19.02.2020 - 00:04 | Son Güncellenme:
20 Temmuz 1988’de Diyarbakır’da dünyaya gelen Zilan Duru; ilk, ortaokul ve liseyi İzmir’de bitirdi. Sadri Alışık Kültür Merkezi’nde oyunculuk eğitimi aldı. Anadolu Üniversitesi Radyo Televizyon bölümünde eğitim gördü. Kariyerine oyunculuk alanında devam eden Duru, bir sinema sayfasının, kendisinin ve dünyaca ünlü yıldız Monica Belluci’nin fotoğraflarını kolaj yapıp Instagram’da paylaşmasıyla herkesin dikkatini çekti. Paylaşımı gören ve Duru’nun kendisine olan benzerliğine kayıtsız kalamayan Belluci de paylaşımı beğendi.
Diyarbakır doğumlusunuz, İzmir’in Güzel Kızları tabusunu yıktınız, nasıl bir duygu?
Zerdüt felsefesindeki, “İyi eylemler tanrı, kötüleriyse şeytan olarak insanda vücut bulur” sözünde olduğu gibi, her insanda güzellik ve çirkinliğin bir arada olduğuna inanıyorum. Güzelliğimin, insani tutumumla ölçü alınmasını tercih ederim. İltifatınıza dönecek olursak; İzmirli kızlar da güzel Diyarbakırlı kızlar da, ben de her iki kentin insanlarının birleşimi olarak güzel bir iz bırakıyorsam bundan mutluluk duyarım.
Sorumluluğu büyük
Sinema ve dizi oyunculuğunda birbirinden farklı karakterler canlandırdınız ve büyük övgüler aldınız. Bunlar nasıl bir başarı getirdi?
Hayatı, insanı daha çok anlamama, anlamlandırmama katkı sundu. Çünkü canlandırdığınız her karakter sosyolojisiyle, ruh haliyle, kültürüyle, hayattaki yeriyle bambaşka bir insan ve siz o başka insanlar olup bir bakıma onların hayatlarına giriyor, onu bir yerde algılayıp kavrıyorsunuz. Sizin dışınızdaki öteki olanlar için daha iyi empati kurma, onları anlama kapasitenizi artıyor ve bu sonuçta insani bir duygu ve eylemsellik olarak ortaya çıkıyor.
Geçtiğimiz yıl Uluslararası Elazığ Film ve Sanat Festivali’nde “Gelecek Vaad Eden En İyi Kadın Oyuncu” seçildiniz. Başarınızın sırrı nedir?
Canlandırdığım karaktere önem veriyor ona saygı duyuyorum. Çünkü onu ne kadar çok tanıyıp o olabilirsem onu insanlara o kadar çok iyi anlatabileceğimi, olduğu gibi anlatmanın da bir sorumluluğumda olduğunu düşünüyorum. Biraz da insanlara doğruyu söylemek sorumluluğu gibi bir şey, başarımın kaynağını da burada görüyorum.
Sadri Alışık Kültür Merkezi’nde oyunculuk eğitimi almak size neler kazandırdı?
Doğru ve yanlışların birbirine karıştığı, insanların birbirine tahammülsüzlüğün doruğa ulaştığı, insanların kolaya kaçtığı bir süreçten geçiyoruz. Bugün bütün bunları gördükçe çok şanslı olduğumu ve doğru bir yerde, doğru insanlardan eğitim aldığımı fazlasıyla kavrayabiliyorum. Hayat aslında uzun soluklu bir eğitim süreci ve sınırı da yok. Kendimi geliştirmek için bu çabam sürecek. Özellikle yurt dışında oyunculuk adına böyle bir serüvene girebilirim. Ayrıca bu yıl ikinci üniversite olarak felsefe okuyacağım.
Türkiye’de kadın oyuncu olmak zor mu?
Kadın olmanın başlı başına zor olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Türkiye’de zorluk yok demek fantezi olur.
ABD gibi bir ülkede kadın oyuncuların sıkıntıları fazlasıyla medya yansıdı. Bu röportajı yaparken bile İstanbul’da ormanda bir kadın cesedi çıktı ve yine Tunceli’de kadın üniversite öğrencisinin hala arandığı gündemde.
Anlamı ‘Yeniden doğuş’
Yabancı yapımcıların dikkatini nasıl çektiniz?
Arkadaş çevremde Monica Bellucci ile benzerliğimiz sık sık konu olurdu. Normalde oyuncu olarak birine benzetilmek pek de tercih edilmez ama ben bu benzetilmekten mutluluk duyuyordum. Yabancı yapımcıların da dikkatini çekmem Bellucci’ye benzerlikten oldu. Birkaç kez yabancı medyada da bu benzerlik yer aldı.
İtalyan oyuncu Monica Bellucci’nin Türk ikizi olarak gündeme geldiniz. Size avantaj ya da dez avantaj sağladı mı?
Benzerlik sayesinde yabancı yapımcılarla ilişkilendim ve bu avantaj açıkçası. Şu sıralar bile bu benzerlikten kaynaklı yabancı manejerle iletişim içindeyim.
Yeniden doğuş anlamına gelen “Zilan” ismi sizi nasıl etkiliyor?
Bilemiyorum ama belki de isimler insanların yazgısıdır. Çünkü hem kendimi hem de dokunduğum hayatı sürekli yeniden var edebilmek arzusu içinde olduğumu söyleyebilirim.
Bir çok model, oyuncu ve şarkıcının isimleri olumlu ya da olumsuz medyanın magazin programlarında, sayfalarında yer alıyor bu sizi rahatsız ediyor mu?
Sektörün bir takım gereklikleri olabilir. Bir yere kadar buna iyi niyet gösterilebilir, tabi eğer insanlara yararlı bir cevap olabiliyorsa, gerçekten katkı sunuyorsa. Ancak insanların önceliklerinin, ihtiyaçlarının başka olduğu bir ülkede ve yine insanların yaşam mücadelesini fazlasıyla zor koşullarda verdiği bir ülkede insani olarak fazlasıyla beni rahatsız ediyor. Düşünsenize biz bunu konuşurken insanlar işsizlikten yakarıyor ya da intihar ediyor.
Şimdi bütün bu gerçeklerin söz konusu olduğu bir ülke ya da coğrafyada insanların ihtiyacı magazin mi yoksa sorunlarına çare olacak, bir bütün olarak asgari bir yaşamı, ideali, sürdürülebilirliği tartışacak haber ya da programlar mı söz konusu olmalı? Dolayısıyla bu beni rahatsız ediyor.