03.03.2011 - 00:08 | Son Güncellenme:
ERDAL İZGİ - EROL YARAŞ - HAMDİ TÜRKMEN
MUSTAFA ÖZNUR: Yazdıklarınızın, söylediklerinizin, yetkililer tarafından ciddiyetle izlendiğini, dikkate alındığını düşünüyorum. “İzmir yıkılmadan, İzmir yenilenmez” başlığı altındaki yazınızı okudum. Levent mahallesinde doğdum, büyüdüm. 40’lı yılların sonlarında denetimsiz, plansız, programsız, ruhsatsız kurulmuş bir semt. 70’li yıllarda imar planları yapıldı ve en fazla iki kata izin verildi. Fakat şu anda 45 katlı kaçak bir yığın bina var. Benzeri semtlerin tümünde olduğu gibi Levent‘te de binaların çoğu kötü görünümlü ve depreme karşı dayanıksız. Zemini sağlam olmayan Alsancak, Göztepe, Güzelyalı, Küçükyalı gibi semtlere çok katlı imar verilip, Levent gibi zemini kayalık semtlere neden iki kat imar verilir, anlayabilmiş değilim. İzmir, çirkin binalarla dolu. Bu çirkinlik, hem kentin tüm insanlarını hem de içinde yaşayanları mutsuz ediyor. Bu işin çözümü hiç de zor değil. Yeşil alan, otopark, kamusal yarar gibi gerekçelerle vatandaşın tapulu arsası elinden alınmamalı, en az 6 kat imar verilmeli ama tüm binaların altı mutlaka otopark olmalı. Arsası küçük olan, bir kaç parseli birleştirecek. Gaziemir, bu sistemi başarıylı uyguladı. Seydiköy’deki arsa veya ev sahipleri mağdur edilmedi.
Yasal değişiklik yapılmalı
HÜSEYİN EVRAN: 3194 sayılı İmar Yasası’nın 18. madde uygulama yönetmeliğine göre, “zayiat (düzenleme ortaklık payı) alındığı takdirde, tekrar zayiat alınmaz” maddesinden dolayı, gecekondu bölgelerinde yapılan ıslah imar planı (hisseli tapuların müstakil tapuya dönüşmesi) den dolayı bir miktar zayiat alınmıştır. Bu zayiat oranları değişiktir. Bu ıslah planı uygulaması, imar uygulaması niteliğinde değildir. Çünkü yapılan ıslah uygulaması, özel parselasyonlardan doğan sadece yolları terkini içermektedir. Oysa imar planı demek, altyapı tesisleri, sosyal donatılar demektir. 1985 yıllarında yapılan imar ıslah planları bu gibi donatıları içermemektedir. Yasal engel nedeniyle, Büyükşehir kapsamındaki 9 ilçeyi kapsayan alandaki gecekondu bölgelerinde imar planı uygulaması yapılamamaktadır. Bu konuda belediye başkanlarının eli kolu bağlıdır. Kentsel yenileme, yukarıda sözünü ettiğim maddenin değişmesiyle daha kolay gerçekleşecektir. Yoksa tek ev bile yıkılamaz.
CHP’nin oyu yüzde 56’nın altına düşer
NEJAT ÖZSEVEN: CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, genel seçimlerde İzmir’den yüzde 56’nın altında oy çıkması halinde üzüleceğini dile getirmiş. Burada yerel seçimlerdeki oranı ölçü almış ve ona göre de değerlendirmesini yapmış. 2009 belediye seçimlerinde seçmen korktuğuna değil, kızdığına oy vermiştir. Belediye çalışmalarını yetersiz bulsa da bir kez daha şans tanımıştır ama o tarihten sonra belediye başkanlarımız bir atak gösterememiş, yeni ve kenti öne çıkaracak projeler üretememiş, sorunlar katlanmıştır. 12 Haziran seçimlerinde arzu etmemekle birlikte oyların, yüzde 56’nın altına düşeceği kanısındayım. İzmirli unutulmuş, belediye başkanları kent sorunları yerine göztermelik seminer, toplantı, kültür ve sanat olayları, milli değerler üzerinden politik hizmet üretmişlerdir. Belediyelerin etkin olmadığı bir kentte oy artışı beklemek, siyasetin mantığına aykırıdır.
Yepyeni isimler keşfedilmeli
TALAT ERKOÇBEY: Cumhuriyet Halk Partisi’nde önce ekonomik politikaların tüm hatlArıyla belirlenmesi ve bunları takip edecek, sürdürecek, kamoyunun beğenisini kazanacak kadroların gösterilmesi zorunludur. Bugün parti, sırtını genel başkan olgusuna dayamış, alt kadrolar birbirinden kopuk çalışmakta. Hal böyle olunca parti, tababına güven vermiyor. Bu nedenle partiye yeni isimlerin kazandırılması hatta yurtdışından, Atatürkçü, dünyayı tanıyan kişilerin getirilmesi şarttır. Parti kurulları, yeni isimler aday gösterilecekse, karşı çıkmamalı. AK Part, bu önemli konuyu aşmış ve hala yeni yeni isimleri bünyesine katmaktadır. Kemal Kılıçdaroğlu, seçime 4 ay kala konulara hakim olduğunu hissettiriyor ama kadro konusunda seçmene karşı isim zenginliği sergileyemiyor.
Kadın ve genç kesime yakınlaşmak gerekiyor
YARD. DOÇ. OYA ALPSÜ: Haftalık yazarları olarak, kadın ve gençlerin seçimlerde etken olması ve seçilebilecek sıralarda yer alması için gösterdiğiniz çaba nedeniyle teşekkür ederim. Yıllardan beri söylenen ama sürekli gözardı edilen bu olay, ne yazık ki siyasal yaşamımızın kanayan yarasıdır. Ataerkil anlayış nedeniyle başta CHP olmak üzere, soldaki partilerin büyük eksikliği olarak karşımıza çıkıyor. İzmir’in bu konuda öncülük etmesi gerekir. Fakat izlediğim kadarıyla kadın ve genç adayların belirlenmesine ilişkin genel merkez ve il örgütü, herhangi bir çalışma yapmıyor. Sizlerden ricam, akademik kadrolara bakmalarını sağlamaktır. Çünkü CHP’nin bu konuda eksikliği veya ilgisizliği söz konusudur.
CHP ön seçimle aday belirlemeli
MUZAFFER BOZKURT: Bir yerel gazetede, CHP’nin Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in beyanatını okurken, demokrasiye inanmış kişi olarak çok kaygılandım. Bu, üyelerin haklı ön seçim taleplerini sulandırmaktır. Diyorlar ki, “Adaylarımızı belirlerken halkın kapısını çalacağız.” İlk önce kapısı çalınması gereken kişiler, partiye hayat veren üyelerin kapılarıdır. Üyeler varsa partiler vardır. Üyeler köylerde, mahallelerde halktan biridir. Emek en yüce değer diyeceğiz, yıllarını partiye verenlerin emeğini hiçe sayacağız. Rahmetli Erdal İnönü İzmir’de ön seçime nasıl girdiyse, siz de girin, demokratlığınızı gösterin. Ülkemizde gerçek demokrasiyi gerçekleştirmenin yolu, önce parti içi demokrasiden geçer. Demokrasinin yolunun önce parti içi demokrasiden geçtiğini bileceğiz. Gerisi boş, yalan ve aldatmacadır.