Geçmişe hasretle bakıyoruz!

Bülent Buda: Sahada gezinir gibi oynayan Konya, üç atıyor. Göztepe koşuyor, canları çıkıyor. Tabela 0’ı gösteriyor. Beceri eksiği mi, kalitesizlik mi, tükenmişlik sendromu mu? Bir de nasıl bir oyuna giriş öyle? Kalenin önünde tehlikeli paslaşmalar... Ne yani daha oyunun ilk dakikalarında oyunu soğutma anlayışı mı? Oyuna başlayın ve saldırın beyler! Kaybedecek neyiniz kaldı ki? Göztepe’nin ileri uçları paydos zilini beklemeden seyirci koltuğuna geçmişler. İroni yapıyoruz, dalga geçiyoruz ağlanacak halimize. Günün en nitelikli görüntüsü, Konya kalecisinin parmak uçlarıyla dokunabildiği Halil’in uzak mesafeli müthiş vuruşu. Uzatmalarda oluyor bu vuruş. Yani kaslar yorulmamış! Tek sezon üç teknik adam. Bir dolu transfer. Bu manzarada Göztepeli başkan istifa ediyor. Malı satın alacak enayi arıyor. Bitpazarı. Batan geminin malları!

Fatih Tanfer: Göztepe, düşme hattından kurtulmak adına puan ve puanlar almak zorunda olduğu Konya deplasmanında 3-0 mağlup olup 3 puanı da Konya’da bıraktı. Göztepe defansının merkezinde eksiklikler vardı. Yediği goller de bireysel hatalar yüzündendi. 6. dakikada Aytaç topu kaptırdı ve gol geldi. Elbette erken yenilen gol direnci kırdı. Göztepe’de rakip ön alanda pres yaparken geriden oyun kurma ısrarını bir türlü anlamıyorum. Ndiaye’ye sarı kartın yeterli olacağı bir pozisyonda pozisyonun 1 metre yanındaki hakemin VAR’a gidip ihracı son derece haksızdı. Obinna da çıktıktan sonra Aytaç, Soner ve Yalçın’dan kurulu orta saha çok rahat bir biçimde geçildi. Konya’daki oynadığı oyun sonrası, ‘Keşke Piric’e önceden şans verilseydi’ dedim. Foch’un güzel bir sözü vardır : “Yalnızca bir erdeme sahibim. O da ümitsizliğe düşmemektir”. Son düdüğe kadar mücadeleye devam.

Mehmet Demirtaş: Kalitesi tartışılan futbolcu grubu, tecrübesi olmayan isimlerin kenarda duruşu, sadece ismen bildiğimiz ve camiaya oyuncu kazandıran ya da bunu beceremeyen menajer ordusu. Göztepe, Süper Lig’e çıktığı ilk sezon dışında saha dışı sorunların pençesiyle boğuştu. Dışardan bir maçı tesadüfen de olsa izleyen insanların gördüklerini göremediler. Ligi kafalarında noktaladıkları bariz. Bundan sonra umut etmek, güzel günler için yeniden heyecan duymak epey güç. Göztepe forması altında her zaman şanlı bir mücadele vermiş isimlerden sonra böyle bir tablo görmek elbette insanın içini acıtıyor. Bir de zamanında sizin beğenmediğiniz teknik patronları, yedek bıraktığınız futbolcuları seyrederken bizlerin duyguları hareketsiz kalmıyor. Peki ya sizin?

‘Mücadelemizi sürdüreceğiz’

Üst üste 8 mağlubiyet alarak kümede kalma umutlarını çok azaltan Göztepe’de Başkan Vekili Talat Papatya açıklamalarda bulunup, kalan haftalarda kendilerine yakışan mücadeleyi sergileyeceklerini belirtti. Papatya, “Bize yakışmayan bir noktada olduğumuz gerçeğini kabul etmek zorundayız. Matematiksel olarak hiçbir şansımız kalmayıncaya kadar Göztepe’ye yakışan bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Nasıl başladı, nasıl bitiyor?

