Ege‘Gönül’lerin berberi Samet Tan

‘Gönül’lerin berberi Samet Tan

27.11.2018 - 08:15 | Son Güncellenme:

Makkas’S Boutique’in kurucusu Samet Tan, sektördeki başarısıyla yetinmedi “Gönül Tıraşı” projesiyle köy okullarındaki yüzlerce çocuğa da yardım etti.

‘Gönül’lerin berberi Samet Tan

‘Gönül’lerin berberi Samet Tan
İzmir’in tanınan kuaför markalarından biri olan Makkas’S Boutique’in kurucusu Samet Tan, sektörde 2011 yılında çıktığı yolculuğunu Milliyet Ege’ye anlattı. Amacının ülkemizde berberlik mesleğine tıpkı Avrupa’da olduğu gibi sanatçı gözüyle bakılmasını sağlamak olduğunu belirten Tan, bunun için başarılı bir yol izledi ve hedefine de kısa sürede ulaştı. İşteki başarısını sosyal yardımlarla da taçlandıran Tan, başlattığı “Gönül Tıraşı” projesiyle İzmir’in köylerindeki okullarda eğitim gören yüzlerce çocuğa ulaştı. Çocukların sadece saçlarını ücretsiz kesmedi, topladığı yardımlarla mont, ayakkabı, giyim ihtiyaçlarını da sağladı. Yeni yılda yeni okullara ulaşmayı hedefleyen Tan, evde bakım gören yaşlılara da ücretsiz yardımda bulunmayı istiyor.


- Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Haberin Devamı

1987 yılında dünyaya geldim, Tokatlıyım. 1999 depreminde İzmir’e ayak bastım. Burada yurtlarda büyüdüm, annem babam sağ ama öyle olması gerekiyordu. 1999 yılında aynı zamanda kadın kuaförlüğüne başladım. 2009 yılında Ege Üniversitesi Cilt Bakımı ve Kuaförlük Bölümü’nden mezun oldum. Üniversite biter bitmez askere gittim. On yıla yakın meşhur bir kuaförde çalıştım ama artık kadın kuaförlüğünden sıkılmıştım. Erkek kuaförlüğüne ağırlık vermek istedim. Bir yandan da makyaj eğitimi alıyordum. Bir süre sonra kesin kararımı verdim erkek kuaförü olacağım dedim. 2011 yılında evlendim, şu an Zeynep ve Ali olmak üzere iki çocuğum var. Evlenmemden 6 ay sonra kendi dükkanımı açtım ve şu an yedinci yılımızdayız. Geniş bir portföye sahibiz, ağırlıklı olarak beyaz yaka ve üstü bir portföye sahibiz. VIP hizmet de veriyoruz, özellikle yaz aylarında hafta sonları Çeşme’deyiz. İnsanların evlerine gidip de hizmet verebiliyoruz. Amacım berberlik mesleğini Avrupa’da olduğu gibi sanatçı gözüyle bakılmasını sağlamak.

Haberin Devamı

- Sizi diğer markalardan ayıran özelikleriniz nelerdir?

Erkekler genelde sabit oturmayı çok sevmiyorlar. Hatta mahalle berberinde “Abi sen yıkama ben evde yıkarım” gibi bir cümle geçer, sabredemiyoruz çünkü. Ben ise bu yola çıktığımda “Müşteriyi koltukta nasıl daha uzun süre tutarım?” fikrinin peşine düştüm ve ağızdan reklam denilen olaya çok önem gösterdim. Müşterilerime saçtan sakaldan ibaretmiş gibi davranmıyorum. Kişisel olarak değer veriyorum. Zaten Makkas’S Boutique’in boutique kısmı da bunu ifade eder. Saç kesimine gelen birine mini ölçüde bir yüz bakımı, bir el bakımı, bir saç bakımı yaptım ve bundan bir ücret almadım, koltukta oturduğu dakikasını uzattım. Ücret de almayınca erkeklerin hoşuna gitti ve her yerde anlatmaya başladılar. Sonra sosyal medya reklamı verdim ve bugünlere gelmeyi başardım. Mesela diğer birçok kuaför gibi sadece kestiğim saçın fotoğrafını çekip koymuyorum. Bütün bakımlar bittikten sonra dükkândan çıkmadan yan yana bir fotoğraf çektirip, paylaşıyorum. Bütün bunların ekmeğini de model ajanslarından, eğlence kulüplerinden kulis kuaförleri olma tekliflerini alarak yedim. Hala da çekimlere gidip ünlülerle çalışıyorum.

Haberin Devamı

- Sosyal sorumluluk projeniz ile de fark yaratıyorsunuz. Bize Gönül Tıraşı projenizden bahseder misiniz?

Gönül Tıraşı projesini İzmir’in Tire ilçesinin Işıklar Köyü’nde gerçekleştirdim. Özellikle Suriye’deki olaylardan kaçan onlarca çocuğumuz denizlerde boğularak öldü. Çocuğumuz diyorum çünkü çocuk çocuktur. Bodrum’da denize vuran bir bebek vardı, hatırlar okuyucularımız da belki, o beni çok derinden etkiledi. Ve sokakta da görüyoruz çocuklar çöp topluyorlar. Bütün bu çocuklarımız için ne yapabilirim? diye düşündüm.

