EgeHayaller Avrupa gerçekler 1. Lig!

Hayaller Avrupa gerçekler 1. Lig!

27.04.2022 - 00:01 | Son Güncellenme:

5 yıllık macerasının ardından resmen küme düşen Göztepe, Avrupa hayaliyle başladığı sezonda hüsrana uğradı Sarı kırmızılıları değerlendiren yazarlarımız, “Tüm duyguları en uçlarda yaşayan ve yaşatan Göz Göz’ün hikayesi, uzun metrajlı bir film gibi. Kötü bir ilk adım, umutlu bir orta bölüm ve sezon finali kahırla dolu” dedi.

Hayaller Avrupa gerçekler 1. Lig

Bülent Buda: İlginç bir yol ayrımı. Belki bir belki iki maç sonra olacaktı. Öne çektiler, ‘Bitsin artık bu kahır günleri’ der gibi. Birkaç gün oynansa gol çıkmayacak sözde yarışmada. Bir biçimde bir gol oldu. Öyle ya da böyle. İki takım da futbolun güzel yüzü, yarışmasına giriştiler. Oynadığı liglerde en son hangisinde 11 haftadır kazanamıyor Göztepe? Kazanmaktan bu denli hangi dönem vazgeçtiler? Bu denli seçenekli oyuncu grubu ve bir yılda değiştirilen dört teknik adam... Hangisinin oyun felsefesine uyum sağlayacak profesyonel kramponlar? Canımız sıkılıyor ve dalga geçiyoruz kendimizle. Stadyumlar büyük eksiğimizdi, tamamlandı. Yine de inişe geçtik. Ne menem bir çelişkidir bu? Futbolun İstanbul’dan sonra en gelişkin olduğu söylenen İzmir. Gidiyor, çöküyor. Hayatımız hikaye.

Haberin Devamı

Fatih Tanfer: Göztepe’nin maç boyunca oyun iştahı ve planlaması iyiydi. Oyunu kontrol etti. Tijanic en iyi oyunlarından birisini oynadı. Ancak ikinci yarıda Di Santo’nun kaçırdığı mutlak goller Göztepe’nin üç puanını engelledi. Gelelim dramatik sona. Hakem atışı sonrası Soner’in şutunun direkten dönmesi ve Jahovic’in tamamlayıp golü atması kurallara uygun (Direkten dönen topa yine Soner vursa gol iptal olurdu). Sonrası anlaşılmaz bir uygulama ile santra sonrası Antep’in golü atması inanılacak gibi değildi. Göztepe attığı gol sonrası sözde Fair Play uygulaması olmasa üç puanla dönüp az da olsa umudunu son dakikaya kadar koruyacaktı. Göztepe büyük camia. Düştüyse kalkmasını da bilir.

Mehmet Demirtaş: Tüm duyguları en uçlarda yaşayan ve yaşatan Göztepe’nin sezon özeti, uzun metrajlı bir film gibi. Kötü bir ilk adım, umutlu bir orta bölüm ve sezon finali hüsranla çevrili. Arada yaşananlarsa, nabzı yükseltip tansiyonu fırlatacak cinsten. Teknik direktör konusunda sağlanamayan istikrar, oyuncu kalitesinin tartışılması, İrfan Can olayı, maçlar sonrası haklarını savunmakta çekinik yönetim, devre arasında rakiplerinin flaş isimlerle dirilişi ve Göztepe’nin seyredişi, Mehmet Sepil’in bırakışı ve isimlerin gündeme gelişi. Beş maçlık sükse ile umutların tazelendiği evre sonrası 10 maçlık sekteye uğrayan hayaller. Beş yıldır sezon finallerini başarısız yapan Göztepe artık kurtuluşu bulamadı. Koltuğun Tomas’a emanet edilmesi sonrası fiş çekilmişti. “Benim hayallerimi duysanız, geceleri uyuyamazsınız” gemiyi erken terk eden kaptan Mehmet Sepil’in bu sözü hala kulaklarımda çınlıyor.

Haberin Devamı

Hayallerimiz Avrupa, gerçekler ise 1. Lig oldu. Bu sezon hiçbirimiz uyuyamadık.

İyi günde sevmedik ki kötü günde vazgeçelim. Düştüğümüz gibi kalkarız ama tarih sebep olanları da yazar...