Alsancak Mustafa Denizli Stadı’nda Antalyaspor’u konuk eden Altay, rakibine boyun eğdi ve kurtuluş yolunda ümidini azalttı. Siyah beyazlıları değerlendiren yazarlarımız, “Belirgin bir çaba var. Lakin yaratıcılık yok. Kalan maçlarda kolektif hareket etmeliler” dedi

Bülent Buda: Yıllar sonra pırıl pırıl, yeni Alsancak Stadı ile Süper Lig’de olmak ne coşku ne de keyif vericiydi. Peki şimdi bu yakınmayla her şey bitti mi? Bir alt lige tekrar dönüşün sinyalleri mi? Haftalardır yenilgi yüzü görmeyen Antalyaspor’a bakıyorum. Ahım şahım bir şey oynamıyorlar. Lakin oyun disiplini, futbolcular arası iletişim ve de kazanarak edinilen öz güven gözlerden kaçmıyor. Şimdi dönelim bizim mahalleye. Belirgin bir çaba var. Lakin yaratıcılık yok. 3-18-21’de etkili girişim var. Üçü de Rodriguez’den. 3 teknik adam. Daha sezon bitmedi. Her gelen kendi senfonisini dinletme çabasında. Takımın esas iki sol beki kulübede. Üçüncüsü alanda. Bamba’dan kanat adamı olursa Cebrail’den de santrfor olur. Bu çöküşte tribünler, “Özgür istifa” diye sesleniyor. Yerine kim ya da kimler gelir? Patronun altındaki toplamı bilen var mı?

Fatih Tanfer: Altay, son haftaların formda takımı Antalyaspor karşısında rakibin etkili iki kanat bekinin hücuma katkıları ve defansının arkasına atılan toplarla sıkıntı yaşadı. Birinci golde olduğu gibi yine atağa çıkarken kaptırılan toplar problemi devam etti. Savunmada basit hatalar öne çıktı.

İkinci yarıya iştahlı, yüksek tempoda baskılı bir oyunla başladı. Zeki’nin boş kaleden çıkarılan topu gol olsa elbette sonuç da değişik olacaktı. Bu yarıda hücum ağırlıklı bir futbol oynamaya başladı. Ancak tek sıkıntı, golcülerin etkisizliğiydi. 89. dakikada Bamba’nın zoru başarıp altı pastan topu dışarı atması buna bir örnekti. Geriye kalan maçlarda cesaretle ve büyük bir inançla hareket etmek Altay için bir umuttur.

Mehmet Demirtaş: Ligin son dönemindeki formuyla parmak ısırtan Antalyaspor, Nuri Şahin komutasında harika bir iş çıkarıyor. Gerek yaptıkları rotasyonlarla gerekse devre arasındaki katkılarla bileği bükülmesi güç bir rakip. Altay ise yeni teknik ekibin ilk maçına çıkmasının heyecanını yaşarken final niteliğindeki kalan mücadelelerde kayıp yaşamak istemiyordu. Fakat etkisizdiler, ciddi atak ya da isabetli şut ara ki bulasın!

65 dakika geride kalırken ev sahibinde tek oyuncu değişikliği Ceyhun’un oyuna girmesiydi. Altay’ın gole, puanlara ihtiyacı yokmuş gibi! Bence Kazımcan ve Kappel 70 dakika kenarda oturmaz. Karşınızda fiziksel olarak güçlü, yetenek olarak farklı bir ekip varken şifreyi yanlış isimlerle çözmek mantık çerçevesinde olamaz. Artık onları daha da zorlu bir süreç bekliyor. Sezona fırtına gibi başladılar, nasıl bitiriyorlar. İçimiz acıyor.

Maç tekrarı istiyorlar

Fraport TAV Antalyaspor’a 2-1 yenilerek kurtuluş umutlarını azaltan Altay, maçın tekrar edilmesi için girişimlere başladı. Yönetimin, Antalyaspor maçında klasman dışı hakem Alper Çetin’in görev yapması gerekçesiyle Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) müsabakanın tekrar edilmesi konusunda başvuru yapacağı ifade edildi.