06.12.2021 - 00:05 | Son Güncellenme:
Çocuk yaştaydım. Alsancak açık tribünlerinden izledim onu. Karşı takımın tribün taraftarı kızdırmak için olacak ona, “Bayram, Bayram, Kürt Bayram” diye seslenirlerdi. Tüm olumsuz seslenişlere karşın takımının kazanması dışında hiçbir eyleme yeltenmez, o olumsuz çağrışımlardan etkileneceğine tersini eylemlerine yansıtırdı. Takımının maçı kazanan taraf olmasında öncü rol oynardı. O, İzmir’de futboldaki hırsı, taşıdığı formaya olan aşkını kramponlarının ucuna taşıyan mükemmel bir insan, futbolcu, kaptandı. Yıllar hızla tükeniyor. İnsanlar bir süre anımsanıyor. Süreç giderek uzadıkça insanların anımsanmasının da boyu kısalıyor. Milyarlarca insanın anı, şimdiyi yaşadığı acımasız bir süreç günümüzde. Gelenekselleşmiş, yıllık yattıkları yerlerin, uçların, anımsamaların unutulduğu acımasız, Dolar-TL paritesiyle tüketilen zamanlar, anlar... Anılar, yaşlıların bastonudur elbette. O baston elinizde olmasaydı unutulur gider, hiç anımsanmazdı anlar ve insanlar.
***
Tribünlerden Alsancak’ın (O futbol anıtı, benim için yaşadığım evrende soluğum tükeninceye dek İzmir Alsancak Stadı olarak kalacaktır) o zımparayı andıran toprak zeminine ayak bastığımda, Bayram Abi altı ızgaralı futbol ayakkabılarını malzemeciye teslim etmişti artık. Hep içinde kaldı. Ve de forması üstündeymiş gibi savaşım verdi Altay için üstünde forması olmadan. “İnsan olduğunuzu hatırlayın. Geriye kalan her şeyi unutsanız da olur” diyor Albert Einstein. Bayram Dinsel, Altaylı olduğunu hiç unutmadı. Unutuldu mu? Bilemiyorum. Yanıt bende değil!!! “Geleceğe kahve falından bakıyorsan karanlık olmasına şaşmayacaksın” der bir Arap atasözü. İnsan karanlığa bırakılınca unutuluyor mu dersiniz!?
***
“Seviyorum seni’
ekmeği tuza banıp yer gibi’
geceleyin ateşler içinde uyanarak’
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi’
seviyorum seni’
yaşıyoruz çok şükür der gibi”
Nâzım Hikmet
“Tırtılın ölüm bellediğine kelebek yeniden doğuş der”. Öyle oldu. Mucize. Yıllar sonra Mazhar Abi’nin (Zorlu) Ege Yıldızı’nda büyük kaptanla buluştuk. Ne güzel ne de saygın zamanlardı. O, oyun alanının büyük kaptanı, hiç yitirmediği alçakgönüllü yanını koruyarak hepimize yaşam dersi veriyordu her eyleminde, bakışında, duruşunda, söyleminde. Odamın kapısını tıkırdatmadan, onay almadan içeri adımını atmazdı. Attıramazdınız. Her defasında, “Ne olursun yapma kaptan” dediğimde, “Hayır. Dostluk ayrı, iş ahlakı ayrı” derdi. Ve gecelerde rakı kadehlerini yudumlamaya giriştiğinizde tüm üniformalarımızı üzerimizden çıkarıp şakalar, takılmalar başlardı. Ne güzel günlerdi. Bayram Abi’yi çok özlüyorum.
Esen kalın. Aydınlık günler...
Bir kenara yazın gerekebilir
Kötülük bir birikimdir. Her birikim gibi bir çekim merkezidir. Bunun kara deliği cinayetle başlar. Delik büyür, toplum çatlar ve yıkılır. Fakat kıyamet gününü bilemeyiz. Doğan Kuban
- Yalnızlığım; insanlar geveze hatalarımı övüp sessiz erdemlerimi eleştirmeye başladığında doğdu.
Halil Cibran
Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa bilin ki en namussuzu odur. Friedrich Nietzsche
Bilim “inanç” ya da dogma üzerine kurulmamıştır. Bilimin sonuçları sürekli bir sorgulama, sınama, doğrulama ya da eleme sürecinden sonra elde kalanlardır.
Prof. Engin Umut Akkaya
Güven bitmişse virgül koyup düşünmeye gerek yok. Noktayı koymanın zamanı gelmiştir. Jane Austen
Gerçek aşk anarşisttir
“Gerçek aşk bedel ödetir. En pahalı bedel, gerçek aşkı kaybetmektir. Mutlaka herkes kaybeder. Kimisi tamamına erdiremediği için, kimisi erdirdiği için kaybeder. Çünkü, gerçek aşk uçucudur. Gem vurmaya ya da imza atmaya gelmez. Müthiş, kimyasal bir reaksiyondur. Geçici delilik halidir. Sonunda beden ve ruhunuzda tortusu kalır. Belki de o tortudur beraberliklerin sürmesini sağlayan. Aslında hiçbir aşk yarım kalmaz. Sadece ömrü o kadardır. Başınıza gelmiş olması, hiç gelmemiş olmasından yeğdir. Adı üstünde aşktır çünkü.” Elçin Poyrazlar
Yeterince sevginiz varsa dünyadaki en mutlu ve en güçlü insan olursunuz.Yeterince sevginiz varsa dünyadaki en mutlu ve en güçlü insan olursunuz. Dr. Emmet Fox