10.09.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
İyi hoş da çocuklara küçük yaşta bu bilinci aşılayacak beden eğitimi dersleri ne durumda? Spor sözcüğü okullarda ne anlama geliyor? Elit sporcu yetiştirilmesinden zaten çoktan vazgeçtik, çocuklar koşmayı öğrense yeter. Onun için bu araştırma sonuçlarını Sağlık Bakanlığı bir an önce Milli Eğitim Bakanlığı'na iletmeli ve gereğinin yapılmasını istemeli. Sağlık Bakanlığı, artık vatandaşların hastalıklar konusunda bilinçlenmesi, bilgi sahibi olması, sağlığına sahip çıkıp hastalanmaması, hastalıklardan kendilerini korumaları için uyarı açıklamaları yapıyor. Son açıklamalardan biri 4-10 Eylül Halk Sağlığı Haftası nedeniyle yapıldı. Slogan "Hareketli yaşam ve sağlık." Fiziksel aktivitenin öneminin vurgulandığı açıklamada bakanlığın 7 ilde gerçekleştirdiği "sağlıklı beslenelim kalbimizi koruyalım" projesinin de sonuçları var. Düzenli egzersiz yapanların toplum geneline oranı yüzde 3.5. Bir başka deyişle her yüz kişiden 96.5'u tembel, spor yapamıyor, yürüyüş bile yapmıyor. Bakanlık sağlığını düşünen herkesin fiziksel aktivitenin önemini kavrayıp günlük programına alması gerektiğini vurguluyor. Önce neyin tesadüfü, diye sorabilirsiniz. Malum, bedeli ödenmeyecek ilaçlar arasına kısa bir süre önce kolestrol ilaçları da girmişti. Hastanın ilacı hak edebilmesi için kan değerlerinin bilmem ne kadar yüksek olması şart koşuldu. Kıyamet koptu, hastalar isyan etti, doktorlar kararı yanlış buldu. Günlerce konuşuldu sonra konu tavsadı, gitti. Bu arada ilginç bir ürünün reklamı yayınlanmaya başladı. Kolesterol seviyesini düşüren, kalp sağlığını koruyan... falan filan. "ilaç" gibi. Tesadüf bu kadarla da kalmıyor, duyarlı vatandaşlar, firmaya dikkatimizi çekiyor. Tesadüf bu ya... Bu kadar tesadüf olur mu? Eşrefpaşa Belediyesi 5 yıldır SSK'lıya hizmet vermiyordu. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, asırlık hastaneden sigortalıların yararlanması için girişimlerde bulundu. Bu arada hastanede yeniden yapılanma, yenileşme hareketi başlatıldı. 3 ay önce başlayan görüşmeler tamamlandı. Eşrefpaşa'nın SSK'lılara kapılarını açmasına karar verildi. 7 Eylül Perşembe günü protokolün SSK Sağlık işleri Müdürü Uzm. Dr. Murat Balanlı'nın makamında imzalanacağı söylendi. Ama ne olduysa oldu anlayamadığımız bir şeyler oldu. Önce makamında imza için Kocaoğlu'nu bekleyen Balanlı, belediyeye davet edildi. Bu buluşma basından gizlenmeye çalışıldı. Kocaoğlu'nun o günkü programında protokol imza töreninin olmadığı ortaya çıktı. Hatta Başkan'ın sekreterleri muhabirleri büyük bir çabayla programda olmadığı gibi böyle bir bir araya gelmenin de olmadığına ikna etmeye çalıştı. Bu çaba sürerken kapı açılıp Kocaoğlu, sekreterlerinden basın mensuplarını çağırmasını istedi. Alı al moru mor bir ortam oldu. Muhabirler içeri girdi, 1 Ekim'den itibaren Eşrefpaşa'ya SSK'lıların beklendiği açıklandı, el sıkışıldı. Bildiğiniz gibi de protokol imzalanmadı. Söz akit oldu. Protokolün imzalanmamasına yetki ve hastane çalışanlarının eğitimi gibi iki nedenin yol açtığı söylendi. Sanki bunun ötesinde bir şeyler var. SSK belediye hastanesiyle "özel hastane" gibi sözleşme yapmak istemiş olabilir. Öğreninceye kadar sondaja devam... Protokol bilmecesi Şu sanal alem bir alem. Bir tıkla bilmediğiniz ne çok şey görüyor, okuyorsunuz. Böyle birkaç tuş operasyonuyla bir siteye ulaştım. Sayfa tam faaliyette değil ama firmanın çalışma alanlarını ile çalıştığı yerler yazıyor. Dikkatimi çekti, dengemi bozdu. Bu firma Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde hem tıbbi ve medikal malzeme satıyor hem de oto yıkamadan gazete bayiliğine, kafeterya, büfe, otopark işletmeciliğine bir seri iş yapıyor, hizmet veriyor. Benzer işleri üniversitenin Kaynaklar, Buca kampuslerinde de sürdürüyor. İlgisini çekene. Her işi yaparım abi Geçen hafta, İzmir Dişhekimleri Odası'nın, Türk Dişhekimleri Birliği Başkanı Celal Korkut Yıldırım'ın 13. Uluslararası Dişhekimliği Kongresi'nin açılışında, 2007 başından itibaren muayenehanelerden hizmet alımına geçileceğini müjdeleyen demecinin peşine düştüğünü yazmıştım. Büyük sevinç yaratan bu sözlerin doğru olup olmadığının ortaya çıkması için de demecin görüntülü CD kayıtlarıyla birlikte birliğe, Sağlık Bakanlığı'na, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile TRT'ye başvurulmuştu. Geçen sürede odaya iki yanıt geldi. Biri Sağlık diğeri Çalışma Bakanlığı'ndan. Yazılarda Yıldırım'ı teyit eden tek kelime yok. İkisi de bu işin kolay olmayacağının mesajlarını verirken, Çalışma Bakanlığı, Yıldırım'ın konuşmasına ilişkin soruya "Muhatabının kurumumuz olmadığını düşünüyoruz" yanıtını vermiş. TRT henüz yanıtsız. Asıl yanıt beklenen ise Birlik ve Başkan Yıldırım. Tıs yok. Dişhekimleri heyecanlandıklarına mı yansın, en üst yöneticileri tarafından kandırıldıklarına mı?Bir meslek örgütünün en tepedeki yöneticisi ağzından çıkanı bilmek zorunda olmalı, değil mi? Konuşan susuyor