Gelecek yeni yönetim ve kurulacak yeni takımın bu camiayı yeniden ayağa kaldırıp hak ettiği yere taşıması lazım.

Umutlar gözyaşında büyüyor

Son 4 haftaya 30 puanla kümede kalma barajındaki tek rakibi Giresunspor’un 10 puan gerisinde giren Altay, lige tutunma umudu bir maça bıraktı. Siyah beyazlıları değerlendiren yazarlarımız, “Yaşam sürprizlerle biçimleniyor. En iyisi gelecek 90 dakikayı beklemek ve hayatta olup biteni izlemek” dedi.

Haberin Devamı

Bülent Buda: Salt istemek, koşmak, yarışmak yetmiyor. Yaşamsal eksik, yaratıcılık ile çerçeveyi geçen, ağlarla öpüşen vuruşları yapabilmek. Çok iyi başlayan Süper Lig mevsimi dramatik, soluk bir biçimde düş kırıklığı ile sonuçlanıyor. Ligin en iştahlı oyunlarından birisini oynadılar Galatasaray’a karşı. Erken gelen golün şok etkisine karşın. Tabelayı dönüştürme isteğiyle üretilen gol pozisyonlarından ne yazık ki her defasında boş döndüler. Lig dört hafta sonra bitiyor. En yakın Giresun’la puan farkı 10. Yani Altay tüm maçlarını kazanacak, Giresun bütününü kaybedecek. Futbol bu. Olur mu, olur. Aşırı iyimserlik mi? Evet öyle. Yaşam sürprizlerle biçimleniyor. En iyisi gelecek haftayı beklemek. Ve sonrası. Neler oluyor hayatta, izleyerek göreceğiz.

Fatih Tanfer: Öncelikle Altay’ın muhteşem seyircisi alkışı hak etti. Bir takım ancak bu kadar iyi desteklenir. Maça arzulu ve doğru bir biçimde pres yaparak başladı. Ancak 8. dakikada Kerem’in golü dengeleri bozdu. Altay, Galatasaray’ın kompakt oyununu aşamadı. Bilhassa birinci yarıda Galatasaray’a boş alanlar bıraktılar ve onlar da net pozisyonlar buldu. Kaleci Lis yaptığı kurtarışlarla farkın açılmasını önledi. İkinci yarıda dinamik, mutlak gol bulmak isteyen bir Altay izledik. En büyük problem olan golcü sıkıntısını bu maçta da gördük. 66. dakikada Poko getirdi vuran olmadı. 90+5’te İbrahim’in aşırttığı pozisyonda Poko’nun kafa şutunu Muslera kurtarınca maalesef sahadan puansız ayrıldı. Altay kazansa gelecek için umutlarını devam ettirecekti. Olmadı. Bu muhteşem taraftarın inancını gördükten sonra gelecek adına umutlandım. 

Haberin Devamı

Mehmet Demirtaş: Taban tabana zıt iki 45 dakika geçti pazar akşamı Alsancak’ta. İlk yarıda kendi kabuğuna çekilen Altay, Galatasaray’ın oyununu çözmek için taktik savaşımı verdi. Az pas yapan, rakip kaleyi görmekte zorlanan ve ikili mücadeleleri rakibine kaptıran Altay, ikinci yarı yaşadığı değişim ile oyunu kontrol etti. Bu yarıda sarı kırmızılıların futbola dair yaptığı bir şey yoktu. Topun arkasına geçip pozisyon üretmenin gerekenlerini yapan Altay, skorun üstüne yatan rakibi karşısında canını dişine taktı. Galatasaray bu yarıda isabetli şut dahi atamazken Altay, savunması ile hücum hattını birleştirip saha parsellemesinde de iyiydi. Fakat sezon başı hariç son dönemde etkisini daha fazla hissettiğimiz ön alan oyuncuları ve bitiriş eksiğiyle sayı üretemedi, tabelaya yansıtamadı bu oyununu. Kalan maçlarda gerekeni yapmak adına ellerindeki unsurları sonuna dek kullanacaklardır fakat zaman aleyhlerine olduğu için tolerans edilemeyecek şey kazanmak dışındaki sonuçlardır.