz ama başımıza gelenlere nasıl tepki vereceğimiz bizim seçimimizdir’ diyor Epiktetos. Peki dede, beklenmeyen bu tuhaf duruma nasıl tepki vermeyi seçmiş? Küçük Jeff, buna şahit olanlardan.
Sabahları dedesini lavaboda tıraş olurken seyrediyormuş. Dede, gıkını bile çıkarmadan önce yüzündeki, sonra parmağındaki kılları tıraş ediyormuş son derece sıradan bir iş yapar gibi müthiş bir sakinlikle. Jeff Bezos’un dedesiyle yaşadığı bu olay, ona hayat dersi olmuş: ‘Zorluklarla karşılaştığın her an esnekliğini devreye sokar, yeni bir yol bulup devam edersin.’
Yaşam yarışında esneklik. Lütfen kendinizi kitaplardan uzak tutmayın. Hangi yaşta olursanız olun onlar değerli yol göstericilerimizdir.
Esen kalın. Güzel yurduma aydınlık günler.
Akıl küpü papağan
Adam papağanını gümrükten kolayca geçirebilmek amacıyla bir kutuya koymuş. Kutunun üstüne de, ‘Kırılacak eşya’ diye not düşmüş. Gümrük memuru eşyayı kontrol etmek için şöyle bir sağlamış. Papağan ses vermiş: ‘Şangır şungur.’
Bir kenara yazın bulunsun
Kaçtığım bütün savaşların yaralarını taşıyorum. (Fernando Pessoa)
Senin içinde yüzeye çıkmayı bekleyen hangi sesler vardır? İçindeki Ben FM neler söylemeye çalışıyor? Hiç dinledin mi? Senin varoluşsal çağrın ne? Korkmasaydın ne yapardın?(Bahar Eriş)
Potansiyelini gerçekleştiremeyen organizma, zamanla hasta olur. (William James)
Elektrik kaçak devre yapıyor. Rezistanstan akım geçmediği için lamba yanmıyor. Karanlıkta kalıyoruz. Oysa akım, bilgiden geçmeli ki aydınlanalım. Öyle değil mi? (Hande Özdinler)
Penceremin önünde serçeler geçer
Hayat bu,
Bazen oldukça iyi geçer
Bazen deler de geçer.
(Müjdat Gezen)
Gülümse ya da düşün
Adam kitapçıya girmiş. ‘Güvenilir başbakan adlı kitabı arıyorum. Acaba nerede?’ demiş. Kitapçı, ‘Masal kitapları arasına bakın’ demiş.