Doğuda görev yapan baş komiser abime danıştım, “Burası terör bölgesi, izin alamazsın” deyince de kendi memleketimden İzmir’den işe koyuldum. Eşimin akrabaları Tire’de Işıklar Köyü’ndeki tek sınıflı bir okuldan bahsetti. Birden beşe kadar o odada okuyor çocuklar. Gittim, muhtar ve okul müdürüyle konuştum. 40’a yakın çocuk vardı, doğru düzgün ayakkabıları montları da yoktu! Hemen sosyal medyadan “Gönül Tıraşı projemiz için 43 çocuğumuza bot, mont, kırtasiye, oyuncak ihtiyacımız var, bedenleri mevcuttur, yardım etmek isteyen kim var?” diye mesajı attım. Neredeyse 150 çocuğa destek verebilecek seviyeye geldik.

Haberin Devamı

Ancak tam gideceğimizin önceki günü resmi makamlardan aradılar “Bu projeyi yapamazsın” dediler, “Niye? Benim amacım iyilik başka bir niyetim yok” dedim, ama olmadı.

Ama çocuklar beni bekliyordu. Ekipçe gittik, sağ olsun köyün imamının desteğiyle camide topladık çocukları orada tıraş ettik, hediyelerini verdik, montlarını giydirdik, kırtasiye yardımı vardı onları verdik. 2016’da başlattığımız projenin ikinci ayağını da gerçekleştirdik. Bu sefer ekip büyüdü, prosedürleri de atlamadık. Önce İzmir valimize gittik, bizi alnımızdan öptü, “Helal olsun” dedi. Sonra bizi İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi Bey ile tanıştırdı. Resmi protokol imzaladık. Ardından Kemalpaşa’da 4 köy okulu bulduk. Kemalpaşa Belediye Başkanı sağ olsun bize otobüs, palyaço, popcorn arabası ve pamuk şeker arabası verdi. Sayesinde şenlik gibi geçti etkinlik. 180 çocuk dedik, oldu 300 çocukluk yardım. İnsanlar para göndermek istediler ama biz dernek olmadığımız için para kabul edemedik.

Haberin Devamı

‘BU AY ALTI OKULA GİTTİK’

Okullar İzmir’in bir başındaydı. Otobüsle giderken “Dur” diye bağırdı biri, aşağı indik niye duracağız diye “Burada yol patlatma çalışması var, dinamit patlıyor, baraj yapılacak” dedi. “E o zaman çocuklar nasıl gidiyor?” diye sorduk. O çocuklar okula gitmek için her gün bir buçuk saat yol yürüyormuş. Kemalpaşa’nın Kamberler Köyü, Yenikurudere Köyü, Sinancılar Köyü ve yakınında bulunan okullara gittik. Bu arada eşlerimizin de hakkını yemememiz lazım. Onlar da çocuklara kekler, pastalar, börekler yaptılar. Bu ay 6 okula gittik; 4 köy okulu, 1 merkez okulu, 1 de görme engelliler okulu. Bazı insanlar çok reklam yapıyoruz diye bizi eleştiriyor. Reklam yapmazsak sesimizi duyuramayız.

SIRADA YAŞLILAR VAR

- Peki, projeye ilişkin geri dönüşler nasıl?

İzmir Valisi bizi uyarmıştı; “Samet’cim bu projede sakın birinin kalbini kırmayın, kimsenin gururunu incitmeyin” dedi. Çok dikkat ettik davranışlarımıza. Son gittiğimiz zaman 74 kişiydik, eşlerimiz de dahil olmak üzere. Gittiğimiz yerlerde bizi nerdeyse davul zurnayla uğurlayacaklardı. Biz de onlar da çok mutlu ayrılıyoruz.

- Gönül Tıraşı projesi devam edecek mi?

Evet. Uşak Valimiz, Muğla Valimiz, Uşak ve Muğla Milli Eğitim Müdürlerimiz bizleri bekliyor. Aynı zamanda Kemalpaşa ve Kınık’ta farklı projeler yapacağız. , İzmir Kınık’ta bir proje yapacağız. Üstelik Diyarbakır’daki meslektaşlarımız bizi bekliyorlar. Ağrı Taşlıçay, Tokat, Ankara ve birçok şehirde projemizi yürüteceğiz.

- Ufukta yeni projeler var mı?

Yeni bir proje yürütmüyoruz ama proje kapsamını genişletiyoruz. “Gönül Tıraşı 3” organizasyonumuzda Kemalpaşa Belediye Başkanımızla organize olup bakıma muhtaç olan erkek ihtiyarlarımıza tıraşa gideceğiz. Örneğin bazı berberler cihaza bağlı ya da ameliyat olan evde yatan hastalara gitmek istemiyorlarmış. Kan izi kalmış mesela ondan iğreniyorlarmış. “Gönül Tıraşı 4” organizasyonumuzda Muğla’nın köy okullarına gideceğiz, “Gönül Tıraşı 5” organizasyonumuzda Uşak’ın köy okullarına gideceğiz. “Gönül Tıraşı 6”da ise İzmir Kınık’ta bir proje gerçekleştireceğiz. Kınık Belediye Başkanımız projemize çok olumlu yaklaştı, irtibat halindeyiz şu an. Soma faciasında babalarını kaybetmiş, yetim kalmış 22 tane çocuk tespit ettik. “Soma faciasıyla ne alakası var Kınık’ın?” diyebilirsiniz ama servislerle madenlerde çalışmaya gidiyorlarmış. Belki “Gönül Tıraşı 3” için bile bu projeye geçebiliriz çünkü bizim önceliğimiz çocuklar.